Fotoğraf: Selahattin Sönmez
Çeşitli kuruluşlar tarafından verilen fon ve hibe desteği, kimi gazetecinin mesleğini sürdürmesini sağlarken birçok serbest haberci bu desteklerle mesleğe tutunuyor kimisi de belirli bir alana yönelip kendi mecrasını kuruyor. Gazetecilerin genel isteği, fon ve hibe destek projelerinin devamlı hale gelmesi, artması ve kapsamının genişlemesi
YUSUF ÖZGÜR BÜLBÜL
Türkiye’de son yıllarda çeşitli kuruluşların sağladığı fon ve hibe destekleriyle mesleklerini sürdürmeye çalışan gazetecilerin sayısı artıyor. Birçok serbest haberci bu desteklerle mesleğe tutunurken belirli bir alana yönelip kendi mecrasını kuranlar da var. Gazetecilerden, fon ve hibe destekleri ile medyaya yönelik Gazeteciler Cemiyeti (GC) tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi (M4D) Projesine ilişkin değerlendirmelerini aldık.
M4D Projesi, Basın Evi Destek Aracı (BEDA) kapsamında destek aldıklarını belirten Gaziantep’te yayım yapan Reform Haber’in İmtiyaz Sahibi Murat Atay, desteğin önemini şu sözlerle vurguladı:
“Bizim için maddiyattan çok bu projede yer almak prestij açısından, manevi güç olarak daha önemliydi. Büyük deneyim kazandık. Türkiye’de yeni yasalarla birlikle haberin bedeli ağırlaşıyor. Doğru ve gerçek haberin peşinde ağır bedellere rağmen koşmaya devam ediyoruz. Maddi destekten çok bizim için burada olmak fevkalade önemliydi. Çok olumlu bir proje idi. Bu proje sayesinde birçok işsiz gazeteciye ulaştığımızı belirtmek isteriz.”
Reform Haber İmtiyaz Sahibi Murat Atay
Cemiyetin projesinde yeniden yer almak çok anlamlı
“Zor şartlar altındaki gazeteciler olarak Gazeteciler Cemiyeti’nin bu projesiyle birlikte bölgesel bir güç olmaya, daha da büyümeye, mecramızı ayakta tutmaya kararlıyız” diyen Atay, “Ekonomik zorluklar yaşayan reklam pastasından çok küçük pay alan bizler, bu anlamlı projelerle ayakta kalma şansı yakalıyoruz. Reform Haber, demokrat, tarafsız, özgün yayın yapan haklının yanında, haksızın karşısında duran bir web haber sitesidir. Kuruluşundan bu yana yayın politikasından taviz vermeyen bir çizgisi bulunmaktadır. En büyük kaygımız olan gençlere sahada kendilerine büyük fayda sağlayacak” diye konuştu.
Gaziantep’teki iletişim fakültesi öğrencilerine mesleği öğretmeyi hedeflerini kaydeden Atay, sözlerini şöyle tamamladı:
“Donanımı ve bilgiyi en doğru şekilde öğreten bir deneyimli kadroya sahibiz. Demokrasi, hukukun üstünlüğü kadın, çocuk ve hayvan hakları, çevre duyarlılığı, kültürel değerleri ön plana çıkartarak gündemde tutmak hassasiyetlerimiz arasında. İletişim fakültesindeki öğrencilere en doğru şekilde haberciliği öğretmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Tek işimiz olan gazeteciliği, insan kaynakları ve teknolojik yenilikleri zor şartlar, büyük ekonomik sorunlara rağmen yapmaya devam ediyoruz. Bu projede yeniden yer almak çok anlamlı. Katkı sunan başta başkanımız Sayın Nazmi Bilgin, Koordinatör Yusuf Kanlı olmak üzere tüm proje ekibine teşekkür ediyorum.”
“Fonlar da tek başına medya endüstrisini kurtarmayacak”
NewsLabTurkey Yönetici Direktörü Sarphan Uzunoğlu, fon desteklerinin de bir ömrü olduğuna dikkat çekip sürdürülebilirliğin önemine vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Her şeyin olduğu gibi, ‘fonların’ da bir ömrü var ve hayatta kalmak için nasıl sadece nefes almak yetmiyorsa fonlar da tek başına medya endüstrisini kurtarmayacak. Sizi kurtaracak olan şey, ürününüzün kalitesi ve o ürünü üreten fabrikanın (haber odasının) stabil şekilde çalışması. Bu anlayışın haberi fazlasıyla ‘ticari’ bir şekilde konumladığının farkındayım. Ama gazeteciliğin bir iş kolu, haberin bir ürün olduğunu anlamadan sürdürülebilirliği tartışmanın hiçbir anlamı zaten yok."
NewsLabTurkey Yönetici Direktörü Sarphan Uzunoğlu
"12 ay sonra kiranızı nasıl ödeyebileceğinize dair bir fikriniz yoksa, işe aldığınız kişiler, düzenli olarak başka bir işe bakıyorlarsa ya da bir reklam veya bir fon veren, sizinle çalışmayı bıraktığında gelirlerinizin yüzde 50’sinden fazlasını kaybediyorsanız (Burada organizasyonun yapısı ve yönetilen bütçenin miktarı gibi temel meseleler de göz önünde tutularak yüzdelik miktar değişebilir elbette) bunun ‘sürdürülebilirlik’ kategorisinde olmadığınızı gösterdiğini söylemek mümkün.
Türkiye’de medya profesyonellerinin ve medya odaklı sivil toplum profesyonellerinin hibe alanına dair mevcut deneyimleri ne yazık ki sınırlı. Sınırlı olduğu kadar da sorunlu. Ne yazık ki haber odalarının çoğunda hedef kitle tanımlama, ayırt edilebilir ürün oluşturma, kitleye içeriği ulaştırma gibi kilit konularda büyük zayıflıklar var. Bu, kendinize göre çok iyi bir neşriyat yaptığınızı düşünmenize ama onun adını koyamamanıza, kimin bu neşriyattan hoşlanacağını bilememenize, dahası neşriyatı nerede, nasıl satacağınıza karar verememenize benziyor. Bunca görecelik ne yazık ki pazarın kaldırabileceği bir durum değil.”
Hibe programlarına mutlaka başvurun
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden 1997’de mezun olan Alper Tolga Akkuş, meslek hayatına ancak bedensel engeli nedeniyle 2011 sonunda emekli olduktan sonra başlayabilmiş. Akkuş, birçok mecra için içerik ürettikten sonra 2022’de Newslab Turkey Yerel Kuluçka programına Sakat Muhabbet adına başvuruda bulundu ve kazandı. Ayrıca Gazeteciler Cemiyeti’nin M4D Projesi kapsamında desteklendiğini belirten Akkuş, “BEDA tarzı programlar için kendisini nitelikli bulmayan bir gazeteci olarak bir yıl sonrasında şunları aktarabilirim aklında, yüreğinde yapmak istediği bir projesi olan arkadaşlarıma: Hibe programlarına mutlaka başvuruda bulunun. İlk denemede ret yanıtı alabilecek olsanız dahi size iletilen geri dönüşler doğrultusunda projenizi güncelleyerek denemeye devam edin. Bir gazeteci olarak mesleki sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz koşullarından birisi de bu diye düşünüyorum” diye konuştu.
Gazeteci Alper Tolga Akkuş
Bu tarz projelerin artması, kapsamının genişlemesi önemli
Son yıllarda serbest haberci olarak telifli içeriklerle geçimini sağlamaya çalışan Azat Özkahraman, gazetecilerin kazandığı ücretin geçimlerini sağlamaya yetmediğini kaydederek şunları anattı:
“Gazetecilik mesleği bana göre dünyadaki en kutsal mesleklerden biri çünkü birilerine bir şeyler duyurabilmek ya da birilerinin sesi olabilmek gerçekten çok güzel. Mesleğin güzel yanları olduğu gibi zor yanları da var. Özellikle serbest çalışan gazeteciler açısından geçim derdi bu zorlukların başında geliyor. Bu noktada, serbest çalışan gazetecilerin, bu türden projelerle desteklenmesi hem geçim hem de mesleklerinin devamlılığı açısından oldukça büyük bir önem arz ediyor. Sadece serbest çalışan gazetecileri değil yerelde çalışan gazeteciler de aldıkları ücret genelde yeterli olmuyor. Çünkü günümüz şartlarında hayat pahalılığı çok fazla olduğu için aldıkları ücret geçimlerini sağlamaya yetmiyor. Bu nedenle, bu tarz projelerin artması, kapsamının genişlemesi oldukça önemli."
Gazeteci Azat Özkahraman
"Bu projeler sayesinde çoğu gazeteci meslekten kopmuyor, bir şekilde içerik üretip, haberler üretip gazetecilik mesleğini devam ettiriyor. Sadece bu durum bile gazetecilerin desteklendiği projelerin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya yetiyor. Kendi adıma, bugüne kadar bu projeler sayesinde mesleğimi devam ettirdim. Bunlar olmasaydı, büyük ihtimalle şu anda gazeteciyim diyemezdim. Gazetecilik mesleği benim için küçüklükten gelen bir hayaldi. Bu bölümü okudum ama iş hayatına başladığım zaman durumun çok da iç açıcı olmadığını gördüm. Çalıştığım gazetede kapanınca bu türden projeler sayesinde meslekten kopmayıp, gazetecilik yapmaya devam ediyorum. Destek projelerinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu projelerin hem devamlılığının sağlanması hem de arttırılmasının, projelerden faydalanan insanların, mesleğe bağlılığını artacağını düşünüyorum.”