“İlk beyin ameliyatının yapıldığı höyük, yok oluyor”

01.01.2022

Dilkaya Höyüğü’nde çıkarılan iskeletler, tarihteki ilk beyin ameliyatının izlerini taşıyor. Koruma altına alınmayan höyük, restore edilmediği ve göl sularının aşındırmasıyla yok olma riskiyle karşı karşıya… Höyüğün Van’ın tarihine ışık tuttuğuna dikkat çeken Sanat Tarihçi ve Arkeolog Şen, höyüğün bir an önce koruma altına alınması, kazı çalışmalarının sürdürülmesi ve çevre düzenlemesi yapılarak turizme kazandırılmasını istedi.

M. SALİH SERTKAL / VAN

Van’ın Edremit ilçesine bağlı Dilkaya köyünde bulunan ve tarihi, M.Ö 3 bin yılına dayanan Dilkaya Höyüğü, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Urartulara ait bulgulara rastlanan höyükteki kazılarda ortaya çıkarılan insan iskeletlerine ait kafataslarında görünen “Pencere açma” yöntemi nedeniyle Dilkaya Höyüğü, tarihte ilk beyin ameliyatının yapıldığı yerlerden biri olarak resmi mercilerce tescillendi.

37 yıl önce ortaya çıkarıldı

Ege Üniversitesi, Van Müzesi ile Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırmaları Merkezi’nin, 1984 yılında yaptıkları ortak çalışmalar sonucu, M.Ö. 3000 yılından Ortaçağ’a kadar yerleşim alanı olarak kullanılan Dilkaya Höyüğü’nde birçok tarihi bulguya ulaşılmıştı. Höyükte, 40 yaşındaki iki erkek iskeletinin kafatasında trepenasyon, yani “Pencere açma” ameliyatı delikleri belirlenmiş ve burası, tarihin ilk beyin ameliyatının yapıldığı yer olarak tespit edilmişti.

Van Gölü’nün hemen kıyısında yer alan Dilkaya Höyüğü, Van Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün resmi envanterinde de bulunuyor. Ancak höyük, hiçbir koruma tedbiri alınmaması, definecilerin uğrak yeri olması, restorasyon işlemi yapılmaması ve Van Gölü’nün sularının aşındırmasıyla her geçen yıl yok oluyor. Göl sularının aşındırmasıyla, höyüğün içyapısındaki duvarlardan taşlar dökülüyor. Ayrıca gömü bulmak amacıyla höyüğün her yerinde yapılan kazılar da höyüğe büyük zarar veriyor.

Herhangi bir koruma tedbiri yok!

Van İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nden görüştüğümüz yetkililer, höyüğe dönük şu an için herhangi bir koruma tedbirinin uygulanmadığına belirttiler. Önümüzdeki süreçte höyüğün korumasına dönük projelerin ortaya konulabileceğini bildiren yetkililer, şimdilik herhangi bir restore veya koruma tedbirinin uygulanmadığının altını çizdiler.

Sanat Tarihçi ve Arkeolog Şen: Dilkaya Höyüğü Van’ın tarihine ışık tutuyor

Konuyla ilgili konuştuğumuz Sanat Tarihçi ve Arkeolog Murat Şen, Dilkaya Höyüğü’nün Van’ın tarihine ışık tutan en büyük tarihi eser olduğunu anlatıp şu açıklamada bulundu:

“Dilkaya Höyüğü, Van’ın Çiçekli Mahallesi, Xorkom Köyü’nde yer almaktadır. Oldukça dikkat çekici bir manzaraya sahip olan höyüğün bu güzel manzarasının yanında tarihi değeri de oldukça önemlidir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; Dilkaya Höyüğü, Urartu öncesi Van’da yaşamın nasıl olduğunu gösteren nadide yerlerden biri. 5000 yıl öncesinden itibaren (İlk Tunç Çağları) Van’da yaşayan insanların çanak-çömlek üretiminde ileri bir düzey yakaladığı höyükte yapılan kazılardan anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Urartu öncesinde de göl ile ilişkili bir yaşamın sürdürüldüğünü, deniz kabuklularından yapılan takılardan öğrenebilmekteyiz. Daha Urartu krallığı bölgede yokken önemli düzeyde bir yaşam standardının yavaş yavaş oluşmaya başladığını görebilmekteyiz. Höyükte aynı zamanda Urartu Dönemleri ile Ortaçağ Dönemi’nin izlerini görebilmek mümkündür. Özellikle Ortaçağ Dönemi’ne tarihlendirilen taş temel üzerine kerpiç yapıların, Urartulardan Ortaçağ Van’ına nasıl miras kaldığını görebilmek heyecan vericidir.”

Tıp alanında tarihi bir kaynak

Höyükteki arkeolojik kazılarda çıkartılan kafataslarında görülen deliklerin, o dönem için beyin ameliyatlarının gerçekleştirildiğini gösterdiğine işaret eden Şen, “Dilkaya Höyüğü, Van’da tıp alanında da önemli gelişmeler olduğunu ortaya koyuyor. İskeletler üzerinde yapılan incelemelerde, kafataslarında pencere açma yöntemi kullanılarak ameliyat yapıldığını gösteren izler mevcut. Burada önemle belirtmek gerekir ki; Dilkaya Höyüğü, Urartu öncesi tarihlerden Urartulara, Urartulardan Ortaçağ’a ve Ortaçağ’dan günümüze kadar, Van tarihinin bir bütün olarak görüldüğü önemli bir merkezdir” vurgusu yaptı.

Höyük koruma altına alınıp turizme kazandırılmalı

Van Gölü’nün sıfır noktasındaki höyüğün konuma dikkat çeken Şen, değerlendirme ve önerilerini şöyle tamamladı:

“Dilkaya, gerek tarihi önemi gerekse de bulunduğu lokalizasyon açısından turistik önemi vurgulanması gereken bir höyük. Bunun için; höyükte koruma çalışmaları, bir an önce hayata geçirilmeli ve kazı çalışmaları devam etmeli. Höyükteki İlk Tunç Çağı yapıları, Urartu kalıntıları ve Ortaçağ kalıntılarına örnekler teşkil eden bazı yapılar, ayağa kaldırılarak bir tarihsel bütünlük görseli oluşturulabilir. Yapılacak çevre düzenlemeleriyle höyük ziyarete açılarak turizme yönelik bir katma-değere dönüştürülebilir.”

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız.