Cizreli servis şoförü, 13 yıldır hayvanlara sahip çıkıyor

02.01.2023

Günde en az 300 hayvanı besleyen Cizreli Serim, bölgede özellikle köpeklerin “haram” olarak görüldüğünden istenmediği ve eziyet gördüğünü belirtti. Serim, herkesi hayvanlara karşı daha duyarlı olmaya davet etti

ŞİRİN BAYIK

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaşayan, okul servisi şoförü Mazlum Serim, tek başına hayvan hakları için çaba gösteriyor. 13 yıldır hayvan besleyen Serim, annesinin aşıladığı hayvan sevgisi etkisiyle küçüklüğünden beri hayvanlara, hayvan haklarına duyarlı biri. Hayvanlara mama verdiği için defalarca arabasının camı kırılmış ve lastikleri bıçaklanmış. Hayatını servis şoförlüğü yaparak kazanan Serim, iş dışındaki vaktini hayvanları beslemek için ayırıyor.

“Sürekli arabamda mama ve karton vardır. Yere dökmeden kartonun üzerine döküyorum. Oraya bir kap su bırakıyorum. Dondurmacı arkadaşlardan boşalan dondurma kutularını sürekli alıyorum” diyen Serim, her an bir sokak hayvanı ile karşılaşabilme ihtimali nedeniyle arabasında sürekli mama ve su taşıyor. Bu işi gönüllü olarak yaptığını belirten Serim, hikâyesini güzel bitirmek istiyor ve herkesi, hayvanlara karşı duyarlı olmaya davet ediyor.

Birilerinin kalbine dokunmak için…

Bahçelerinde en az 20 kedinin bulunduğunu bildiren Serim, bölgede yaşanan bir gerçeği de şöyle dile getiriyor:

“Ben aslında kedileri çok seviyorum ama köpekler bu bölgede, mezhepsel olarak çok eziyet görüyor. Burada köpekler, haram olarak görüyorlar. İşte bu yüzden köpeklerle ilgileniyorum ama kedileri de ihmal etmiyorum. Bunu sadece hayvanların karınlarını doyurmak için yapmıyorum. Bana göre insanlarımızın özellikle hayvanlar konusunda uyuyan duyguları var. Ben o duyguları uyandırmak için çaba sarf ediyorum. Birilerinin kalbine dokunmak için.”

Sokak köpeklerine mama verdiği için çeşitli zorluklar yaşadığı ve tepkilere maruz kaldığını kaydeden Serim, bu konuda şunları anlatıyor:

“Millet burada bana deli gözüyle bakıyor. Mama alıp hayvanları beslemeye, yerleri kötüyse ona iyi bir yaşam alanı bulmaya çalışıyorum. Arabamın camımı kırıyor, lastiklerimi bıçaklıyorlar sadece mama dağıttığım için. Bundan bir sene önce servise gittiğim bir alanda köpek sesleri duydum. İşi gücü bıraktım koştum. Belediye köpekleri topluyordu. Video çektim ‘Toplayamazsınız’ dedim. Çünkü kanunu biliyorum. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda, ‘Sokaklar hayvanların yaşam alanlarıdır’ deniliyor. Hayvanları topluyor, götürüp öldürüyorlar. Buna karşı çıktığım için 20 kişi üzerime yürüdü. Sürekli tartıştığım insanlar var, bu konuda… Bu işin tek güzel yanı, öğrencilere hayvan sevgisini onlara aşılayabilmem. Servisle taşıdığım öğrencilerin sayısı, 400’ü geçer. Öğrenciler, bütçeleri yetmeyince sokaklara yemek bırakıyorlar. Bu benim için çok güzel bir şey. Ailelerinden izin isteyerek çocukları besleme alanlarına götürüyorum. Bazen aileleriyle birlikte götürüyorum, bazen öğretmenleri ile etkinlikler düzenliyorum.”

Cizreli_pati_dostu…

Hayatının çoğunu sokak hayvanlarını besleyen Serim, pandemi dönemindeki yasaklar süreci ve sonrasına ilişkin şunları söyledi:
“Cizre’de de bir yasak süreci oldu, o dönem kimse kimseye bakmıyordu bile. Hayvanların gerçekten aşırı derecede etkilendiğini gördüm. O süreci yaşadıktan sonra hayvan beslemeye daha fazla vakit ayırmaya başladım.

Arkadaşlarımın tavsiyesiyle bir sosyal medya açtım. ‘Cizreli_pati_dostu’. Bana, ‘Bu kadar hayvanlara besleme alanı yapıyorsun. Bunu paylaş belki başkasının da kalbine dokunursun’ dediler. O zamandan beri paylaşmaya başladım.

Yaklaşık bir sene önce birkaç arkadaşla beraber Cizre Hayvan Severler Derneği’ni kurduk. Ama yürütemedik. Derneğin ileriye dönük adım atmamız adına diğer arkadaşların da taşın altına elini koyması gerekti. Kimi işinden dolayı gelemedi, kimi aile sorunlarından, kimi maddi durumdan. Derneğin ister istemez elektrik, kira, telefon vs. masrafları oldu. Zaten mamayı nerden bulacağı düşüncesi bir yana bir de bu masrafların altından kalkamadık.

Ben zaten sabah 6’dan gece 12’ye kadar çalışıyorum. Ben aylık kazancımın yüzde 70’ini zaten mamaya harcıyorum. Yüzde 30’u da mama kumbarasından gelen mamaları dağıtıyorum. O destekler eskiden yoktu son bir senedir böyle bir destek olması iyi ama yine de yetmiyor. 15 kilo mamayı bir besleme alanına götürdüğümde 20 dakika dayanmıyor. Çünkü şehrin bütün hayvanlarına sahip çıkmaya çalışıyorum.

Biraz merhamet ve duyarlılık…

Belediye’nin üzerine düşeni yapmamasından da yakınan Serim, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Sokak hayvanları konusunda belediyeler, maalesef gözlerini ve kulaklarını kapatmışlar. Yaptıkları şey, bir vatandaş arayıp ‘Burada bir köpek havlıyor, rahatsız oluyoruz gelin alın’ dediğinde, gidip alıyorlar. Ne yaptıklarını biliyorum. Şehrin dışında bir çöplük var, oraya atıyorlar. Kimini öldürüyor, kimini 50 kilometre şehrin dışına atıyorlar. Topladıkları köpeklerin kiminin yavruları var. O yavrular öylece orada kalıyor.

Ayrıca hiçbir bakımevi veya barınak da yok. Belediyeni bir veterineri yok. Yaralı bir hayvan olduğunda ararsanız kimse gelmez. Bu nedenle sokak hayvanları tamamen sahipsiz bırakılıyor. Belediyeler bir kısırlaştırma merkezi açmıyor bir yaşam alanı sunmuyor. Buradan bir sürü yetkiliyle görüştüm. Kaymakamlar, belediye başkanları, kaç senedir görüşüyorum ama bir sonuç alamadım. İnsanlar barınak diyor ama ben barınaklara karşıyım. Ama bu şehirde köpeklere haram gözüyle baktıkları için bu şart. Sadece iyi bir şekilde bakılırsa.”
Serim, konuşmasını şu çağrıyı yaparak tamamladı:

“En kırgın olduğum nokta, insanlar beni maaşlı zannediyor. Ama ben bu işi tek başıma ve gönüllü olarak yapıyorum. Kendimi bir devrimci olarak görüyorum yaptıklarımla. Aslında bu şehre kırgınım çünkü hayvanlar konusunda birbirimizi hiç anlamıyoruz. Hikâyemi güzel bitirmek istiyorum. Bunun için her şeye rağmen hayvan besleyeceğim. Burada herkese bir çağrıda bulunmak istiyorum.

Benim istediğim tek şey insanlardan biraz merhamet ve duyarlılık. Herkesi hayvanlara karşı daha duyarlı olmaya davet ediyorum.”