Erciş Zilan Deresi’ne yapılması planlanan HES inşaatı, Danıştay’ın ‘dur’ kararına rağmen yeniden başladı. Çevre örgütleri, siyasi partiler ve yöre halkı HES’in çevreye vereceği zarardan endişeli…
Oktay Candemir/VAN – Van’ın Erciş ilçesinde Danıştay’ın kararı üzerine 2014 yılında yapımı durdurulan Zilan Deresi HES projesi, koronavirüs nedeniyle herkesin evde kaldığı bugünlerde yeniden başladı. Sessiz sedasız başlayan HES yapımına tepkiler sürüyor.
Zilan Deresine HES yapılmasına tepki gösteren çevre örgütler ve geçimlerini tarım-hayvancılıktan sağlayan köylüler, HES’in yapılması durumunda bölgede oluşacak çevreyle ilgili tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç etmek zorunda kalacaklarını belirterek Danıştay’a başvurdu. Danıştay köylülerin itirazını yerinde buldu ve 2014 yılında HES yapımının durdurulmasına karar verdi. Ancak Danıştay kararına rağmen HES yapımının yeniden başlamasına çevre dernekleri ve siyasi parti temsilcileri tepki gösterdi.
ÇEV-DER: ZİLAN KATLİAMI BUGÜN İŞ MAKİNELERİYLE DEVAM EDİYOR
Zilan Deresine HES yapımına tepki gösteren Van Çev-Der Başkanı Ali Kalçık şunları söyledi: “2014 yılında köylülerin itirazı üzerine Danıştay 6. Dairesi kamulaştırma kararının durdurulmasına hükmetti. Zilan katliamı bugün iş makineleriyle devam etmektedir. Bütün HES’lerde doğa tahribatı olurken, o bölgenin endemik türleri de yok oluyor. Örneğin Unesco’nun koruması altında olan, mucizevi canlı olarak adledilen ‘benekli semender’ler de bu barajın yapılması ile tehlike altına girecektir. Aynı zamanda su samurlarının, yılan türlerinin yok olması anlamını taşımaktadır bu katliam. Van Gölünün yaşamı kaynağı olan bir yerden söz ediyoruz. 15 Nisan ve 15 Temmuz tarihleri arasında üreme dönemlerinde inci kefaline kaynaklık eden su kaynağıdır. Bu su kaynağının kirlenmesi ile Van balığının yaşamı tehdit altında olacaktır. Bir işbirlikçinin kazancı için her şey feda edilmektedir. Eğer gerçekten enerjiye ihtiyaç var ise güneşin başkenti olarak da bilinen demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü binlerce megavatlık güneş enerjisi üretilebilir. Burada mesele enerji değil, bu gayet canlının su hakkının yok edilmesidir. Bunu doğaya yapılan bir ihanet olarak görüyoruz”.
Van Çev-Der Başkanı Ali Kalçık
MEZOPOTAMYA EKOLOJİ DERNEĞİ: BİR TARİH YOK EDİLİYOR
KHK ile kapatılan Van Mezopotamya Ekoloji Derneği Başkanı Fatih Şahin ise Zilan deresine HES yapanların Hasankeyf’te olduğu gibi bir tarihi yok etmek istediğini söyledi. Bu konudaki ısrarın anlamsız olduğunu dile getiren Şahin, “Amaçları Hasankeyf gibi 12 bin yıllık bir tarihi yok etmektir. 1992 yılında yapılan Koçköprü Barajı bunun en açık örneğidir. Erciş’te bölge halkını göçe zorlamak ya da demografik yapı değiştirmek isteniyor. En değerli topraklar olan Ulupamir’in (Hara) Kırgızlara verilmesi de bunun ispatıdır. HES’ler ve barajlar bölgenin flora ve fauna yapısını bozarak doğal yaşama büyük zarar veriliyor” dedi.
GELECEK PARTİSİ: ZİLAN DERESİNİN HES UĞRUNA KATLİAMINA TANIKLIK EDİYORUZ
Gelecek Partisi kurucu üyesi, Çevre ve Şehircilik Politika İzleme Kurulu Başkanı Cesim Gökçe de, “HES’lerle çevre tahribatları son gaz devam ediyor. HES aşkına tarihi Hasankeyfin yok edilmesini içimiz sızlayarak izledik. Şimdi de ne yazık ki tarihte acı hatırası olan Zilan Deresinin HES uğruna katliamına tanıklık ediyoruz” dedi.
CHP: DANIŞTAY’IN KARARI ORTADAYKEN BU YAPILAN SUÇTUR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Van il Başkanı Mehmet Kurukçu ise “Toplumun bir bütün koronavirüs pandemisiyle mücadele içinde olduğu böylesi bir dönemde HES inşasına yeniden başlanması tek kelime ile fırsatçılıktır ve hukuksuzluktur. Danıştay’ın kararı ortadayken bu yapılan suçtur. Koronavirüs sürecinde herkes geçim ve sağlık derdine düşmüş iken hükümet ne yapmaya çalışıyor” diye konuştu.
“HES PROJESİ ACİLEN DURDURULMALI”
Zilan Deresinin geniş tarım arazileri, otlak alanları ve meralarıyla tarım ve hayvancılığın en verimli şekilde yapıldığı bir bölge olduğunu söyleyen Kurukçu sözlerini şöyle sürdürdü: “Zilan üzerinde tahakküm kabul edilemez. Ülkemizin en çok ışığını alan Van ilimizde aynı yenilenebilir enerjiyi güneş santralleri ile almak varken ve ülkenin dört mevsiminde dahi en etkili ışık alan bölgelerinden biriyken buraya HES’ler ve barajlar yapmak iyi niyetli bir girişim değildir. Yapılmak istenen HES projesi zengin endemik tür popülasyonlarına olduğu gibi tarım ve mera alanları üzerinde yaratacağı yıkıcı etkiyle de halkın zorunlu göçe maruz kalması ve toplumsal yapının bozulmasıyla sonuçlanacaktır. Yapılmak istenen HES’in bölge halkı yararına enerji sağlayacağı iddiası da büyük bir çarpıtmadır. Bu HES projesi acilen durdurulmalıdır”.
Haberin PDF’ini indirmek için tıklayınız.
Haberin linki için tıklayınız.