Birçok öğrenci ve öğretmen, Van’da yıkık ya da yenilenmek üzere yıkılan ancak yapılamayan okulları nedeniyle ciddi sorun yaşarken eğitim de olumsuz etkileniyor. Hem öğretmen, hem öğrenci, hem veli hem de okul idaresi mağdur…
MUHİTTİN BOTAN
Van’da çok sayıda öğrenci ve öğretmen, okullarının yıkık olması veya yenilenmesi amacıyla yıktırılıp yenisinin yapılmaması nedeniyle başka okullara nakledildi. Nakil sonrası gerek öğrenci gerekse öğretmen, kendi okullarında eğitim göremedikleri, kendilerini gittikleri okula ait hissetmediklerinden adaptasyon sorunu yaşıyor, eğitimden soğuyor, olumsuz etkileniyorlar.
Kentin başarılı okullarından birisi olan, aynı zamanda Türkiye’nin ilk 16 okulu arasında gösterilen “Sevgili Öğretmenim Anaokulu” neredeyse dağılma ile karşı karşıya. Cumhuriyet Mahallesi Eski Cezaevi Sokak’ta bulunan okul binasının yıktırılması sonucunda, sınıflar başka okullara dağıtıldı. Okul idaresi ve birkaç sınıf, Cumhuriyet İmam Hatip Ortaokulu’nda konumlandırılırken, birkaç sınıf da kendisinden kilometrelerce uzakta bulunan Aliye İzetbegoviç Ortaokuluna gönderildi. Ama bu durum, öğretmen, öğrenci ve velilerde ciddi mağduriyetlere yol açtı. Okul idaresi, neredeyse denetim yapmazken iki yüzün üzerinde öğrenci, başka okullara nakil istedi. Önemli sayıdaki öğrenci ise, okula başlamadı.
Çocuklar mağdur oluyor, kimisinin eğitim hakkı ellerinden alınıyor
Konuya ilişkin açıklama yapan Eğitimsen Van Şube Başkanı Murat Atabay, Van’da yıkık okulların ciddi bir soruna dönüştüğüne, bunun eğitimi olumsuz yönde etkileyip hem çocuklar hem de öğretmenlerin eğitimden soğuduğuna dikkat çekti. Havaların soğuması ve kışın gelmesi ile bu sayının ciddi boyutlara ulaşabileceğine işaret eden Eğitimsen Van Şube Başkanı Atabay, çocukların eğitimden kopabilecekleri uyarısında bulundu.
Okul binasının bu yıl tamamlanıp eğitim ve öğretime başlaması gerektiğini anlatan Atabay, “Okul inşaatına başlanamadı bile. Kiralama yöntemine başvurulmak istendi, ama her seferinde reddedildi. İki kez kiralık yer bulundu, ama basit gerekçeler ileri sürülerek onay verilmedi. Sonuç olarak çocuklar mağdur olmakta, kimilerinin eğitim hakkı ellerinden alınmaktadır” dedi.
Van’da eğitim-öğretime uygun olmayan çok sayıda okulun bulunduğunu vurgulayan Atabay, şunları söyledi:
“Maalesef mağduriyet yaşayan sadece Sevgili Öğretmeni Anaokulu değil. Şefkat Anaokulu da yıktırıldı, aradan belli bir zaman geçmesine rağmen şimdi sadece temeli atılmış. Aynı mağduriyeti o okulun öğretmen ve öğrencileri de yaşamakta. Yine Edremit Kıyıcak İlkokulu ve ortaokulu var. Başkale’de depremde yıkılan ve yerine yenisi yapılmadığından taşıma sistemi ile başka okula gönderilen Vali Özdemirhanoğlu Ortaokulu var. Başkale’de benzer şekilde yıkık olan başka okullar da var. Örneğin Albayrak Cumhuriyet İlkokulu çok sağlıksız koşullarda eğitim görüyor. Öğretmen odası bile bulunmuyor. Bina, fiziki olarak eğitim-öğretime uygun değil. Çaldıran’da 3 yıldır yıkık olan okul var, halen de yenisi yapılmış değil. Aynı şekilde Vali Mithatbey İlk ve ortaokulu depremden beridir prefabrik yapıda eğitim görüyor. Eğitim ve öğretim koşulları son derece sağlıksız, derme çatma ve üstelik dere yatağındadır. Erciş Spor Lisesi prefabrik yapıda eğitim görmektedir. Bu okul, eskiden anaokuluydu, liseye dönüştürdüler.”
Öğrenciler de öğretmenler de mültecileştiriliyor
Yaşanan durumun çok ciddi mağduriyetlere yol açtığına değinen Atabay, sözlerine şöyle devam etti:
“Öğretmenler mağdur çünkü eğitim verecekleri okulu gözeterek ev kiraladılar. Ama başka okulda eğitim vermek durumunda kaldılar. Burada maddi kaybın da ötesinde, çocukları olan özellikle kadın öğretmenlerin kendi çocuklarının okula geliş-gidiş saatiyle ilgilenememeleri sorun oldu. Çocuklar, mağdur olurken halen okula başlayamayan, eğitim hakları ellerinden alınanlar var. Veliler mağdur, çünkü çocuklarını, kilometrelerce uzakta bulunan okula göndermeleri onları, hem maddi hem de zamansal olarak olumsuz etkiliyor. Veli, ya servis tutacak, ya da kendisi çocuğu okula götürecek. Veya çocuğu okula gönderemeyecek. Okul idaresi, mağdur, çünkü sorumluluğu altında bulunan sınıfları, öğretmenleri ve öğrencileri denetleyememekte.
Yaşananlar, hem öğretmenleri hem de öğrencileri ‘mülteci’ konuma düşürüyor. Başka okullarda kendilerine sınıf tahsis ediliyor. Ancak burada ciddi düzeyde bir uyum sorunu yaşanıyor. Belki de niyetten bağımsız olarak gittikleri okullarda hem öğretmenler hem de öğrenciler ‘işgalci’ olarak görülmekte, eğitime konsantre olamamaktalar. Çocuklar, kendilerini baskı altında hissettiklerinden derslerden soğumaktalar.”
Tadilatlar zamanında yapılmıyor
Birçok idarenin, okul binalarının sağlıksız, eğitim ve öğretime uygun olmamasına rağmen başka okullara gitmeye sıcak bakmadıklarına işaret eden Atabay, “Bir baraka bile olsa, ‘bize ait bir okul olsun’ düşüncesi ağırlık kazanıyor. Diğer türlü eğitimde verimli olunamıyor. Çünkü kimse rahat değil. Adeta sürgün hayatı yaşamaktalar” diye konuştu.
Tadilatların zamanında yapılamamasının da eğitimi olumsuz etkilediğini belirten Atabay, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Okulların açılmasına bir iki hafta kala okullar, tadilata başlıyor. Tüm yaz sezonu okullar boş, ama hiçbir şey yapılmıyor. Tam okullar açılacakken, bir anda tadilat başlıyor. Okul idareleri de bu durumdan rahatsız. Milli Eğitim İl-İlçe müdürlüklerinin ciddi plansızlığı var. İleri sürdükleri gerekçe ise ödeneğin serbest bırakılmaması. Sebep ne olursa olsun burada öğrenciler, veliler, öğretmenler ve okul idareleri mağdur olmaktalar.”
Taşımalı sistem ile başka okullara gitmek durumunda kalan öğrencilerin çoğu zaman okula geç gittiklerini, bunun çocuklardan kaynaklı olmadığını kaydeden Atabay, sözlerini şöyle bitirdi:
“Maalesef çocuklar, okulda sağlıklı eğitim göremedikleri gibi, bindikleri servisler, çok kalabalık ve sağlıklı değil. O kadar kalabalığın içerisinde kimi sağlık problemleri yaşanabilir. Çünkü halen de pandemiyi atlatmış değiliz. Kaldı ki başka çok sayıda bulaşıcı hastalık da var.”