Diyarbakır'da bir barıştırma yöntemi: Rûsipîler

08.11.2022

Yerel barıştırma pratikleri olarak rûsipîleri inceleyen Dr. Akın, “enformel” arabuluculuk sisteminin, resmî hukuka “paralel” ya da “alternatif” bir sistem olmadığı ve devletin hâkimiyet alanına tehdit oluşturmadığına dikkat çekti.

Atiye Eren

Toplumsal bazı çatışmaların mikro çözümü için Diyarbakır’da, mahkemelerden çok, geleneksel aktörler olan kanaat önderleri rûsipîlere (ak sakallı, ak yüzlü) başvuruluyor. Peki, rûsipîlere neden başvuruluyor, bir arabulucuk yöntemi olarak neleri kapsıyor.

Rûsipîler, tarafları ve şahitleri dinledikten sonra karar veriyor. Verilen bu kararlarda, her zaman “tarafların barışması” için genelde fail tarafa belli bedeller yükleniyor. Zararın tazmini ve barışın bedeli olarak herkese kaldırabileceği kadar yük” yüklenmeye çalışılırken, tarafların ekonomik durumları göz önünde bulunduruluyor, kolektif suç ve ceza algısından dolayı ailelerin maddi güçleri de hesaplanıyor. 

“Devlet-dışı aktörlerin mikro çatışma çözümündeki rolleri: Diyarbakır Örneği” başlıklı doktora araştırmasında Dr. Ferda Fahrioğlu Akın, yerel barıştırma pratikleri olarak rûsipîleri inceledi. Dr. Akın ile, saha çalışmasından elde ettiği gözlemleri konuştuk.

Etkili bir yöntem olarak kullanılan enformel arabuluculuk yönteminin, Diyarbakır’da “de facto- fiilen-fiilî ya da pratikte” olarak uygulandığına işaret eden Dr. Akın, bu enformel arabulucuların, empati kurabilen, tarafsız, esnek, vicdanlı, dürüst, yaptırım gücü olan, güven veren ve saygı duyulan kişiler olduklarının altını çizdi. 

Dr. Ferda Fahrioğlu Akın

-Yerelden barıştırma pratikleri ya da arabuluculuk, literatürde ve Türkiye’de nasıl ele alınıyor?

-Arabuluculuk yönteminin resmileşme süreci, çeşitli akademi ve enstitülerin girişimleri ile kurulan bağımsız arabuluculuk programları ile gerçekleşmiş ve “resmî arabuluculuk” yöntemi olarak uluslararası hukuka dahil edilmiştir. Türkiye’de ise, 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” 22.06.2012 tarihli ve 28331 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. Türkiye’de resmi arabuluculuktan kapsamı, uygulama şekli, aktörleri ve etkinliği açısından tamamen ayrılan enformel arabuluculuk yöntemi, geleneksel bir yöntem olmasına rağmen resmî hukuka alternatif ve/veya paralel olduğu iddiası ile kriminalize edilmektedir.  

Oysa dünyada bu yöntemin resmi hukuka entegre edildiği ülke örnekleri de mevcut. Enformel hukukun resmi olarak tanındığı Güney Afrika’da 2005’de enformel arabuluculuk aktörleri olan 800 geleneksel lider resmi olarak tanınmıştır. Resmi hukuk, Afrika toplumları tarafından sömürgecilik ve onların tepeden inme hukuk sistemleri ile özdeşleştirildiği için enformel arabuluculuk sisteminden kopmamışlardır.

-Rûsipî kimdir?

-Önce çalışmaya dair kısaca biraz bilgi vermek istiyorum. Çalışmanın saha araştırmasında aralarında Rûsipîler yani arabulucular, siyasi partilerin Halkla İlişkiler Komisyonu (HİK) üyeleri, çatışmanın tarafları, sivil toplum örgütleri STÖ temsilcileri ve hukukçuların da bulunduğu 50 kişi ile yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşme gerçekleştirdim. Biri Barış Anneleri, biri de Rûsipîlerle olmak üzere iki odak grup toplantısına, katılımcı-gözlemci olarak, bir barıştırma törenine ve Rûsipîler ile HİK üyelerinin öldürme vakası ile ilgili bir karar alma toplantılarına katıldım. Anlatacaklarım bu çalışmalardan elde ettiğim verilere dayanıyor.

Geleneksel bir hukuk yöntemi olan ve dünyanın pek çok bölgesinde hâlâ toplumsal çatışmaların çözümünde etkili bir yöntem olarak kullanılan enformel arabuluculuk yöntemi, Diyarbakır’da de facto olarak uygulanmaktadır. Enformel arabulucuların özellikleri incelendiğinde, literatürde pek çok yazarın hemfikir oldukları özellikler empati kurabilen, tarafsız, esnek, vicdanlı, dürüst, yaptırım gücü olan, güven veren ve saygı duyulan kişiler olduklarıdır.

-İnsanlar aralarında bir çatışma meydana geldiğinde resmi hukuk kurumları yerine rûsipîlere gidiyorlar. Toplumda saygın görülen kişilerin arabuluculuk yapmasını, çatışmanın taraflarının onları dinlemesini ve barışa ikna etmelerini bekliyorlar. Bunun nedeni nedir?

-Geleneksel toplumlarda suç ve ceza unsurları, bireysel olarak görülmediğinden, toplumda bir çatışma meydana geldiğinde sadece failin mahkeme tarafından ceza alması yeterli görülmeyip mağdur taraf bütün aileyi fail olarak görmektedir. Yani toplum suçu, bireysel değil kolektif bir eylem olarak gördüğünden cezanın da kolektif olmasını ve bütün ailenin cezalandırılması gerektiğine inanmaktadır. Modern hukuk sisteminin tek başına çözemediği ve toplumsal barışı sağlayamadığı bu tür çatışmalarda, geleneksel Kürt barıştırma aktörleri olan Rûsipîler devreye girmektedir. Kürt toplumunda meydana gelen çatışmaların “huquq-a nasa” enformel arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi yaygın bir gelenek olarak karşımızı çıkmaktadır.

-Peki hangi çatışma türlerinde rûsipîlere başvurulmakta ve barıştırmada etkili olmaktadır? 

-Saha araştırmasında, arabuluculara barıştırma için başvurulan çatışma türlerinin öldürme-yaralama, kız kaçırma, aile içi çatışma, alacak-verecek çatışması ve arazi çatışmaları oldukları görülmüştür. Toplumda suç ve cezanın kolektif olarak algılanması sosyolojik bir olgu olarak var olmakta ve kan davası ile aşiret gibi olguları günümüzde de bunun devam etmesine yardımcı olmaktadırlar. Kolektif sorumluluk ilkesinin etkili olduğu toplumda, resmî mahkemelerin ceza vererek tarafların barışmasını sağlayamadığı öldürme gibi vakalarda Rûsipîler, tarafların barışmasını sağlayabilmektedirler. Özellikle öldürme, yaralama ve kan davası vakalarında aradan on yıllar geçse ve fail resmî mahkemelerce hapis cezasına çarptırılıp cezasını çekse bile mağdur taraf için bu “Bir anlam ifade etmemekte” ve öç alma saikiyle hareket etmelerini engellenememektedir.

-Yerelden barıştırma aktörlerinin, resmi hukuka “alternatif” ya da “paralel” olduğunun yorumlanmasına ilişkin neler söylersiniz? Böyle bir mekanizmanın işler olması bu tartışmayı da beraberinde getiriyor mu?

-Mikro çatışmaların çözümünde resmî mahkemelerde, kamu davaları devam ettiği için ve Rûsipîlerin hapsetme, cezalandırıcı kararlar verme gibi bir yetkileri, istekleri ve yapıları bulunmadığından enformel arabuluculuk sisteminin resmî hukuka “paralel” ya da “alternatif” bir sistem olmadığı ve devletin hakimiyet alanına tehdit oluşturmadığı görülmüştür.