Yaklaşık iki yıldır devam eden ağaç kesimi için Şırnak Barosu, iki defa suç duyurusu yaparken farklı illerden gelen çevre kuruluşları ve halk, yaşanan doğa katliamının durdurulması çağrısında bulundu. Yüzde 44’lük ormanlık alanın yüzde 32’ye indiğini belirten Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Tay, yapılanın “ekolojik bir kırım” olduğunu, ağaca “sadece para ve rant gözüyle” bakıldığını vurguladı.
ŞİRİN BAYIK – Şırnak’ın Cudi, Gabar, Namaz ve Besta bölgelerindeki ormanlık alanlarda, ağaç kesimine devam ediliyor. Köylüler ve yetkililer, ağaç kesimiyle ilgili farklı gerekçeler öne sürüyor. Köylülere göre gerekçe “güvenlik” iken yetkililer bunun “gençleştirme” kapsamında yapıldığını bildiriyor. Her gün 50 kadar kamyonun, kesilen ağaçları taşıması hem yöre halkının hem de ilgili çevre kuruluşlarının tepkilerine neden oluyor. Yaklaşık iki yıldır devam eden ağaç kesimi ile ilgili olarak Şırnak Barosu iki defa suç duyurusunda bulundu. 17 Eylül’de ise farklı illerden çevre kuruluşları ve halk, ağaç kesimlerine karşı bir araya geldi. Şırnak’ın Toptepe Köyü’nde toplanan yüzlerce insan, yaşanan doğa katliamının durdurulmasını istedi.
Konuyu, basın açıklamaları ve raporlarla gündemde tutmaya çalışan Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Fadıl Tay ile konuştuk. Kesimlerin “güvenlik” nedeniyle değil, “rant” için yapıldığını, “güvenlik” gerekçesinin bahane olarak kullanıldığını belirten Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Tay, şu açıklamada bulundu:
“Devasa bir alanda ağaçlar kesiliyor. Topyekûn bir kıyım var. Ortada böylesine bir rant kapısı varken salt güvenlik bahanesiyle yapıldığına bizi inandıramazlar. Bu süreci, uzun zamandır hukuki olarak takip ediyoruz. Yaptığımız iki suç duyurusu ve hazırladığımız iki rapor var. İçişleri Bakanlığı tarafından bir genelge yayınlanıyor, 81 ilin tamamında ormanlık alanlara girişin yasak olması gerekiyor. Ama biz hâlâ ormanlık alanlarımızın talan edildiğini, ağaçların kesildiğini görüyoruz. Bu genelge, ne yazık ki uygulanmıyor. Aynı ülkede aynı yasalar, aynı genelgeler var ama farklı muameleler gösteriliyor. Bu yapılanları anlamakta güçlük çekiyoruz.”
“Yüzde 44’lük ormanlık alan, yüzde 32’ye inmiş durumda”
Avukat Tay, bölgedeki ağaç kesimleri konusunda ise şunları söyledi:
“Bu ağaçlar, ihale usulü ile kesilip götürülüyor. Bölgede tanınmış bir aileye mensup korucuların, bu ihalelerin aldığı biliniyor. Süreç ise söyle işliyor; korucular, ihaleyi alıyor, her gün onlarca kamyon ağaç kesip uygun fiyata çevre illere satıyorlar. Şırnak Orman İl Müdürlüğü’ne defalarca onlara bunun usulsüz olduğunu söylememize rağmen bize olumlu bir dönüş yapmadılar.”
Bölgedeki ekosistemin bozulduğuna da dikkat çeken Tay, “Yapılan kıyımın, doğaya şöyle bir zararı var. Hem orada kesilen ağaç ve orada yaşayan bütün canlılar sadece bitkiler değil hayvanlarla beraber bütün ekosistem zarar görüyor. Canlıların yaşam döngülerini tamamı ile altüst ediliyor. Yüzde 44’lük ormanlık alan, şu an yüzde 32’ye inmiş durumda” dedi.
Şırnak Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Başkanı Fadıl Tay
“Ağaca, sadece para ve rant gözüyle bakıyorlar”
Türkiye’nin başka yerlerinde yapılan ağaç kesimleriyle bölgelerindeki arasında çok fazla fark olduğuna işaret eden Tay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşlanmış, çürümeye yüz tutmuş ağaçlar, dünyanın her yerinde kesilir, ekonomiye kazandırılır, yerine yenileri dikilir. Bunlar anlaşılır şeyler. Ama maalesef burada kesilen ağaçların tamamı canlı, taze ve ekolojinin, hayatın içinde olan ağaçlar. Ve çoğu, 300-400 yıllık muazzam bir kültürel forma sahip olan ağaçlar. Bu ağaçları kestikten sonra istediğiniz kadar yeni ağaç dikin, bunların o forma gelmesi yüzyılları alacak. Bu, ekolojik bir kırımdır. Orada bulunan 400 yıllık bir meşe palamudundan yaklaşık üç tonluk odun çıkarıyorlar. Ağaca, sadece para ve rant gözüyle bakıyorlar. Eğer niyetleri iyi olsaydı, o tarihi ağaçları yerinden alıp başka yere dikerlerdi. Ama maalesef, burada tamamen bir rant, ticari kazanç ve vahşi kapitalist bir mantıkla bu işler yürütülüyor. Bu şekilde doğa hızlı bir şekilde tahrip oluyor.”
Şırnak Barosu olarak sürecin takipçisi olacaklarını vurgulayan Tay, açılamasını “Bütün sivil toplum kuruluşlarına, kamuoyuna ‘Gelin buradaki tahribatı görün’ çağrısı yaptık. Burada tamamen farklı bir niyet, ekonomik bir rant var. Toplumu bilinçlendirmeye, hukuki olarak bütün hak ve argümanlarımızı kullanmaya çalışıyoruz” diyerek bitirdi.