Hatay’daki zeytin üreticileri, mazot, ilaç ve gübrede artan giderlerin yanında tüccarların belirlediği düşük fiyatlardan şikâyetçi. Kuraklıktan yakınan zeytin üreticileri, emeklerinin karşılığını alamadıklarına dikkat çektiler. Zeytinyağı fiyatlarının masrafların önüne geçemediğini belirten üreticiler, devlete güvendiklerini, yardım ve destekle sorunlarının çözüme kavuşmasını istedi.

HALİT DEMİR / HATAY

Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretiminde en önemli merkezlerden biri olan Hatay’daki zeytin üreticileri, son zamanlarda öncelikle kuraklık, mazot, ilaç ve gübrenin fiyatının iki katına çıkmasıyla artan giderlerin yanında bir de tüccarların belirlediği düşük fiyatlar nedeniyle zor günler geçiriyor. Mazot ve ilaç fiyatlarında artış nedeniyle iyice çıkmaza giren Hataylı zeytin üreticileri, zeytin ve zeytinyağını tüccarların belirlediği ve düşük bulduğu fiyata göre satmak zorunda kalıyor. Fiyatların borsa tarafından belirlenmesini talep eden üreticiler, konuya çözüm bulunmasını istiyor.

Yaklaşık 5 milyon zeytin ağacının bulunduğu Altınözü İlçesi’ne bağlı Karbeyaz Mahallesi’nde zeytin üreticilerinden Şemsettin Bayraktar, kuraklığın yanı sıra artan mazot ve ilaç fiyatları nedeniyle zor günler geçirdiklerine dikkat çekti. Bu yıl, iç piyasada zeytinin litre fiyatının 25-30 TL olduğunu fakat üreticilerin, tüccarlara bu fiyatta satamadığından dert yakınan Bayraktar, şunları söyledi:

“Son zamanlarda zeytin ve zeytinyağının fiyatları uçtu gibi bir söylenti çıksa da biz toptan sattığımızdan bu fiyat, bayağı düşük kalıyor. Hasat zamanında yağan yağmur, zeytinyağı rekoltesini artırıyor. Bu yıl da yağmurun yağmaması, mahsulleri olumsuz etkiledi. Bu nedenle bu yıl içimiz kan ağlaya ağlaya zeytinimizi topluyoruz. Zeytinimizin fiyatı iç piyasada yüksek olsa da biz tüccarların belirlediği düşük fiyata satıyoruz. Son zamanlarda mazot, ilaç ve gübrenin fiyatı iki katına çıktı. Zeytinleri toplamak için işçi de çalıştırınca bize çok bir şey kalmıyor.”

“Zeytinyağı fiyatları, masrafların önüne geçemiyor”                

Zeytinden iki yılda bir ürün alındığı ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını dile getiren zeytin üreticilerinden Recep Yemşen ise şunları anlattı:

“Altınözü’nün zeytinyağı kaliteli. 25 liraya zeytinyağı mı olur? Televizyonlarda o yağ değil diyorlar fakat bizim zeytinyağımız, saf yağ. Yağımızı iyi bir fiyata değil ucuza satıyoruz. Tüccar, düşük alıyor. 25 lira, zeytinyağının kilosu mu olur? Kabuklu fındığın kilosu 35 lira, bu ürün de zeytinyağı. Mazotun kilosu 7-8 lira olmuş. Gübrenin torbasını 200 liraya alıyoruz. Zeytinyağının kilosunu da 25 liraya satıyoruz. Vicdan bunun neresinde? Zeytinyağı fiyatları masrafların önüne geçemiyor.”

Geçen yıllara oranla bu yıl için daha umutlu olduğunu belirten Mahmut Zobu da, zeytinyağı kilogram fiyatının düşük olduğunun altını çizdi.

Sıfır asitten bir aside kadar zeytinyağının kilosu, 25-30 lira. Bu durum yükseldikçe fiyatlarda da düşüklük oluyor. Afrin’deki zeytinyağı da bizim zeytinyağımızın fiyatlarını düşürüyor” diyen Zobu, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz isteriz ki kendi mahsulümüzü iyi paraya verelim de biz de kazanalım. Biz kazanırsak, millet kazanır, devlet kazanır. Biz devletimize güveniyoruz. Çiftçiye güzel bir yardım desteği ile sorunlarımızın çözüme kavuşmasını istiyoruz.

Ücra köşede olduğumuz için adını duyuramıyoruz. Ege’nin, Batı Akdeniz’in zeytinleri, isim olmuş, markalar yapılmış. Onlar değerlendirilebiliyorlar, fakat biz değerlendirilemiyoruz. Tüccar buraya geliyor bize çoğu zaman düşük fiyat veriyor. Biz o fiyatın üzerinden bir fiyat istiyoruz ama sonunda onların istediği fiyata veriyoruz. 20 lira diyor, 20 liraya veriyoruz. 15 lira diyor, 15’e veriyoruz. Bu yıl 25 lira diyorlar.”

Zeytin bahçesinde günübirlik çalışan Yedigar Çekiç de ücretinden memnun değil. Çekiç, haftada altı gün boyunca eşiyle beraber 50 litre karşılılığında çalıştıklarını söyledi.

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız.