İşsizlik, düşük ücret bir yanda taciz bir yanda

09.12.2022

                    Kapak fotoğrafı:  Serra Akcan / csgorselarsiv.org

Ekonomik kriz, genç kadınları çalışma hayatına itiyor. Ancak çaresiz kalan kadınlar, düşük maaş ile çalışırken art niyetli patronlarının sözlü veya fiziksel tacizi ve mobbinge de maruz kalabiliyor. Psikolojik Danışman Ekinci, işyerlerinde psikolojik ve cinsel tacize maruz bırakılanların fiziksel ve zihinsel rahatsızlıklar, davranış bozukluları, sosyal sorunlar ve ekonomik zarara uğradığını anlattı. Van Kadın Dayanışma Komitesi üyesi Ertaş, kadınların ucuza, güvencesiz ve çoğu zaman niteliksiz işlerde çalıştırıldığını vurguladı.

YASEMİN DİKİCİ

Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik kriz, ailelerine destek olmak isteyen genç kadınları, okuma veya bir meslek sahibi olma hayallerini bırakıp çalışmaya mecbur bıraktı. Genç kadınların iş yaşamında eskiye göre daha çok rol alması, birçok sorunla karşılaşmasına neden oluyor. Çalışma hayatında kadınların yaşadıkları sosyal ve ekonomik sorunlarının çoğunun temelinde ise çoğunlukla cinsiyete dayalı ayrımcılık yatıyor. Başka çareleri olmadığı için düşük maaş ile çalışmaya razı olan genç kadınlar bir yandan da art niyetli patronlarının sözlü veya fiziksel tacizi ve mobbingine maruz kalabiliyor.

Van’da işyerinde cinsel ve psikolojik taciz yaşayan kadınlar, “İşsiz kalırım, iş bulamam” endişesiyle ya tacizi görmezden geliyor ya da sessiz sedasız istifa ediyor. Görüştüğümüz kadın çalışanların en büyük sıkıntılarının taciz, düşük maaş, mobbing olduğunu gördük. Kadınlar karşılaştığı bu durumlar yüzünden susmak zorunda kalıyor, haklarını nerde arayacaklarını bilmiyor ve yalnız bırakılmaktan korkuyorlar.

“Art niyetli insanlar yüzünden etrafıma duvar ördüm”

Bir kafede çalışan 19 yaşındaki Merve, babası cezaevinde olduğu için sekiz nüfuslu bir ailesine bakmak zorunda. Liseden mezun olduğu yıl pandemi ve ekonomik sıkıntılardan dolayı üniversite hayallerini yarıda bırakmak zorunda kalan Merve, şunları söyledi:

“Mezun olduğum sene üniversiteye gitsem, geçinemeyecektim. İngiliz Dili ve Edebiyatı okumak istiyorum ama bu ekonomik şartlarda zor. Şu an 19 yaşındayım ama içimdeki kadın, 30 yaşında.

Özellikle kafe sektöründe çalışan kadınlar, müşteri çekmek için giyim ve dış görünüşleriyle birer objeye dönüştürülüyor. Buna karşı çıkanlar, ya işten ayrılmak zorunda kalıyor ya da mobbinge maruz bırakılıyor. Çoğu zaman erkek müşterilere güler yüz gösterdiğimizde yanlış anlaşılıyor. Numaramı isteyenler, eve kadar takip edenler daha neler neler... Art niyetli insanlar yüzünden etrafımdaki erkeklere karşı duvar oluşturdum. Ben de istediğim gibi giyinmek ve güler yüzlü bir insan olmak isterim. Bu olaylar yüzünden çok sert ve mesafeli davranmak zorunda kalıyorum.”

Korkmuş ve üzülmüş

Sosyal medya üzerinden iş ilanlarına başvuran kadınlar da, benzer tacizlere maruz kalabiliyorlar. 4 nüfuslu ailesine bakabilmek için 5 yıldır düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalan Büşra, 23 yaşında. Neredeyse her iş başvurusunda çirkin isteklerle karşılaştığını belirten Büşra, başından geçen bir olayı şöyle aktardı:

“Instagramda bir iş ilanı gördüm. Haftanın dört günü, iki küçük çocuğa bakacak birini arıyorlardı. İlanı veren erkekti. Ulaştım, iş detaylarını konuşmaya çalışırken sürekli özel hayatımla ilgili sorular sordu. Amacının vakit geçirecek bir kadın bulmak olduğunu sonradan anladım. Ne istersem yapabileceğini, ev masraflarıma destek olacağını ve birçok kadının bu şekilde çalıştığını söyledi. Hem korktum hem üzüldüm.”

“Anlatırsam suçlanacağımdan korktum”

22 yaşındaki Gökçe, çalışmak zorunda olan diğer bir genç kadın. Bugüne kadar birçok farklı işte çalışan Gökçe, yaşanan tacizlerin fazlalığı ve maaşların çok düşük olmasından şikâyetçi. Nerdeyse her gittiği iş başvurusunda art niyetli patronlarla karşılaşan, bir ofisin sekreter aradığı ilanı görünce başvuruya giden Gökçe, ilk iş gününde, piyasadaki maaşlardan daha yüksek maaş teklif eden 60’lı yaşlardaki işyeri sahibi tarafından tacize uğradığını anlatıp “Yaşadıklarımı ailemden gizlemek zorunda kaldım. Suçlanacağımdan korktuğum için kimseyle paylaşamadım. Önemsiz olduğumu ve kimsenin bana yardım edemeyeceğini düşündüm” diye konuştu.


Psikolojik Danışman Sinan Ekinci

Bağlanma problemleri ve güven sorunu

Psikolojik Danışman Sinan Ekinci, kadınların iş başvuruları esnası ve iş yerlerinde çeşitli tacizlere maruz bırakıldığını belirtip cinsel taciz denilince her türlü rahatsız edici söz, tavır, davranış, laf atma, ısrarcı bakış, takip, sosyal medyadan rahatsız etmeninde akla geldiğinin altını çizdi. Psikolojik tacizin aşamaları olduğunu ve bireyden bireye farklı sonuçlar ortaya çıkarabileceğine dikkat çeken Ekinci, “İşyerlerinde psikolojik ve cinsel taciz, genel olarak maruz bırakılan açısından fiziksel ve zihinsel rahatsızlıklara, davranış bozuklularına, sosyal sorunlara ve ekonomik zarara neden olmaktadır” dedi.

İş yerinde yaşanılan bu gibi sıkıntılar sonrasında, uyku bozuklukları, ağlama nöbetleri, konsantrasyon bozukluğu, gerginlik ve öfke, alınganlık, yüksek tansiyon, kalıcı uyku bozuklukları, mide ve bağırsak sorunları, alkol veya ilaç (madde) bağımlılığı, işyerinden kaçma veya uzaklaşma, depresyon, panik ataklar diğer ciddi hastalıklar, üçüncü kişiye yönelik şiddet, intihar olabileceğine dikkat çeken Ekinci, uzun vadeli bakıldığında bireyler arası ilişkilerde bağlanma problemleri doğurduğunu ve bireyin iletişim kurduğu kişilere karşı güven sorunu yaşayacağını vurgulayarak sözlerini tamamladı.

Ucuz, güvencesiz ve niteliksiz işlerde çalıştırılıyorlar

Son 18 yıldır kadın hakları alanında aktif çalışan ve Van Kadın Dayanışma Komitesi üyesi Ruken Ertaş, eşitsizliklerden ibaret olan kapitalist düzenin, kadınları kullanarak ayakta kalmak istediğini ve düzenin kadınların ucuza çalışıp çok iş yapmasını, kayıt dışı çalışmasını amaçladığını söyledi. Türkiye’nin, gittikçe artan yoksulluk, gericilik ve şiddetin sonucunda kadınlar için tehlikeli bir ülke haline geldiğini belirten Ertaş, “Bir yandan kadınların çalışması teşvik ediliyor gibi görünürken bir yandan ucuza, güvencesiz ve çoğu zaman niteliksiz işlerde çalıştırılıyorlar” dedi.

Kadınların ev dışında çalıştıklarında yaptığı iş, evin “reisine” katkı olarak görüldüğünü kaydeden Ertaş, bu yüzden kadınlara daha düşük ücretler teklif edildiğini, erkeklerle aynı işi yapmasına rağmen eşit ücret verilmediğine işaret etti. İş yerlerinde kadınların dış görünüşüne, makyaj yapıp yapmamasına, kıyafetine karışıldığını vurgulayan Ertaş, kadın bedeninin işveren tarafından müşteriyi çeken vitrin olarak görüldüğüne dikkat çekti.

Kadın istemediği halde cinsel bir söylem ve davranışla rahatsız etmenin, sarkıntılık yapmanın, cinsel içerikli sözler ve şakalar yapmanın, dokunmanın cinsel şiddet olduğunun altını çizen Ertaş, “Şiddet, kimi zaman patron tarafından, kimi zaman çalışan tarafından, kimi zaman müşteri tarafından uygulanabiliyor” diye konuştu.