Yazı Dizisi: 2.Bölüm
Küresel Covid salgınından kurtulmanın tek yolu: Aşılanmak
Salgın sürecinde yapılabilecek en iyi şeyin aşılanmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Rüzgaresen, toplumun önemli bir kesimi aşılanana kadar maske, mesafe ve hijyen kurallarından vazgeçilmemesi uyarısında bulundu. Dr. Mehmet Salih Kılıç ise, aşının çeşidine göre 3 ile 6 ay aralıklarla hatırlatma dozunun yapılması gerektiğine dikkat çekti.
DİDEM ÇAM / ANKARA
“Biontech, Sinovac, Turkovac aşılarından etkinliği, hangisi, niye tercih edilmeli ve salgınla nasıl mücadele edilmeli?” içerikli yazı dizimizin ikinci bölümünde de Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Nüket Rüzgaresen ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Salih Kılıç’ın aşının önemine ilişkin yaptıkları değerlendirmelerine yer veriyoruz.
Küresel Covid-19 salgınından kurtulmanın tek yolunun aşılanmak olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nüket Rüzgaresen, “Toplumun önemli bir kesimi aşılanana kadar maske, mesafe ve hijyen kurallarından vazgeçilmemelidir” uyarısında bulundu.
“Yapabileceğimiz en iyi şey, aşılanmak”
Mutlaka aşı olunması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Rüzgaresen, şunları söyledi:
“Bu küresel salgından kurtulmanın tek yolu aşılanmak olduğundan mutlaka aşı olmalıyız. Covid-19’a karşı geliştirilen aşılar şimdiye kadar geliştirilen diğer aşılarda olduğu gibi çok sayıda klinik deneylerden geçirilerek hazırlanmakta. Kendimizi ve sevdiklerimizi bu tehlikeli ve ölümcül hastalıktan korumak için bu süreçte yapabileceğimiz en iyi şey aşılanmak.”
Aşıya bağlı yan etkiler neler?
Prof. Dr. Rüzgaresen, aşılama öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Aşılama öncesinde, covid enfeksiyonu geçirmekte olan, ateş yüksekliği olan, 10 gün içerisinde Covid vakasıyla temas öyküsü olanlar, kronik hastalığında bir akut hecme yaşayanlar veya akut olarak bir hastalık geçirmekte olan kişiler mutlaka bir doktor görüşmesi yapmalıdır. Aşılama öncesi herhangi bir allerji öyküsü varsa aşılama yapan sağlık personeline bilgi verilmelidir. Aşı uygulamasına bağlı yan etkiler sıklıkla hafif düzeyde gözlenmektedir. En sık gözlemlenen yan etkiler baş ağrısı, ateş, kaslarda ağrı, eklemlerde ağrı, ishal, aşı bölgesinde ağrı, şişlik gibi yan etkilerdir. Alerjik reaksiyonlar açısından aşı uygulaması sonrasında hastane ortamında 30 dakika beklenmelidir.”
Toplumun önemli bir kesimi aşılanana kadar…
Aşı olduktan sonra virüse yakalanma ihtimali olduğuna işaret eden Prof. Dr. Rüzgaresen, “Aşı olduktan sonra virüse yakalanma ihtimali olsa da hastalığın ağır seyretme ve ölüm oranları düşmektedir. Aşılı olup hastalığı hafif geçirenler de hastalığı bulaştırma riski taşıdığından toplumun önemli bir kesimi aşılanana kadar maske, mesafe ve hijyen kurallarından vazgeçilmemelidir” uyarısı yaparak sözlerini bitirdi.
“Hatırlatma dozlarını pandemi devam ettikçe yapmak zorundayız”
Hatırlatma dozlarının önemine değinen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Salih Kılıç ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dünya'da bir salgın var. Bu salgından, ya toplumsal bağışıklık sağlayarak (bu da aşıyla mümkün) ya da virüsün kendini yanlış kodlamasıyla kurtulabiliriz. Umarım ikinci seçenek olur. Aksi takdirde tüm dünyanın eksiksiz aşı olması gerekir ki bu da mümkün görünmüyor. Aşıların etkinliğini canlı tutmak virüse karşı antikor düzeyini yüksekte tutmak ve savunma mekanizmamızı güçlü kılmak için hatırlatma dozlarını, aşının çeşidine göre 3 ile 6 ay aralıklarla yapmak gerekmektedir. Bu hatırlatma dozlarını pandemi devam ettikçe maalesef yapmak zorundayız.”
24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız