KAPAK FOTOĞRAFI: DEPO PHOTOS
ESRA TOKAT - ANKARA
AK Parti ve MHP tarafından hazırlanan ve kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak adlandırılan 40 maddelik “Dezenformasyon Yasası”, basın meslek örgütlerinin “sansürü yasalaştırdığı” gerekçesiyle eleştirmesine karşın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülüyor. Sosyal medya ve internet haberciliğine dönük düzenlemeleri içeren yasa teklifine ilişkin hazırladığımız yazı dizisinde ilgilerle konuştuk. Yazı dizimizin üçüncü bölümünde, basın meslek örgütü temsilcilerinin değerlendirmelerine yer veriyoruz.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Can Güleryüzlü, meslektaşlarıyla dayanışarak bu yasanın üstesinden gelmeye çalışacaklarını vurgularken Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, basın meslek örgütlerini yeni bir mücadele döneminin beklediğine işaret etti. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı Banu Tuna ise, yasanın bu haliyle Meclis’ten geçmesi halinde, iptali için Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmasına ilişkin siyasi partilerle görüşeceklerini belirtti.
ÇGD BAŞKANI GÜLERYÜZLÜ: YASA SADECE GAZETECİLERİ DEĞİL TOPLUMU DA BASKI ALTINA ALMAK İÇİN YAPILIYOR
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin ÇGD Genel Başkanı Güleryüzlü, şu değerlendirmede bulundu:
“Yasa teklifi, antidemokratik ve basın özgürlüğüne tamamen aykırıdır. Yasanın uygulanması ve hayata geçirilmesi durumunda Türkiye’de düşünce ve basın özgürlüğüne büyük bir darbe vurulacak. Bu yasa, sadece gazetecileri değil toplumu da baskı altına almak için yapılıyor; tamamen korkulardan beslenmiş ve seçim endeksli düzenleme. Ancak hatırlatmakta fayda var, gazetecilik bir mücadele alanı ve zaten dikensiz bir gül bahçesinde yapılan bir iş değil. Gazetecilik iktidar eleştirisidir. Otoritelerin eleştirisini halk adına yapma misyonuyla hareket edilen bir meslektir.”
Basın kanunu yeni baştan yazılmalı…
“Sansür Yasası”na karşı tepkilerin daha nitelikli ve daha büyük olması konusunda eksikliklerini gördüklerini belirten Güleryüzlü, basın meslek örgütleri olarak ders alınması gerektiğine işaret ederek, “Süreç, gerçekten demokratik, emekten yana bir basın kanunu ve basın emekçilerinin haklarını düzenleyen kanunların yeni baştan yazılması gerekliliğini önümüze koyuyor” dedi.
Güleryüzlü, sözlerini yasanın getireceği her bir zorluğu gündeme taşıyarak kamuoyunu bilgilendireceklerini, meslektaşlarıyla dayanışarak üstesinden gelmenin yolunu bulacaklarını belirterek bitirdi.
Şener: Haber kaynakları üzerinde güçlü bir denetim oluşturmak amaçlanıyor”
Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Şener, yasanın amaçlarına ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Yasa, seçim öncesinde toplumun haber kaynakları üzerinde çok güçlü bir denetim oluşturmayı amaçlıyor. Yasayla amaçlananları şöyle sıralayabilirim. Basın İlan Kurumu’nu (BİK) Radyo, Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi denetim ve ceza odaklı bir kurum haline getirmek. Anadolu’ya yayılmış yazılı yerel basını, internet medyasına dönüştürmek. Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun, kapalı anlık mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medya üzerinde çok daha güçlü bir denetim kurmasını sağlamak. Ve, hukuk dışı ‘basın kartı yönetmeliği’ hükümlerini yasa, içine koyarak idari yargı denetiminden uzaklaştırmak.”
“Her türlü hak ihlalinde meslektaşlarımızın yanında olacağız”
Yasanın kısa sürede Meclis’te kabul edilmesini beklediğini bildiren Şener, sözlerine şöyle sürdürdü:
“29. Madde’de gazetecilerin kapsam dışında olduğunun belirtilmesi ve hapis cezasının kaldırılması gibi taleplerimizin yerine getirilip getirilmediğini göreceğiz. Şayet bu yöndeki talepler yine yerine getirilmezse Gazeteciler Cemiyeti olarak verdiğimiz sözün arkasında duracağız ve yasanın uygulanması sırasında karşı karşıya kalacağımız her türlü hak ihlalinde meslektaşlarımızın yanında olacağız. Diğer basın meslek örgütleriyle oluşturduğumuz Medya Dayanışma Grubu içinde yeni bir basın kanunu üzerine zaten bir süredir çalışıyorduk, bu çalışmaları hızlandıracağız. Seçim öncesinde partilerin seçim beyannamelerine basın ve ifade özgürlüğünü güçlü vurgularla sokmaya çalışacağız.”
Tuna: Yasa, sosyal medyayı kullanan, bilgi üreten herkes için büyük bir tehlike “Sansür Yasası”nın basın ve ifade özgürlüğüne etkilerine değinen TGS İstanbul Şube Başkanı Tuna da “Elimizde kalan son bağımsız ve eleştirel haber alma kanallarını da kapatacak, ifade özgürlüğü alanını boğup yok edecek. Bu meseleyi hep basın özgürlüğü üzerinden tartışıyoruz ancak bu yasa, sosyal medyayı kullanan, bilgi üreten (özellikle de iktidarın iddialarının aksini söyleyen bilgi üreten) herkes için büyük bir tehlike” uyarısında bulundu.
“Yasa teklifinin kabul edilmesi durumunda sosyal medya cendereye alınacak, anlık mesajlaşma uygulamaları bundan sonra görüşmelere ilişkin bilgileri BTK’ya verecek” diyen Tuna, gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmayacağını belirtip dernek ve vakıf yöneticilerinin basın kartı alabilmesi için medya alanında faaliyet göstermesi yeterli olacağını söyledi.
“İktidarın yarattığı baskı-korku iklimini deşifre edeceğiz”
Tuna, sözlerini şöyle tamamladı:
“BİK, gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak geniş yetkilerle donatılacak. Tıpkı, televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi yazılı ve dijital medyanın eli sopalı polisi hâline gelecek. BTK ile BİK, basılı ve dijital medyanın yanı sıra sosyal medya ile Whatsapp gibi haberleşme uygulamalarını da çok sıkı bir denetim ve ceza tehdidi altına alacak. Yerel gazetelerin ana yaşam kaynağı olan resmi ilân gelirinin yüzde 75’i buharlaşacak, matbaalar çalışamaz hâle gelecek.
Yasa bu haliyle Meclis’ten geçerse, iptali için TGS olarak AYM’de dava açılması için siyasi partilerle görüşmelere başlayacağız. Ayrıca yasanın olumsuz sonuçlarıyla karşılaştığımız her örneği kamuoyu ile paylaşarak, iktidarın yarattığı baskı-korku iklimini deşifre edeceğiz.”