Salgın sona erdiğinde hangi senaryolar gündeme gelecek, kısa ve uzun vadede neler yaşanacak? Bu ve benzer soruları yanıtlayan Ekonomist Prof. Dr. Aslanoğlu, öncelikle dünya ekonomisinin büyüyeceğini, Türkiye’de ise enflasyonun yükselmeyebileceğini belirtti. İşsizliğin düşmeyeceği hatta bir miktar artacağını düşünen Prof. Dr. Aslanoğlu, Euro/dolar paritesinde bir değer kaybı olacağı, Euro lehine bir durum yaşanabileceğine işaret etti. Prof. Dr. Aslanoğlu, ev odaklı yaşamın öne çıkacağını, uzaktan veya on-line çalışma/eğitim süreçlerinin görüleceğini ve teknolojinin çok yoğun kullanıldığı bir sürece girileceğini vurguladı.
DİLAN KARACAN / İSTANBUL
Aşının yaygınlaşmasıyla beraber tüm dünya ve ülkemizde salgının artık sonlanacağına ilişkin senaryolar konuşulmaya başlandı. Ama tabii ki, 2020’yi ve halen devam eden koronavirüs salgının etkilerini unutmak mümkün değil. Özellikle ekonomik ve sosyal alanda olağanüstü durumlar, sıkıntılar yaşandı. Ekonomik aktivitelerdeki sert düşüş, uluslararası arenada düzen ve işleyişi bozmaya yetti. Neredeyse bütün ülkelerin ekonomilerinde daralma yaşandı. Seyahat yasakları ile turizm yere çakıldı. İşsizlikte büyük bir artış gözlendi. Özellikle hizmet sektöründe yaşanan istihdam düşüşü, kaygı verici bir hal aldı. Gıda fiyatlarında büyük ölçüde artışlar görüldü. Salgın sürecindeki ekonomik kayıpları azaltmak ve istihdamı korumak için hükümetler harcamalarını sonuna kadar artırdı. Böylece kamunun borç yükü arttı. Ekonomiyi canlandırmak için mali teşviklerin yanı sıra merkez bankaları da para politikalarıyla devreye girdi. Birçoğu faiz oranlarını rekor düzeylere indirerek hükümetlerin borçlanma maliyetlerini düşürmeye çalıştı.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organisation for Economic Cooperation and Development - OECD) ocak ayı içinde Türkiye’ye ilişkin beklentilerinde revizyon yaptı. Gerçekleştirilen revizyonlarda, kısa vadede olumlu hareketlenmelerin yaşanacağı öngörülüyor. Tabii, hükümetin atacağı adımlar bu noktada çok kritik önem taşıyor. Son dönemde vaat edilen reformları, piyasalar ve milletler sabırsızlıkla bekliyor.
OECD, Türkiye’de ortalama enflasyonun 2021’de yüzde 12, 2022’de de yüzde 10 olacağını tahmin etti. Özel tüketim harcamalarının 2021’de yüzde 3,9; kamu harcamalarının ise yüzde 2,1 artması öngörüldü. İhracatın yüzde 7,6 artış kaydedeceği beklenirken ithalatın da 2021’de yüzde 9,3 büyüyeceği tahmin edildi. 2021’de yüzde 13,7 işsizlik öngören OECD, cari açığın gayrisafi milli hasılaya oranının ise yüzde 4,6 olacağını belirtti.
Peki, salgının sona erdiği bir senaryoda neler olabilir? Salgın sona erince kısa ve uzun vadede neler yaşanacak? Piyasalar ne durumda olacak? İstihdam, işsizlik, enflasyon gibi alanlarda ne gibi post-korona etkiler görülecek? Tüketici bazında nasıl reaksiyonlarla karşılaşılacak? Bütün bu soruların izinde salgının bittiği bir senaryoya yani post-korona döneme ait öngörüleri Ekonomist Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu ile konuştuk.
Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu
İstihdam ve işsizlik sıkıntılı…
Prof. Dr. Aslanoğlu, salgının bitmesi halinde enflasyon ve istihdamda yaşanacak gelişmelere dair öngörülerini şöyle paylaştı:
“Salgın sonrası diye düşünüyorum dünya ekonomisinde baz etkisiyle bir büyüme gerçekleşecek. Kanımca bu durum, bu yılın ikinci yarısından itibaren başlayacak. Makro çerçevede baktığımızda da büyümenin ilk etapta baz etkisi ile güçlü olmasını bekliyorum. Enflasyonda pozitif bir kıpırdanma olasıdır. Türkiye açısından enflasyonun seyri adına baktığımızda, para politikaları ve reformlara göre değişkenlik gösteren bir durum ortaya çıkacaktır. Türkiye’de zaten yüksek olan enflasyonda en azından bir yataylık yani yükselmeme durumu söz konusu olabilir.
İstihdam ve işsizlik tarafı ise daha sıkıntılı görünüyor. Süreç boyunca işsizlik sayıları büyük kamu destekleri ile belli bir seviyede tutuldu ve bildiğimiz üzere tutulmaya da devam ediyor. Bu kamu desteklerinin ardından işsizlik rakamları muhtemelen düşmekte zorlanacak ve hatta bir miktar artacak diye de düşünüyorum. Şu anda özellikle hizmet sektörleri ve sanayi sektörleri arasında bir ayrışma mevcut. Hizmet sektörleri turizm başta olmak üzere olumsuz etkilenirken imalat sanayii ürünleri evle ilgili harcamalarda arttığı için olumlu etkilendi. Salgın sonrası bu ayrışma tekrar yakınsamaya dönüşebilir. Fakat hizmet sektörlerinde toparlanma zaman alacağı için bu alandaki istihdam sorunu devam edecektir ve bu işsizliğe olumsuz yansıyabilir.”
“Dünyada, yüksek borçluluk ve gelir dağılımı gibi sorunlar var”
Salgın sonrası erken dönemde olumlu bir şok dalgası yaşanacağını vurgulayan Prof. Dr. Aslanoğlu, altın ve döviz gibi piyasa ürünlerine de değindi. Söz konusu dalganın ardından salgın döneminde yaşanan sorunların büyük kalıntılarının yaratacağı etkiye ilişkin Prof. Dr. Aslanoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Finansal piyasalarda emtia fiyatlarının artması yönünde bir hareketlenme olacaktır. Zaten bu durumu şu an da yavaş yavaş yaşıyoruz. İleride daha da artabilir. Emtia fiyatının arttığı dönemlerde dünyada risk iştahının artmasıyla Amerikan doları endeksinde bir gerileme görülebilir. Euro/dolar paritesinde bir değer kaybı, yani Euro’nun lehine bir durum olabilir. Altın ve gümüş fiyatlarında görece az bir miktar düşüş yaşanabilir. Çünkü altın, riske karşı bir fiyatlama gerçekleştiriyor ve salgın sonrası bu durum bir gerileme gösterecektir. Borsalar ise genel büyüme ve şirket kârlılığındaki artış nedeniyle olumlu etkilenecektir. Yalnız salgın sonrası yaşanacak baz etkisi ile finansal piyasalarda yaşanacak bu olumlu hareketlilik muhtemelen bir süre sonra yerini gerilemeye ve bahsettiğimiz hareketlerin terse dönmesine yol açabilir. Çünkü dünyada, yüksek borçluluk ve gelir dağılımı gibi sorunlar var. Salgın döneminde oldukça fazla yoğunlaşan bu sorunlar ile daha da ağır bir şekilde yüzleşilebilir. Ve bu da fiyatlarda tekrardan yükselmelere yani risk fiyatlamasına dönüşü getirebilir.”
Şehir dışındaki müstakil ve daha büyük evlere talep artabilir
Prof. Dr. Aslanoğlu, salgın sonrası tüketici eğilimlerini yorumlarken ev odaklı yaşamın belirleyiciliğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Tüketim alışkanlıkları salgın döneminde çok değişiyor. Bu durum özellikle evde geçirdiğimiz vakit ile çok alakalı. Öyle görünüyor ki bu durum, salgın sonrasında da kısmen kalıcı hale gelecek. Evdeki yaşamın odak noktası olması ve geçirilen sürenin artması özellikle konut piyasasına ilişkin durumu değiştirebilir. Şehir dışlarındaki müstakil ve daha büyük evlere taleplerde artış olabilir. Evle ilgili harcamalar bir süre yüksek seyredecek gibi görünüyor. Örneğin teknolojik cihazlar evlerde daha da önem kazanacak. Şehir dışlarındaki evlere gitmek ve o bölgelerle olan ulaşım ilişkisi göz önünde bulundurunca otomobil talebinde de bir artış olacak gibi duruyor.”
“Uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim modellerine geçilecek”
Korona sonrası dönemde yaşanacak sosyal ve sektörel değişimler konusuna da değinen Prof. Dr. Aslanoğlu, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Muhtemelen daha hibrit diye tabir edilen uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim modellerine geçilecek. Yani hem iş başında veya okulda hem de uzaktan veya on-line çalışma/eğitim süreçleri göreceğiz. Bu anlamda teknolojinin çok yoğun kullanıldığı bir sürece de giriyor olacağız. Bu arada tabi ki söz konusu dijitalleşme her alana yayılmaya aday. Özellikle sağlık sektöründe görüntülü hasta-doktor iletişimi, görüntülü tedavi, teşhis gibi birçok teknoloji devreye girecektir. Eğitim alanı da teknolojiyi çok yoğun kullanacak. İş yerleri de oldukça fazla kullanacak gibi görünüyor. Bu durumun yaratacağı işsizlik de az önceki işsizlik vurgumuza ilave bir etkide bulunacak gibi görünüyor.
Turizme değinirsek, iş turizminde azalış olacaktır fakat tatil turizmi zamanla toparlanıp eski seviyelerine dönecek ve hatta daha da üzerine çıkacaktır diye düşünüyorum. Bu anlamda turizmin bir ayağı olan iş turizminde bir gerileme beklenecek diyebiliriz. Ulaşım sektörü de turizme paralel olarak daha yavaş toparlanacak. Özellikle gemi seyahatlerini de içine alan deniz turizminin toparlanması zaman alacaktır diye düşünüyorum.”