5

Üniversiteli kadınlar: Hem yoksul hem yoksunuz!

Eğitim hayatındaki kadınların yaşadığı yoksulluk, erkeklere göre çok daha yüksek. Üniversite eğitimlerine devam edebilmek için ek iş bulmak zorunda kalan üniversite öğrencisi kadınlar, erkeklere göre daha az tercih edildiklerine ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesim olduklarına dikkat çekiyorlar

BERFİN KARAMAN

Yeni yıl itibarıyla yapılan zamlarla beraber, Türkiye’deki yoksulluk sınırı tartışılıyor. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırı ise Aralık ayında bin 119 TL artarak 26 bin 483 TL’ye çıktı.

Genel olarak toplumda, kadın ve erkek arasında var olan yapısal eşitsizlikler, yoksulluğu deneyimleme biçimlerini farklılaştırırken, yoksulluk süreci kadın ve erkeği farklı biçimlerde etkiliyor. Özellikle eğitim hayatındaki kadınların, gerek eğitim imkânlarından bütünüyle yararlanamaması, gerekse de toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yarattığı kadın işgücü piyasasının düşük olmasından kaynaklı yaşadığı yoksulluk, erkeklere nazaran çok daha yüksek.

Okurken çalışmak zorunda kalan üniversiteli kadın öğrencilerle konuştuk. Konuştuğumuz öğrenciler, yoksulluğunun erkek öğrencilere göre daha derinleştiğinin altını çizdiler.

Ek işlerde çalışma oranı, kadın öğrenciler arasında yok denilecek kadar düşük

Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Merve Tan, okul masraflarını karşılamakta zorlandığını, ek işler yaparak geçimini sağlamak istediğini ancak iş bulamadığını şu sözlere anlattı:

“Okul ve kişisel masraflarını karşılamak için birçok erkek arkadaşım, çeşitli ek işlerde çalışıyor. Biz kadın öğrenciler arasında bu oran yok denilecek kadar düşük. Çalışmak istemediğimizden değil tabii. Birçok iş yeri sahibi, öğrencilere ek iş verirken bile, toplumun kadın üzerinde kurduğu ‘Bu iş, erkek işi sen yapamazsın’ zihniyetini sürdürerek, tercihini erkek öğrenciden yana kullanıyor. Çünkü işveren de kendince ‘Zaten kısa zamanlı çalıştırıyorum, bari gücü kuvveti yerinde, gece uykusuzluğa dayanabilecek olanı seçeyim’ diye düşünüyor. Tam olarak toplumun kadın ve erkek üzerindeki eşitsizliği derinleştiren kodlar aslında.”

Yoksulluğun derinleştiği bir dönemde devletin Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) kredisine yaptığı 400 liralık zammı “komik” bulan Tan, sözlerini şöyle bitirdi:

“Devlet zaten ne okuyan kadını ne de çalışan kadını destekliyor. Verilen bir kredi var, bu krediyi öğrencilerin yüzde 90’ı zaten geri ödemek şartıyla alıyor. Biz buna kendi aramızda ‘yasal tefecilik’ diyoruz. Verilen kredi de zaten birçoğumuzun eğitim masraflarını bile karşılamıyor. Şu an üniversitelerde istenen iki kitap parasını anca karşılıyor bu para. Kadınlar için, ‘yok para’ aslında. Hijyen ürünlerinin fiyatlarına bakın, her gün 3’er 5’er zam geliyor her şeye. Temel ihtiyaçlarını karşılasan eğitim giderlerini karşılayamıyorsun. Ek iş yapalım desek, yine erkeklerden çok daha gerideyiz. Kadın olmak zor, okuyan bir kadın olmak çok daha zor.”

 

Merve Tan