Örgün eğitime elveda, online eğitime merhaba mı?

14.11.2023

COVİD-19 yasaklarının tamamen ortadan kalkmasıyla örgün eğitime dönülen Türkiye’de, Eris Varyantı’nın ortaya çıkmasıyla tekrar online eğitime geçilip geçilmeyeceği tartışılıyor. 

Metin Taş

2020’de Türkiye’de Korona virüs (COVİD-19) salgını nedeniyle sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş, toplumun her kesimi bu yasaklardan etkilenmişti. Dünyadaki çoğu ülke gibi pandemiye hazırlıksız yakalanan Türkiye’de de okullar kapatılarak uzaktan eğitime geçilmişti. Son günlerde azda olsa konuşulmaya başlanan Eris Varyantı nedeniyle oluşabilecek olası bir kapanma sürecinde, online eğitimin, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama noktasında yeterli altyapıya sahip olup olmadığı tartışmalarını gündeme getirdi.  

Maddi durumu iyi olmayan ailelerin zor süreci…

Online eğitim ve koçluk platformu hizmeti veren Fi Koç’un kurucusu, aynı zamanda eğitimci olan Mesut Tangüner, tablet, telefon, Wi-Fi gibi online eğitim için zorunlu olan gereksinimlere daha kolay ulaşabilen maddi durumu iyi olan ailelerin, pandemi sürecini daha iyi atlattıklarını, maddi olarak bunları almaya gücü yetmeyen ailelerin ise telafisi zor bir süreç geçirdiklerini anımsattı. Öğrencilerin bir kısmının 2020 yılında ortaya çıkan pandemi sürecinden önce de Youtube eğitim kanalları sayesinde online eğitime aşina olduklarına işaret eden Tangüner, Fi Koç, Youtube kanalının da aralarında olduğu birçok eğitim kanalının ücretsiz ders videoları, koçluk rehberlik videoları yayınladığına değinerek “Pandemi dönemiyle birlikte bu platformlar daha da önem kazandı. Ancak pandemi süresinde ilk defa öğrenci, veli, öğretmen üçlüsüne kollektif olarak online eğitim zorunlu tabi tutuldu” dedi.

Karar doğru ama geçiş sert ve ani oldu

mesutPandemi sürecinde okulların kapatılarak online eğitime geçilmesinin “doğru bir karar” olduğunu belirten Tangüner, şunları söyledi:

“Her gün yüzlerce ölümün olduğu bir süreçte yetkililerin online eğitime geçmesinden başka bir çare yoktu. Bu nedenle okulların kapatılarak online eğitime geçiş kararını doğru buluyorum. Sadece geçiş çok sert ve aniydi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), pandemi döneminde online eğitim gören öğrenciler arasında yaşanan fırsat eşitliğindeki eksikliğe dikkat etmeliydi. Hâlâ il ve ilçe merkezlerinde bile doğru düzgün internet ağı olmayan yerler var. Tablet ve bilgisayar, her öğrenci için ulaşılabilir olmalıydı. Eğitmenler açısından en büyük eksiklik ise maalesef eğitmenlerimiz bilişim kullanamıyor. Hizmet içi eğitimler ya yetersiz ya da verilen eğitimler göstermelik kalıyor. Bu arada bilgisayar kullanma becerisine sahip olmayan binlerce eğitmenimiz var.”

Sorunlar giderilmeli

Yüz yüze eğitiminin online eğitimden daha faydalı olduğunu ancak, çoğu online eğitim platformunun birçok yüz yüze eğitim kurumundan daha verimli bulduğunu vurgulayan Tangüner, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Türkiye’nin olası bir kapanmada online eğitim adına, elinde sadece MEB’in Eğitim Bilişim Ağı (EBA) sistemi var. Ama unutulmaması gereken şey, online eğitimde sistem işin yüzde 50’sidir. Diğer yüzde 50’si ise eğitmendir. Devlet okulları maalesef pandemiden gerekli dersi hâlâ çıkarmadı. Hâlâ tableti olamayan öğrencilere ulaşılmadı, hâlâ internet altyapısı oturmadı, hâlâ eğitmenlerin online sistemlere uyum eğitimleri tamamlanmadı. Eğer bunlar giderilmezse yaşanacaklar gene benzer olacaktır.”

 “MEB, online eğitimi daha ciddiye almak istiyorsa öncelikle müdürlüklerde ‘Online Eğitim’ şube müdürlüğü kurmalı” önerisinde bulunan Tangüner, “Milyarlarca dolar harcanan FATİH Projesi maalesef uygulanabilirliği sağlanmadığı için çöp haline geldi. Akıllı tahtaların birçoğunda hâlâ internet yok. Öğretmenlerimizin tamamını yakını akıllı tahtaları sadece slayt gösterisinde kullanıyor. Madem sadece slayt olarak kullanılacaktı projeksiyonlar zaten bunun için vardı. Maalesef milli servetimiz bu projede heba edildi. Umarım EBA sistemi, aynı akıbete uğramaz” eleştirisinde bulundu.

“Online eğitimle birlikte öğrenciler ikiye ayrıldı”

yusufTürkçe öğretmenliği mezunu olan ve KPSS’ye hazırlanan Yusuf İpek ise, Covid-19 ilk patlak verdiğinde akademik kaygıdan çok, fizyolojik kaygıları olduğunu, online eğitimin ders çalışmasına olumsuz etkilediğini belirterek şunları söyledi:

“Online eğitimden önce öğrenciler çok ders çalışan ve az ders çalışan öğrenciler olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Pandemi ortaya çıkıp okullar onlineye dönünce öğrenciler farklı bir şekilde ikiye ayrıldı, bunlar dijitali iyi kullanan ve dijitali kötü kullanan öğrencilerdi. Dijitali, teknolojiyi iyi kullanan öğrenciler akademide daha başarılı olurken, teknolojiyle arası iyi olmayan öğrencilerin akademik başarısı daha düşük düzeyde kaldı.”

“Online eğitime geçilmesi durumunda ilköğretim kademesinden tutun KPSS öğrencilerine kadar her düzeyde öğrenciyi çok büyük ölçüde etkileyeceğini düşünüyorum” diyen İpek, öğrencilerin yüz yüze eğitime yeni adapte olduklarını belirtip tekrardan online eğitime geçilmesinin karmaşıklığa neden olacağını savundu.

Kapak Fotoğrafı: Freepik