5

“Yaratan Kadınlar” oluşumuyla, iş hayatına atıldılar

Sema Akkaya ve Hilal Karaca / “Let’a” 

Ankaralı iş kadını Şenkal ve arkadaşı Güzeloğlu tarafından sekiz yıl önce başlatılan “Yaratan Kadınlar” oluşumu, sayısız ev kadına iş kapısı açtı. Çeşitli meslek dallarında eğitim alan, birlikten kuvvet doğacağına inanan binlerce girişimci kadın, hobilerini mesleğe dönüştürüp atölye, işletme ve fabrikalarında birçok kişiye istihdam olanağı sundu.

DENİZ ALİ TATAR

2013 yılında çalışmalarına başlanan “Yaratan Kadınlar” oluşumu, kadınların emeğini ve hayallerini gerçekleştirmek amacıyla ve “birlikten kuvvet doğar” düşüncesiyle ortaya çıktı. Ankaralı iş kadını Burcu Şenkal ve arkadaşı Gonca Güzeloğlu tarafından, sekiz yıl önce ev kadınlarını iş dünyasına çekebilmek ve onları istihdama yönlendirmek amacıyla hayata geçirilen “Yaratan Kadınlar” oluşumu, sayısız ev kadınını bir araya getirerek, çeşitli meslek dallarında eğitim almalarını ve iş sahibi olmalarını sağladı.


Gonca Güzeloğlu ve Burcu Şenkal

2018 yılında “Yılın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi” ödülünü de kazanan “Yaratan Kadınlar” projesi, yoktan var eden cesur kadınlar sayesinde günümüzde büyük bir kitle tarafından takip edilmeye başlandı. 24 Saat Gazetesi olarak, kadınların emeğini göz önüne sermek amacıyla proje kapsamında alışveriş şenlikleri düzenleyen Şenkal ve Güzeloğlu, projenin ortaya çıkış hikâyesini ve günümüzde gelinen noktayı konuştuk. Ayrıca projeyle yolları kesişip işleri görünür kılınan, ketencik tohumu, çikolata, kil ve efsaneler için kurdukları atölye, işletme ve fabrikalarıyla meslek sahibi olan kadınların kariyer hikâyelerini dinledik.

Mardin ve Ankara arasında, “kadın köprüsü”

Gonca Güzeloğlu, kurucularından biri olduğu bir sivil toplum kuruluşunun (STK) gençlere eğitim bursu desteğinde bulunmak amacıyla düzenlediği bir alışveriş şenliğinin ilgi görmesinin ardından ortağı Burcu Şenkal ile kolları sıvayarak küçük küçük alışveriş şenlikleri düzenlemeye başladıklarını söyledi. Tesadüfler sonucu bu süreçte uluslararası bir STK ile yollarının kesiştiğini aktaran Güzeloğlu, kurumun Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde “Kadın istihdamı ve Çocuk Eğitimi” başlıklı bir saha çalışması yaptığını ve bunun kendilerine farklı bir yol açtığından söz etti. Güzeloğlu, yaşanılan sürece ilişkin şunları anlatıyor:

“Sürdürdüğümüz çalışmalarla, Mardin’de sabun atölyeleri olduğunu, o güne kadar üretilen bu doğal ürünlerin bölgenin dışına hiç çıkamadığını ve yeterli düzeyde kazanç elde edemedikleri gibi yurtdışından gelen bu yardım fonlarının da sadece proje süresi ile sürdürülebileceğini öğrendik. Kadınlar olarak bu duruma duyarsız kalamadık ve bu projeyi ‘Birlikten kuvvet doğar’ düşüncesiyle hayata geçirdik. Onlardan aldığımız bilgiler doğrultusunda ve bölgedeki atölyelerini ziyaret ettikten sonra, satış ve ambalaj konusunda pek çok eksikleri olduğunu yetkilileri ile paylaştık. Yöre kadınlarının gerek sosyal açıdan gerekse maddi konulardaki ne denli kısıtlı imkânlar içerisinde olmalarına rağmen neler yapabildiklerini de gördük. Emeklerinin kazanca dönmesinin, kendileri ve aile bütçelerine ne kadar büyük katkısı olabileceği konusunda onları yüreklendirdik. Kurumun da talebi üzerine satış ve ambalaj tasarımı konusunda gönüllü olarak çalıştık. Tüm bu sancılı süreçleri aştıktan sonra; Mardin – Ankara arasında bir ‘kadın köprüsü’ oluşturduk ve onların bu şahane üretimleri ilk kez bir satış ortamında görücüye çıktı. Böylece bu serüven, cesur kadınlar sayesinde ‘Yaratan Kadınlar Sosyal Sorumluluk Projesi ve Alışveriş Şenliği’ne dönüştü.”

Projeyi, iki girişimci kadın olarak kafa kafaya verip bugüne kadar edindikleri sosyal çevre ve profesyonel meslek hayatlarında edindikleri tecrübeleri bir araya getirerek yapılandırdıklarını ifade eden Güzeloğlu, imkânı kısıtlı olan kadınlara ayni veya nakdi katkıda bulunduklarını bildirdi. Salgın sürecinde, her sektörün yaşadığı durgunluğu kendilerinin de yaşadığına işaret eden Güzeloğlu, bu süreçte katılımcılarla canlı yayınlar yaptıklarını kaydetti. Sosyal medyada proje kapsamında duayen tanınmış isimlerle sohbetler yaptıklarını belirten Güzeloğlu, canlı yayın şenlikleri ve ürün tanıtımları da yaparak satışlar elde edildiğinin de altını çizdi.

Pek çok kadının projeyle, kaygı ve güvensizliklerinden kurtulduğuna değinen Güzeloğlu, emeklerinin beğenilmesi, edindikleri dostluklar, yeni müşteriler ve tanıştıkları farklı çevrelerin kadınların yaşamlarına önemli bir maddi katkı olduğunu belirtti. Güzeloğlu, ayrıca sosyal medyada takipçi sayılarının artmasıyla aldıkları siparişlerin de arttığını, bunun da kadınların yaptıkları işe olan bağlılık ve umudu arttırdığını söyledi.

Ben,  bir “Yaratan Kadınım” diyen herkes, yol arkadaşı olmaya davet ediliyor

“Yaratan Kadınlar” projesinin temel amacının, bir kermes veya ticari bir alışveriş ortamı oluşturmak olmayıp anlamlı ve değerli projelere destek olmak olduğunu bildiren Şenkal ise, toplumsal değerlere dikkati çekmeyi, farkındalık yaratmayı, kadının gücüne güç katmayı ve kadınların gelecek nesillere iyi birer örnek olmalarını hedeflediklerini vurguladı. Bu süreçte her organizasyon öncesi girişimci kadınlarla bir araya gelerek toplantılar düzenlediklerini kaydeden Şenkal, “Hep beraber tanışma, dayanışma, fikir paylaşımı, satış, bütçe, fiyatlandırma, kar-zarar etme ve ürün geliştirme gibi konularda konuştuk. Pek çok örnek kadın başarı hikâyelerini anlatarak; özgüveni gelişmiş, kendini eğiten, becerisini topluma kabul ettiren ve kendi parasını kendi çabaları ile kazanan bir kadının dünyada her şeyi yapabileceğini tartıştık. Ayrıca kendi aramızda bir dolu seminer düzenleyerek birçok konuda eğitici çalışmalar yaptık” diyerek yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

Proje kapsamına alınan girişimci kadınlar tarafından üretilen ürünlerin hemen hepsinin özel el emeği olmasından yana olduklarına işaret eden Şenkal, kişinin kendi duygu ve düşünceleriyle beraber vizyon ve değer katılmış, olabildiğince hazır ürün mantığından uzaklaşarak butik üretime yönelmiş tasarımların da etkinliklerde yer aldığını belirtti. Projeyle bir e-ticaret sitesinin de kurulduğunu müjdeleyen Şenkal, bol miktarda sürekli panayır ve şenlikleri de bu site aracılığıyla düzenlediklerini söyledi.

Pandemi döneminde atölye kurdular

“Yaratan Kadınlar” kapsamında iş kuran “Atölye İkimiz” kurucuları Ülker Akman ve Aliye Özden Akat, atölye çalışmalarına yaklaşık 9 aydır ve salgın sürecinde başladıklarını anlattılar. Bir sosyal medya hesabı açarak aslında hobi olarak yaptığımız el işlerini paylaşmaya başladıklarını belirten Akat ve Akman, ev hanımları ile iletişime geçerek onlarla birlikte ortak işler ürettiklerinden söz ettiler. Böyle bir deneyimi ilk kez yaşadıklarını söyleyen Akat ve Akman, “Meraklı olduğumuz el emeği üretme işi, emekli olduktan sonra daha ön plana çıktı. El işçiliği yastıklar, masa örtüler, Amerikan servisler, peçeteler, ahşap boyama, çantalar ve şans cüceleri üretiyoruz” diye konuştular.

Bu süreçte kendileriyle aynı işi yapan kişilerle tanışma olanağı bulduklarını bildiren Akat ve Akman, her bir kadın girişimcinin deneyiminin kendileri için fayda sağladığını belirttiler.


Ülker Akman ve Aliye Özden Akat / ​“Atölye İkimiz” 

Ketencik tohumu hayatını değiştirdi

TOBB ETU İktisat mezunu olan Bahar Serim, kurduğu “Bs Essentials” markasını ilginç yolculuğunu anlattı. Aile şirketinin dış ticaret departmanında görev aldığını söyleyen Serim, “Ketencik” bitkisini duymasıyla hayatının değiştiğini belirtti. Ketencik üzerine araştırmalar yapmaya başladığını ve televizyonda da bitkinin faydalarını fark ettiğini kaydetti. Serim, babasının desteğiyle bu tohumu Türkiye’ye getirtip arazilerine ektiklerini söyledi. Ürün çıktıktan sonra soğuk sıkım yöntemi ile yağ haline geldiğini aktaran Serim, ürünün gelişimi konusunda ise Gazi Üniversitesi Kimya Bölümü Dermatoloji Ana Bilim Dalı’ndan destek aldıklarını bildirdi. Ürünü kozmetik alanında piyasaya sürdüklerini ve ketencik ham maddesinden şampuan, saç bakım serumu, kaş kirpik serumu ve vücut bakım yağı ürünlerini çıkardıklarını anlatan Serim, sözlerine şöyle devam etti:

“Markamım geçmişinin kısa süre olmasına rağmen bazen geriye dönüp baktığımda ya da ürünlerimi bazı eczane ve güzellik salonlarının raflarında gördüğümde diyorum ki ‘Nereden nereye geldik?’. Toprak altındaki bir ürünün ekilmesi, biçilmesi, soğuk sıkım yapılması, çeşitli aşamalardan geçmesi ve en son ambalajlanıp kutuya girmesi çok heyecan verici bir süreydi. Çok güzel geri dönüşler alıyorum.”


Bahar Serim / “Bs Essentials” 

Çikolataya hayat kattı

Yaptığı çikolatalarla katıldığı etkinliklerde ziyaretçilerin ağzını sulandıran Lale Işık ise, hobi olarak gittiği workshopların ardından ailesi ve yakın çevresine çikolata yapıp tattırdığını,  çikolatalarının kabul görmesiyle beraber bunu işe çevirmeye karar verdiğini söyledi. “Chocolate by Lale” markasıyla, hobisinin bir anda işe dönüştüğünden söz eden Işık, bunun için eğitim alıp “eğitmen şef” olduğuna değinerek “Katkısız ve raf ömrünü uzatan koruyucusuz el yapımı çikolatalar tasarlayıp sunuyorum. Hobi olarak başladığım çikolata, işim oldu. Hem yazılı hem görsel basında yer aldım. Kendi markamı kurdum ve çikolata konusunda farklı denemeler yaparak tercih sebebi olmaya başladım. Dolayısıyla geri dönüp baktığımda emin adımlarla ilerleyip bu yolda birçok kişiye istihdam sağladım” diye konuştu.


Lale Işık / “Chocolate by Lale”

Yaratan Kadınlar projesiyle bir televizyon programının çekimi vesilesiyle tanıştığını, Şenkal ve Güzeloğlu ile de tesadüfen bir bağ kurduğunu aktaran Işık, böylece farklı kitlelere ulaştığını ve ürünlerini daha çok insana tanıtma fırsatı yakaladığının altını çizdi.

Kil, aksesuar tasarımında kendilerine uçsuz bucaksız bir alan yarattı

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Bölümü mezunu olan Sema Akkaya ve Hilal Karaca da, 2019 yılında “Let’a” adlı şirketi kurup çalıştıklarından söz ettiler. Bir hobiyle yola çıkmadıklarını belirten Akkaya ve Karaca, amaçlarına ilişkin olarak şu bilgiyi verdiler:

“Amacımız, kıyafeti tamamlayan aksesuar anlayışını yıkıp takılan aksesuarın kendini var etmesini istememizdi. Sadece kolye, küpe, tasarlamak değil; markanın yaratıcı ifadesi olan çarpıcı, cesur, sıra dışı, büyük ve küçük vahşi hayvanlarla farklı görünüm sağlayıp, nötr bir anlayışı yıkmak istememizdi. İki kişi olarak çıktığımız bu yolda bünyemize yeni insanlar katarak büyümeye gelişmeye devam ediyoruz.”

Üniversitede bir sergi yarışmasına katılarak ilk adımı attıklarını söyleyen Akkaya ve Karaca, en iyi tanıdıkları malzeme olan kilin aksesuar tasarımında kendilerine uçsuz bucaksız bir alan yarattığını fark ettiklerini ve ilk günkü heyecanla yollarına devam ettiklerini belirterek, “Hammaddemiz olan doğal kili mükemmel bir işçilikle işleyip kaliteli malzemeler kullanarak üretim yapıyoruz. Doğadaki her türlü sürüngen, böcek, omurgalı hayvan türlerini kendi fobik ve distopik dünyamızda vahşi bir tavırla stil sahibi kadın ve erkekler için üretiyoruz” diyerek üretimlerini aktardılar.

Sahillerin “efsaneleri”, atölyelerde can buldu

“Her hikâye, tesadüfle başlar” sözüyle girişimcilik hikâyesinin ilk adımını tanımlayan Selin Yerli, “Sahillerde ayağımıza takılan minik efsaneler, zihnimizin bir kenarında ‘Nasıl eve götürebilirim?’ sorusunu doğurmuştu… Önce bir torba, sonra bir çuval sonra koca bir bagaj derken minik atölyemizde kocaman bir yer buldu ve şimdi dolaplarımızı, duvarlarımızı kısacası, evimizi süsler oldu” dedi.


Selin Yerli / “Taşlı Sandık” 

Kurduğu “Taşlı Sandık” markasıyla “Yaratan Kadınlar” projesinin organizasyonlarına katılan Yerli,  kendi emeğiyle yaptığı ürünleri, tanıtma fırsatı yakaladığı ve belli bir kitleye ulaştırabildiğine dikkat çekti. Ayrıca sosyal sorumluluk projesi olarak ANAÇEV ile eşzamanlı çalışmış olmayı da “en güzel nokta” şeklinde tanımlayan Yerli, hobi olarak başladığı bu sürecin keyifli bir üretim haline geldiğini ve markalarını uluslararası çapta bir hedefe ulaştırmayı düşündüklerini belirterek sözlerini tamamladı.

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız.