Tarihi Malazgirt ilçesinden göç sürüyor

02.12.2022

Muş’a bağlı Malazgirt’te nüfus, hızla düşüyor, haftada 3-4 aile, başka yerlere taşınıyor. Sürekli artan hayat pahalılığıyla birlikte, iş olanaklarının da kısıtlı olduğu ilçede yaşayanlar, göçün önüne geçebilmek için, yetkililerden iş imkânlarını artırmasını istiyorlar.

AZAT ÖZKAHRAMAN
Türklere Anadolu’nun kapılarını açan meydan savaşının yaşandığı Muş’a bağlı Malazgirt ilçesinde de birçok yerde tanık olduğumuz hızlı göç devam ediyor. Malazgirt’in nüfusu, gün geçtikçe eriyor. Yaşam koşullarının zorlu olduğu ilçede, vatandaşlar iş koşullarının daha fazla olduğu Batı bölgelerindeki şehirlere göç ediyor. İlçede yaşayanlar, haftada en az 3-4 ailenin başka yerlere taşındığını belirtip bu durumun kendileri için de kaçınılmaz son olarak gördüklerini dile getiriyorlar. İş olanaklarının çok kısıtlı olduğunu, yaklaşık 6 ay kış yaşandığı ve bu yıl artan kömür fiyatlarıyla yakacak bile alamayacak duruma geldiklerine dikkat çeken yurttaşlar, göçün önüne geçebilmek için, yetkililerin iş olanaklarını artırması gerektiğinin altını çizdiler.26 Ağustos kutlamaları da Ahlat’a verildi…
Yetkililerin acilen bir şey yapması gerektiğine işaret eden Fesih Yağan, kendisinin de yakın tarihte göç etmeyi planladığını belirtti. Doğup büyüdüğü bu şehirden kopmanın kendisi için çok zor olduğuna değinen Yağan, şunları anlattı:
“Bu tarihi ilçenin gelişmesi için herkesin elini taşın altına koyması lazım. Eskiden çarşıya çıktığınız zaman az da olsa bir kalabalık olurdu şu anda neredeyse kimse kalmamış. Yakın tarihte, sadece benim tanıdığım 6-7 aile göç etti. Bu göçün önüne geçmek için iş imkânlarının arttırılması lazım. Buradan göç eden hemen herkes, iş imkânları kısıtlı olduğu için gidiyor. Keşke böyle olmasa, herkes burada kalsa. Ancak o zaman burası gelişir ve yaşanılacak bir yer olur.
Burada en büyük sıkıntı, hayat pahalılığı. Kömürün tonu şu anda 7 bin liranın üzerinde. Malazgirt malum kış şehri. Bir aile ortalama en az 2 ton kömür yakıyor ve odunu, sobası hariç. İnsanlar bunu görünce, şartların daha iyi olduğu bir yere göç etmek olduğunu düşünerek taşınıyorlar. İlçemizin sahibi yok açıkçası. 26 Ağustos kutlamaları vardı sadece elimizde. Onu da buradan alıp Ahlat’a verdiler, inşallah bu rüzgâr tersine döner.”
“Tarım ve hayvancılıkta da tat kalmadı”
İlçeden göç etmeyi düşünen Mehmet Özek ise, artan taşınmanın en büyük nedenini, tarım ve hayvancılığın gerilemesine bağlıyor. Eskiden tarım ve hayvancılık yaparak geçindiğini aktaran Özek, şunları söyledi:
“Artık tarım ve hayvancılıkta da tat kalmadı. Tarlanıza herhangi bir şey ektiğiniz zaman gübresini atamıyorsunuz, çünkü fiyatı çok pahalandı. Durum böyle olunca verim alamıyorsunuz. Öte yandan topraklar bölündü, fazla bir şey kalmadı kimseye. Tek kazanç, tarım olunca ve oradan da gelir gelmeyince mecbur alternatif yollar arıyorsunuz. Buradan kazanamadığım için kış mevsimini batı illerinde inşaatlarda çalışarak geçiriyorum. Çünkü burada kalmanın da bir anlamı olmuyor açıkçası. Bu nedenle göç etmeyi düşünüyorum.
Kömür ve odun fiyatı çok arttığı için insanlar, artık bunları alamadıkları için tezeğe geçiş yaptılar. Artık, eski usul yakacakları kullanıyoruz. Tezek dediğime bakmayın onu bile alamıyoruz. Geçenlerde bir sohbette, Malazgirt nüfusunun 21 binden 15 bine gerilediği söyleniyordu. Ama ne yazık ki, bu durum sadece Malazgirt için değil bölgedeki çoğu ilçe için geçerli. Bunun önüne geçmek için bir an önce bir şeyler yapılmalı.”

“Fabrika lazım, iş lazım. Olmayınca insanlar kaçıyor”
Yakın tarihte ilçeden göç eden Fethi Ebik de, “istemeye, istemeye” yaşadığı toprakları terk edenlerden. Malazgirt’teki iş koşullarından dolayı İzmir’e taşınan Ebik, şöyle konuştu:
“İmkânlar böyle olmasa şu anda bile geri dönmek isterim ama maalesef oraya dönsem bile yapacak herhangi bir iş yok. Bizim memleketimizin havası, suyu, insanı her manada çok güzel ama iş koşulları sıkıntılı olduğu zaman orada yaşayamıyorsunuz. Yaz mevsiminde arada da olsa ufak tefek işler çıkıyordu fakat kış mevsimi ile birlikte hiçbir şekilde iş olmuyor. Bu nedenle çözümü, buraya taşınmakta bulduk. Bizim ilçemizde parayı bulan herkes, büyük şehirlere taşınıp oralara yatırımlar yapıyor. Öte yandan iş anlamında yöneticilerden de çok bir şey görmüyoruz. Okul, yollar filan tamam. Bunlar da yatırım ama fabrika lazım, iş lazım. Olmayınca insanlar kaçıyor. Bu nedenle bizim yaşadığımız yerler küçülürken İzmir, İstanbul gibi metropoller büyüdü, hâlâ da büyümeye devam ediyor. Göçlerin önüne geçebilmek için özellikle yetkililer, bir şeyler yapmalı. Sadece iş değil, sağlık anlamında da önemli adımlar atılmalı. Çünkü çoğu aile, sağlık nedenleri yüzünden oradan ayrılmak, başka yerlere yerleşmek zorunda kalıyor. Buraya gelme nedenlerim arasında o da var çünkü.”

“Bu gidişle ilçe, ‘köy statüsüne’ gelecek”
İlçeden toplu taşınmanın yanı sıra, mevsimsel olarak da büyük bir göç verdiğine değinen Ayetullah Tarhan, mevsimlik olarak göç furyasına katılanlardan. Yaşadığı yerde iş bulamadığı için şu anda İstanbul’da bir fırında çalışan Tarhan, şunları söyledi:
“İyi bir hayat sürebilmek adına üniversite okudum. İş bulamayınca yaşadığım yerde çalışmak istedim ama maalesef orada da iş bulamadım. Hayat şartları ve iş koşulları nedeniyle, kış mevsimini geçirmek için İstanbul’a gelip bir fırında çalışmaya başladım. Benim gibi yüzlerce insan, kış mevsiminde iş olmadığı için buralara gelip ya inşaatlarda ya da bu tarz yerlerde çalışmak zorunda kalıyor ve genelde burada kalıcı oluyorlar. Memleketimiz artık öyle bir hal aldı ki iş olsa bile, bir referansınız başka bir deyişle torpiliniz yoksa hiçbir yere gelemiyorsunuz. Bizim de torpilimiz yok ve alternatif bir yol lazım oluyor. Kış mevsimi burada bayağı uzun sürüyor Doğu’da. Bu nedenle başka bir arayış içine giriliyor. Çoğu kişi, benim gibi çözümü buralara gelmekte buluyor, bu da ilçenin gün geçtikçe küçülmesine neden oluyor. Bu durumun önüne geçilememesi durumunda çok kısa bir sürede ilçenin, ‘köy statüsüne’ geleceğinden endişe ediyorum.”