“Çözüm yok etmek olmamalı, olamaz” vurgusu yapan Van Hayvan Sesi Derneği Başkanı Yazıcı, yasanın toplumu ikiye bölüneceğine dikkat çekip çıkmaması için çalışacaklarını belirtti. Uyutmanın kesinlikle bir çözüm olmadığına işaret eden Veteriner İlhan, yasanın yeni bir tartışma ve kutuplaşma başlatacağını söyledi.
Yeşim Karaağar
İktidarın sokak hayvanlarına ilişkin gündeme getirdiği yasa tasarısı bir süredir tartışılıyor. Toplumun çeşitli kesimlerinden itiraz yükselirken “uyutma”, tasarıda şöyle ifade ediliyor: “Hayvan bakımevlerinde bulunan hayvanlardan bir ay içerisinde sahiplendirilmemiş olanlara ötanazi yapılır. Sahiplendirilenler, rehabilitasyon işlemleri yerel yönetimlerce tamamlandıktan sonra sahibine teslim edilir. Sahipsiz hayvanların hayvan bakımevlerinde barındırılması, sahiplendirilmesi ve ötanazi yapılması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
Konu ile ilgili Van Hayvan Sesi Derneği Başkanı Sabriye Yazıcı ve Veteriner Hekim Özay İlhan ile konuştuk.
“Toplumun çürük tarafını harekete geçirerek”
Yasayı, “korkunç ve yaşam haklarına yapılmış bir saldırı” olarak yorumlayıp kınayan Van Hayvan Sesi Derneği Başkanı Sabriye Yazıcı, şu değerlendirmede bulundu:
“Yıllardır sokak hayvanları adına herhangi bir çalışma için Avrupa’dan örnek almayan yönetimin bugün böyle bir saldırı taslağını düzenlemeye kalkışması bile bizler için asla kabul edilir değil.
Yasa, sokak hayvanlarının vahşice öldürülmesine sebep olacak. Unutmayalım ki öldürülmeleri yasal değilken bile bu canlar şiddet görerek vahşice öldürülüyor, yetmiyor istismar ediliyorlar. Böyle bir yasa, toplumun çürük tarafını harekete geçirerek dokunmaya bile kıyamadığımız canlarımızın gözümüzün önünde yok edilmesine neden olacak ve toplumu ikiye bölünecektir.”
Dernek olarak buna sessiz kalmayacakları ve yasayı tanımayacaklarını belirten Yazıcı, bu kararın gelecek nesillere, “istenmeyeni yok etmek” şeklinde bir etki bırakacağına işaret edip sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kadar sorumluluktan kaçan, çözüm gücü olmayan bir işleyişte büyüyen çocukların verimli bir ülke yaratması imkânsız.
Çözümün, sorumlu birimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) olacağını yıllardır dile getiriyoruz. İlgili belediyeler kısırlaştır/aşılat/yaşat dediğimiz sıralı düzeni sağlayamadığı için cezasını yine sokak hayvanlarına ödetemeyiz.
Hayvan severlerden binlerce hayvanın sahiplenilmesi bekleniyor ve bu imkânsız. Bizler devlet bütçesinden yararlanarak görevini yapmayan belediyeleri defalarca konuştuk. Çözüm belediyelerin görevini yapmasıyla çok kolay halledilebilirdi, ancak görevini yapmayanlara bir yaptırım uygulanmadı ve suçlu yine sokak hayvanları oldu. Bunu kabul etmiyoruz.”
“Her canlı, eşit şartlarda yaşama hakkına sahip”
Bugüne kadar olan sokak hayvanlarının tüm saldırıların sebebinin aç, susuz ve kısır olmayan canların kendini savunmak için başvurmak zorunda kaldığı içgüdüsel tepkiler olduğunu vurgulayan Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sonuçları elbette hepimizi üzdü ve yaralar açtı, ama çözüm yok etmek olmamalı, olamaz. Bu yasanın çıkmaması için yasal ve farkındalık anlamında elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz. Bir canlının yaşayıp yaşamayacağı kararını Müslüman bir ülkenin ferdi olarak aktarmak isteriz ki yalnızca yaratan tarafından bunun kararı verilebilir. Her canlı özeldir ve her canlı, eşit şartlarda yaşama hakkına sahiptir.”
“Kısırlaştırılıp iyileşmeleri sonrası oluşturulacak kontrollü doğal yaşam alanlarına bırakılmalı”
2004’te çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile önemli bir adım atıldığını anımsatan Veteriner Hekim Özay İlhan, “Fakat aradan geçen 20 yıllık süre zarfında ciddi adımlar atılmaması ve kanunun uygulanmaması neticesinde bugün çok daha büyük bir problemle karşı karşıyayız” dedi.
Ülke genelinde belediyeler aracılığıyla sokak hayvanlarının toplanması ve mevcut barınakların imkânlarının artırılması gerektiğini vurgulayıp uyutmanın kesinlikle bir çözüm olmadığının altını çizen İlhan, yasanın hayvanlar üzerinden yeni bir tartışma ve kutuplaşma başlamaktan başka bir şey olmadığını söyledi.
Sokak hayvanlarının uyutulmasının kabul edilebilir olmadığına işaret edip “Etik de değildir, vicdanen de kabul edilmesi söz konusu değildir, sonuçta her canın bir sahibi vardır” diyen İlhan, çözümün; toplanan köpeklerin kısırlaştırılması ve iyileşmelerinin akabinde oluşturulacak kontrollü doğal yaşam alanlarına bırakılması olduğunu belirtti. İlhan, sahiplenmek isteyenlerin de barınaklardan almalarını ekledi.
Hayvanları Koruma Kanunu’nun uygulanmasını daha uygun gördüğünü vurgulayan İlhan, “Sorunun çözümü konusunda belediyelerin öncülüğünde Veteriner Hekim Odaları başta olmak üzere gönüllü kuruluşlar, STK ile kurumların iş birliği ve desteğiyle kısırlaştırılan hayvanların oluşturulacak barınaklar ve doğal yaşam alanlarında yaşamaları sağlanmalıdır. Bu konuda ülke genelinde ciddi bir çalışma yürütülürse birkaç yıl içinde sorun kendiliğinden çözülmüş olacaktır” diye konuştu.