ECPAT Türkiye Başkanı Avukat Şahin Antakyalıoğlu
Eğitim ve farkındalık çalışmalarının çocuklara yönelik cinsel sömürünün sonlandırılmasında etkili olduğuna dikkat çeken ECPAT Türkiye Başkanı Antakyalıoğlu, Hatay’da başlattıkları eğitim çalışmalarını Türkiye’ye yaygınlaştırmak istediklerini söyledi. STK ve baroların da bu konuda proje ve çalışmalar yürüttüğünü belirtip “Erişim arttıkça insanlar daha da cesaretleniyor ve başvuru yapabiliyor” diyen Antakyalıoğlu, cinsel sömürünün sonlandırılması için okullarda dersler verilmesini önerdi.
DİDEM ÇAM / ANKARA
Çocukların ticari cinsel sömürüsüne karşı faaliyet gösteren en önemli uluslararası kuruluş olan Çocuk Fahişeliğine, Çocuk Pornografisine ve Çocukların Cinsel Amaçlarla Ticaretine Son (End Child Prostitution, Child Pornography and Trafficking of Children for Sexual Purposes - ECPAT), Güney Asya’da seks turizmine karşı çalışmalar yürütmek üzere 1990’da kuruldu. Çocuk hakları alanında çalışan kurum ve kişilerin oluşturduğu bir ağ olan ECPAT, halen 71 ülkede faaliyet gösteriyor.
Kişilerin çocuk istismarı konusunda daha bilinçli olması, farkındalığın artması için Türkiye’nin dört bir yanında pek çok meslek kuruluşundaki ilgililere eğitim çalışmaları düzenleyen ECPAT, eğitimle birlikte farkındalığın da bir hayli arttığına dikkat çekiyor.
Çocuk istismarında eğitim ve farkındalığın önemli olduğunu vurgulayan ECPAT Türkiye Başkanı Avukat Şahin Antakyalıoğlu, cinsel sömürünün sonlandırılması için okullarda dersler verilmesi gerektiğini söyledi. Çocuk ve insan ticareti, çocuk emek sömürüsü konularında Hatay’da çeşitli meslek gruplarındaki bireylere eğitim çalışmaları yapacaklarını açıklayan Avukat Antakyalıoğlu, projeyi tüm Türkiye’ye yaygınlaştırmak istediklerini de belirtti.
“Erişim arttıkça insanlar daha da cesaretleniyor”
“Çocuk istismarında farkındalığın arttığını düşünüyorum” diyen Av. Antakyalıoğlu, erişimin artmasıyla kişilerin çok daha cesaretli olabildiğini altını çizdi. Sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve baroların geçmiş yıllara oranla çok daha aktif olduğuna anlatan Antakyalıoğlu, şunları söyledi:
“Daha önce de istismar fazlaydı, hatta yüksek sayıya sahipti ama bu kadar farkındalık düzeyi yoktu. Farkındalık düzeyi arttıkça, aileler ve mağdurlar bu tür konuları daha kolay ifade edebiliyor. STK ve barolar, bu konuda pek çok proje yapıyor ve çalışma yürütüyor. Birçok başvuru alıyorlar ve artık çok daha aktifler. Böylece toplumun birçok kesimine de ulaşılmış oluyor. Dolayısıyla erişim arttıkça insanlar daha da cesaretleniyor ve başvuru yapabiliyor.”
3 bine yakın avukata zorunlu eğitim verildi
Okullarda farkındalık çalışmaları yaptıklarını aktaran Antakyalıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Okul müdürlerine, öğretmenlere, çok sayıda eğitim verdik. 3 bine yakın avukata zorunlu eğitim verdik ve bu eğitimlerde birçok avukatın da farkındalık düzeyi yükseltildi. Daha önce, ya mağdurlar başvurmuyordu ya da başvurduğu zaman ilgili makamların bu konuda farkındalık düzeyi olmadığı için bir şekilde mağdurun önü açılmıyordu. Şimdi en azından öğrenmiş oldular. Yapılan bu eğitimlerin büyük oranda etkili olduğunu düşünüyorum. Hatay’da Arsuz Belediyesi ile projemiz var. Özellikle çocuk ticareti, insan ticareti, çocuk emek sömürüsü konularında polis, jandarma, öğretmenler, muhtarlar, belediye personelleri ve ailelere yönelik eğitim çalışmalarımız devam ediyor. Bu projemizi tüm Türkiye’ye de yaygınlaştırmak istiyoruz.”
“Cinsel sömürünün sonlandırılması için okullarda dersler verilmeli”
ECPAT Türkiye Başkanı Avukat Antakyalıoğlu, çocuklara yönelik cinsel sömürünün son bulması için yapılması gerekenler konusunda şu bilgileri vererek açıklamalarını tamamladı:
“Çocuklara yönelik cinsel sömürünün sonlandırılması için eğitimler ve farkındalık çalışmaları oldukça etkili oluyor. Dolayısıyla bu bağlamda, okul öncesi dönemden başlayan eğitim ve farkındalık yaratma çalışmaları yapılmalıdır. Okul öncesi dönemden üniversite dönemi de dahil olmak üzere müfredata konuyla ilgili dersler konulması gerektiğini düşünüyorum. Olaylar gerçekleşmeden önce, çocuklara ne tür tedbirler alabilecekleri, hangi davranışların istismar olduğu, iyi dokunma ve kötü dokunmayı öğretmenin büyük önem taşıdığını söyleyebilirim. Yetişkinlik dönemlerinde, bu tür eylemlerin gerçekleştirilmemesi adına hak hukuk kavramı, adalet duygusu, insanların özgürlükleri, insan ve çocuk hakları konusunda doyurucu, etkili, interaktif eğitim programları oluşturulmalı ve bu konuda sıkı bir denetim gerçekleştirilmelidir. Ayrıca denetimi yapacak kişilerin de bu alanda mutlaka donanımlı ve farkındalık düzeyinin yüksek olması gerekir.”
24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız