5

Üniversiteye girişte baraj puanın kaldırılmasını uzmanlar yorumladı: “Kalite düşer, diplomalı işsiz sayısı artar”

YÖK, üniversite sınavlarında baraj puanı uygulamasını kaldırdı. Bir net yapanın bile artık üniversiteli olacağına işaret eden uzmanlar, kararla Doğu’da ve vakıf üniversitelerinde kontenjanların dolacağını ancak yükseköğretimde kalitenin düşeceğini ve diplomalı işsiz sayısının artacağını savundular.

GÜLSEVEN ÖZKAN / İSTANBUL

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’ndan (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ile Alan Yeterlilik Testi (AYT) baraj puanları uygulamasının kaldırıldığını açıkladı. Buna göre, Sayısal (SAY), Sözel (SÖZ), Eşit Ağırlık (EA) ve DİL puan türlerinde sınav puanı hesaplanması için uygulanan TYT’de 150 puan almış olma şartı ile yerleştirme puanlarının hesaplanmasında; TYT puan türü için 150, SAY, SÖZ, EA ve DİL puan türleri için 180 olan sınav puanı barajı uygulaması kaldırıldı. Bu yıldan itibaren ilgili puan türlerinde sınav puanı hesaplanan tüm adaylar için ortaöğretim başarı puanı eklenerek yerleştirme puanı hesaplanacak. Ayrıca TYT’de 135 dakika olan sınav süresi, 30 dakika artırılarak 165 dakika olarak uygulanacak.

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, eğitimciler Onur Soğuk, Özgür Bozdoğan ve Özgür Bozdoğan alınan kararı 24 Saat’e değerlendirdiler.

Uzmanlar, sorunun barajda değil eğitim ve sınav siteminde olduğunun altını çizerken, üniversitelerde boş kontenjanların doldurulması amacı taşıdığını bildirdikleri kararla, üniversitelerin “liselileşeceğini”, “nitelikli iş gücü” ve “kalitenin” düşeceğini, “diplomalı işsiz sayısının artacağını” savundular.

Eğitim-İş Başkanı Özbay: Üniversiteler, liseleştiriliyor

Uygulamayla “üniversitelerin liselileşeceği”ni vurgulayan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Talimatla yerine getirilen bu hamlenin adı: Umut tacirliği, üniversite kavramını liseleştirmek, gençlerin ve dolayısıyla ülkenin geleceğini seçim yatırımı yapmak. Sorun barajda değil eğitim ve sınav siteminin kendisinde. Ambalajı ne kadar değiştirirseniz değiştirin, her yıl biraz daha katlanarak artan başarısızlığı kapatacak kadar sihirli bir makyaj yok. 

Vakıf üniversitelerin boş kalan sıralarını doldurmaktan, para ile diploma sunmaktan ama üniversiteli işsiz sayısını artırmaktan başka bir işe yaramayacak. Yerleştirmede adaletsizliğin artacağı, her türlü desteğin verildiği imam hatiplerle, velileri memnun etmek için notların bol keseden dağıtıldığı özel okulların öğrencilerinin haksız bir avantaj elde edeceği açık. Genç işsizlikteki diplomalı işsizlik had safhadayken, gençler artık bu ülkede gelecek düşleyemez hale gelmişken, buna çözüm bulmak yerine üniversiteleri liseleştirmenin adı, hayali ihracattır.”

Kurul: Sınav ücretleri kaldırılmalı

Diplomalı işsizliğe dikkat çekip nitelikli eğitimin önemine değinen Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, şu açıklamada bulundu:

“Temel bilimler dahil olmak üzere birçok bölümde oluşan boş kontenjanlar, kapatılan bölümler, eğitimdeki nitelik kaybı ve artan genç işsizliğin ardındaki sorunlara çözüm üretmek yerine YÖK, gençlere diploma pazarlamaya çalışıyor. 

YÖK, sınav barajının düşürülmesi uygulamasına geçerek üniversite eğitiminde de zaten sorgulanmakta olan, niteliğin düşürülmesinin önünü açıyor. Barajı kaldırmak, sadece vakıf üniversitelerine daha fazla ‘müşteri’ kazandırmaya yarayacak, gençlere ve ailelerine ‘pembe hayaller’ pazarlanmasını sağlayacak. Diplomalı işsizler ordusu gerçeği ise yaratılan umutları yerle bir edecek. Eğitimin temel bir hak olduğu gerçeğinden hareketle, okul öncesinden yükseköğretime nicelik değil nitelik öne çıkarılmalı, kamusal, demokratik ve özgürleştirici bir eğitim modeli benimsenmeli. Bir şey yapılacaksa, sınav ücretleri kaldırılmalı.”

İÜ Rektörü Ak: Olumlu karşılıyoruz

Öte yandan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ise kararı olumlu karşıladıklarını belirterek, “YÖK’ün yükseköğretim kurumları sınavıyla ilgili aldığı kararları olumlu karşılıyoruz. YÖK Başkanımız zaten kamuoyuna alınan kararların nedenlerini ve gerekçelerini detaylı şekilde açıkladı. Bu açıklamalara bakılırsa işin özü anlaşılacak, hatalı birtakım yorumların yapılmasından da kaçınılacak” dedi.

Soğuk: Yükseköğretimde düşen kalite, daha da düşecek

Nitelikli iş gücü ve kalitenin düşeceğine dikkat çeken Eğitimci Onur Soğuk, şunları söyledi:

“YÖK tarafından yapılan açıklamada önemli iki nokta var. Birincisi, baraj uygulamasının kaldırılması. Neden kaldırıldı? Çünkü geçen yıl, baraj sıkıntısı yaşandı. Sayısal puan türünde, çok az sayıda öğrenci barajı geçti. Başta vakıf olmak üzere üniversitelerde kontenjanların dolmadığı görüldüğü için ek tercih açmak zorunda kaldılar. Kararın, vakıf ile Doğu’da gelişmekte olan üniversiteler ve 2 yıllık bölümleri doldurmak için alındığını söyleyebiliriz. Bu uygulama kime yarar? Uygulama, meslek lisesi ve akademik başarı yönünden sıkıntı çeken öğrencilerin, üniversitelere girmesini sağlayacak. Bir de vakıf üniversiteleri avantajlı olacak.  Büyük şehirlerde kontenjanlar kolaylıkla dolacak. Önemli olan ikinci nokta ise, TYT’de sınav süresinin uzatılması. Bu, öğrenciler açısından olumlu. Okuma, anlama, yorumlama soruları fazla çıkıyordu. Süre sıkıntısı yaşanıyordu. Böylece öğrencilerin stresi azalacak. Alınan baraj puanının kaldırılması kararıyla, zaten yükseköğretimde düşen kalite, daha da düşecek. Artık bir net yapan bile, üniversiteye girebilecek. Akademik yönden başarısız öğrenciler de üniversiteli olabilecek. Ancak nitelikli iş gücü düşecek.”

Bozdoğan: Vakıf üniversitelerinin gereksinimini karşılamak

Eğitimci Özgür Bozdoğan, uygulama ile vakıf üniversitelerinin ihtiyacının karşılandığına işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“YÖK tarafından alınan TYT ve AYT’de baraj puanın kaldırılması kararının gerekçesinin öğrencilerin yaşadığı sorunların çözümünden ziyade vakıf üniversitelerinin gereksinimini karşılamak olduğu açık. Bu kararlarla, akademik performansa bakılmaksızın yükseköğretime geçiş hedeflendiği görülüyor. Bunun da ekonomik krize bağlı olarak öğrenci bulmakta güçlük çeken vakıf üniversitelerinin yaşamını sürdürmesi hedefinin sonucu olduğunun altının çizilmesi gerekir. Üniversite mezunu işsizlerin oranı göz önüne alındığında bu kararın oldukça tartışmalı olduğu anlaşılıyor.”

Ünsal: Aynı oranda mezun verilemeyecek

Eğitimci Salim Ünsal, kararın üniversite kontenjanları ve eğitimin niteliğine yansımasına ilişkin şu bilgileri verdi:

“Puan barajları merkezi sınavların ilk kurgulandığı yıldan beri kullanılan bir asgari yeterlilik verisiydi. Asgari yeterlilik olarak belirlenen bu puanlar, zaten üniversitelere nitelikli öğrenci taşımaktan uzakken, şimdi tamamen kaldırılmasının niteliksel değil niceliksel bir faydası dışında fayda sağlamayacağı aşikâr. Tek rasyonel faydası, arz talep dengesizliğine rağmen yıllardan beri dolmayan kontenjanların bir kısmının dolmasını sağlayacak. Bu da, kontenjan doluluk sorunu yaşayan bazı devlet ve vakıf üniversitelerinin bu sıkıntıyı bir miktar öteleyeceği ama zamanla yeniden bu sorunla yüzleşecekleri anlamına geliyor. Öğrenciler, artık barajı sıfıra yakın da olsa bazı bölümlerden uzak durmaya devam edecekler. Barajın kaldırılması dünya klasmanında yer bulamayan ve zaten nitelik sorunu aşikâr olan üniversitelerin daha zor bir öğrenci profili ile çalışacakları anlamına geliyor. Kontenjanlardaki doluluk artışına rağmen süreci tamamlamakta zorlanacak bir öğrenci profili olacak. Aynı oranda mezun verilemeyecek. Şayet ilk ve ortaöğretimdeki gibi başlayanı mezun etme eğilimi artarsa, bu sefer de niteliksiz mezun sayısıyla birlikte diplomalı işsizlik oranları daha da artıracak. Nasıl ki lise mezuniyeti, süreç içinde değersiz hale gelmişse bir süredir üniversite mezuniyetinin de aynı yola girdiğini üzüntü ile izliyoruz. Üniversitelerin program ve kontenjanlarını belirlerken gelecek yüzyılın ihtiyaçlarına göre planlama yapmaları gerekiyor. Aksi halde geçmişin popüler bölümleri geleceğin yükü haline gelmeye başlayacak.”

Hangi adayların TYT ve AYT sınav puanı hesaplanacak? 

TYT sınav puanının hesaplanması için temel Matematik testi veya Türkçe testinden 0,5 veya daha fazla ham puan almış olma şartı uygulanmaya devam edecek. TYT puanı olmayan veya TYT puanı hesaplanmayan adayların, AYT ve/veya YDT’ye girmiş olsalar da SAY, SÖZ, EA ve DİL puanları hesaplanmayacak.

SAY, SÖZ ve EA puan türündeki sınav puanlarının hesaplanması için gerekli olan ilgili puan türüne ilişkin AYT’deki iki testin en az birinden 0,5 veya daha fazla ham puan almış olma şartı ile DİL puan türündeki sınav puanının hesaplanması için gerekli olan Yabancı Dil testinden 0,5 veya daha fazla ham puan almış olma şartı uygulanmaya devam edecek. Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yükseköğretim programlarına başvurabilmek için adayın TYT puanının hesaplanmış olması gerekmekte olup taban puan şartı aranıp aranmamasına, aranacak ise en az kaç puan almış adayların başvurabileceklerine ilgili yükseköğretim kurumu karar verecek. 

Yeni düzenlemeye göre, tıp, diş hekimliği, eczacılık, hukuk, mimarlık, mühendislik ve öğretmenlik programlarını tercih edebilmek için gerekli olan en düşük başarı sırası koşulu uygulanmaya devam edecek. 2021-TYT’de alınan 200 ve üzeri puanlar 2022-YKS’de dönüştürülerek kullanılabilecek. Diğer yandan 2022 YKS’den itibaren alınan TYT 200 ve üzeri puanlar bir sonraki yıl kullanılamayacak.

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız