Van depreminin üzerinden 12 yıl geçti ama kent merkezindeki ağır hasarlı yapılar, halen yıkılmadı. Bu binalarda yaşamın devam etmesini, “ürkütücü ve acı verici” bulan TMMOB Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Kartal, deprem sonrasında henüz hasar tespitinin yapılmadığına işaret edip ilgili kurum ve kuruluşların, bir an önce kentin yapı stok envanterini çıkartması, envanteri güncellemesi, önlem alması ve Kent için Acil Eylem Planı’nın hazırlamasını istedi.
Barış Dönmez / Van
2011 yılında, Van’da 7,2 ve 5,6 büyüklüğünde iki büyük deprem yaşanmış, depremde 644 yurttaş hayatını kaybetmişti. Depremin üzerinde 12 yıl geçmesine rağmen, Van kent merkezinde 7 binin üzerinde olduğu tahmin edilen ağır hasarlı yapıların çoğu halen yıkılmadı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Barış Kartal, bu binalarda yaşamın devam etmesinin çok ürkütücü ve acı verici olduğunun altını çizdi. Yaşanan depremlerde ders çıkartılması gerektiğini belirten TMMOB Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Kartal, Van depremi sonrasında henüz hasar tespiti çalışmasının yapılmadığına dikkat çekti. İlgili kurum ve kuruluşların, bir an önce kentin yapı stok envanterini çıkartması, envanteri güncellemesi ve önlem alması gerektiğini vurgulayan Kartal, öncelikli olarak ağır hasarlı yapıların hızlı bir şekilde yıkılmasını önerip şu açıklamayı yaptı:
“2011’de kentimizde yaşanan yıkıcı depremlerden sonra aradan 12 yıl geçmesine rağmen ağır hasarlı binaların hâlâ ayakta olması, bu binalarda yaşamın devam etmesi çok ürkütücü ve acı verici. Neden önlem alınamıyor, neden gereken yaptırımlar yapılmıyor anlamış değilim. Hasarlı binaların elektrik, su, doğalgaz gibi yaşamı mecbur kılan aboneliklerinin bir an önce kesilmesi ve bu binaların hızlı bir şekilde yıkımlarının yapılması gerekiyor. Gerekirse bu yıkım, mülk sahibine bırakmadan ilgili kurumlar yapmalı. Yoksa bu binalarda yaşam devam edecek ve olası bir depremde kaybımız olabilir. Maalesef bizler hâlâ olaya duygusal bakıyoruz. 2 hafta önce Kahramanmaraş merkezli depremde kaybettiğimiz çok sayıda yurttaşımız var. Kurumlarımız bu konuda daha emin ve ciddi bir şekilde işlem yapmalı. Van’da ağır hasarlı olarak tespit edilen 12 bin bağımsız bölüm, 7000 binadan bahsediliyor. Fakat bu verilerin güncel durumu nedir bilmiyorum. Bilen olduğunu da sanmıyorum. Sonuçta bu arada yıkımı gerçekleşen hatta yeni yıkımı devam eden binaların olduğunu görüyoruz. Kentimizin yapı stoku envanteri, bir an önce güncellenmeli.”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)
Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Barış Kartal
Çalışmalar, usulüne uygun olmalı, riskli alanlar, imara açılmamalı
Yapılacak çalışmaların; bilim, teknik ve usulüne uygun bir şekilde yürütülmesini öneren Kartal, meslek odaları olarak her türlü desteğe ve birlikteliğe açık olduklarını bildirip önerilerini şöyle sıraladı:
“Öncelikle şunu kabul etmemiz lazım. Depremler, afetler doğa olayları ama gerekli önlemler alınarak bu süreçleri atlatmak gerekiyor. Bunların hepsi, bilime, tekniğe ve usulüne uygun bir şekilde hareket etmekle olur. Az önce dediğim gibi, kentimizin yapı stok envanterinin çıkartılması ve yaşanan afetler sonucu çıkartılan envanterin güncellenmesi gerekiyor. Zor ve zaman alacak bir iş, ama bu veriler olmadan kentimizdeki binaların durumlarını tespit etmemiz mümkün olmayacak. Bu envanter aslında yapılacak çalışmalara altlık olacak. Meslek odaları olarak bu konuda her türlü desteğe ve birlikteliğe açık olduğumuzu, ihtiyaç duyulduğu takdirde destek sunacağımızı belirmek isterim. İlgili belediyeler tarafından Afet Müdürlükleri’nin kurulması ve aktif bir şekilde çalışmaya başlanması gerekmektedir. Bir an önce Kentimiz için olası bir depremlerde neler yapılmasını içeren “Acil Eylem Planı” hazırlanmalı. Aynı zamanda tüm kamu kurum, kuruluşları, üniversite ve STK’ların ‘Afet Risk Planları’nın oluşturulması gerekmektedir.
Deprem zararlarını en aza indirmek için; mühendislik bilimin gerekleri dikkate alınmalı, zemin ve temel etüt raporları standartlara uygun olmalı. Riskli alanlar tespit edilmeli ve kesinlikle imara açılmamalı. Bilimsel normlara dayalı yer seçimleri yapılmalı. Rant odaklı parsel bazlı imar tadilatlarından kesinlikle vazgeçilmeli. Mühendislik, mimarlık ve denetim hizmeti görmeyen hiçbir yapıya müsaade edilmemelidir. Kentimizde fazla sayıda kaçak yapı bulunuyor. Yapı kullanma İzin belgesi alan binalarda ne de olsa bir daha kontrol edilmeyeceği için kaçak yapı ya da eklentilerle yapı tasarımına, statiğine müdahaleler edilmektedir. Bina Kimlik Sistemi (BKS) henüz kentimizde uygulanmıyor ama bu sistemle birlikte binaların da belli periyodlarla kontrolleri yapılmalı. Şantiye şefliği durumu yeni düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır. Düşük ücretlerle yapılan bu hizmet aynen yapı denetim sistemi gibi müteahhitten alınarak devlet kontrolüne geçmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Müteahhit yetki belgelerinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Yapım işini sektör ile alakalı teknik kişiler üstlenmelidir. Yıl içerisinde İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) Değerlendirme Toplantıları’nın yapıldığını biliyorum. Bu konuda teknik bilgiye sahip biz meslek odalarının da sürece dahil olmasının doğru olacağını düşünüyorum.”
Deprem toplanma alanları yeterli mi?…
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafında belirlenen deprem toplanma alanlarının kent nüfusuna göre yeterli olmadığını kaydeden Kartal, bu alanların her türlü alt yapıya sahip olması ve kolay ulaşılabilirliğinin sağlanması gerektiğini vurgulayıp konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Van AFAD’ın web sayfasına girdiğinizde, her mahallede düzenli olarak deprem toplanma alanının belirlendiğini, işaretlendiğini göreceksiniz. Fakat bu alanlar, ‘kent nüfusuna göre yeterli mi, belli periyodlarda revize ediliyor mu’ bundan çok emin değilim. Deprem toplanma alanlarının aynı zamanda her türlü altyapıya sahip olması, kolay ulaşılabilirliği, güvenilirliği son derece önemli. Son depremde, enkaz halindeki binalardan yolların kapandığı, ulaşımın erişemediği görüldü. Olası bir Van depreminde ticari yapılaşmanın yoğun olduğu ana arterlerde binaların çökmesi durumunda yolların kapanacağı, ulaşımın zorlaşacağı kişilere erişimin daha da güçleşeceği aşikâr. Deprem konusunda toplum bilincine erişmeliyiz. Van’da yaşayan herkesin yaşadığı bölgeye en yakın deprem toplanma alanının nerede olduğunu bilmesi, yoksa da bunu sorgulaması, talep etmesi gerekmektedir. Belki de deprem toplanma alanlarına küçük bilgilendirme tabelaları asılarak oranın deprem toplanma alanını olduğunu bildirmek, halkın daha kolay öğrenmesini sağlayabiliriz.”
“İş yerlerinde kesilen kolonlar tespit edilmeli”
Özelikle alt katlarda kolonların kesilmesi ile iş yerlerinin taşıyıcı sisteminin mevcut durumu tespit edilerek, gerekli kurumların buna ilişkin önlem alması gerektiğini belirten Kartal, sözlerini şöyle bitirdi:
“Van Depremi’nden sonra yapılan tespitler dışında şu an için Van’da hasar tespiti çalışması yapılmamaktadır. Öyle bir çalışma bulunmamaktadır. Son yaşanan depremlerden sonra birçok insanın kendi konutu için endişeye düştüğünü, ‘Acaba konutum ne kadar sağlam?’ sorgulamasını yaptığını görmekteyiz. İşin psikolojik boyutu olduğu gibi maliyet kısmı da var. Mevcut bina durum tespitleri için deprem performans raporları hazırlatabilirler. Tek bir kişinin başvurusuyla da olabilir fakat maliyet fazla olduğu için toplu karar alınmasında fayda vardır. Tabii burada dikkat edilmesi gereken kısım, başvurdukları kişi ya da kuruluşun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş lisans sahibi olmasıdır. Mağduriyet yaşamamaları için yetkilendirilmiş kişilere başvuru yapılması gerekmektedir.
Son depremde birçok binanın zemin katında bulunan iş yerleri tarafından kolonlarının kesildiği, taşıyıcı sisteme müdahale edildiği iddia edilmiştir. Bu konuda kentimizde bulunan ilgili belediyelerle, zemin katta bulunan iş yerlerinin taşıyıcı sisteminin mevcut durumu tespit edilebilir. Bazı belediyelerde bu çalışmalara başlandı, bizler de en kısa zamanda başlamalıyız.”