5

Tütün üreticilerinin 137 yıllık sorunu devam ediyor

2 Temmuz 2019’da yürürlüğe giren yeni Tütün Yasası ile tütün üretimine ve toplanmasına yeni sınırlandırma getirildi. Denetimlerin ise 2021 yılında artırılması bekleniyor. Tütün üreticileri bu durumdan şikayetçi. Üretici Abuzer Yar “Uluslararası şirketlere buradaki halkı peşkeş çekmeleri gerçekten acı verici” dedi.

Mustafa Süzen  – 13 Mart 1884’te Reji Şirketi ile başlayan tütün sorunu halen devam ediyor. 2 Temmuz 2019’da yürürlüğe giren yeni Tütün Yasası ile tütün üretimine ve toplanmasına yeni sınırlandırma getirildi. Denetimlerin ise 2021 yılında daha çok artırılması bekleniyor. Tütün üreticisi Abuzer Yar “Uluslararası şirketlere buradaki halkı peşkeş çekmeleri gerçekten acı verici” dedi.

Reji Şirketi’nin 14 Mart 1884 tarihinde faaliyete geçmesiyle, Osmanlı topraklarında tütünün üretimi ve tüketimini kapsayan tüm aşamalarda tekel hakkı, çok uluslu bir şirketin elinde toplandı. Nuray Ertürk Keskin ve Melda Yaman’nın Türkiye’de Tütün adlı araştırmasına göre, Tütün Rejisi, 26 Şubat 1925 tarihinde kabul edilen 588 sayılı yasa ile dört milyon Türk lirasına satın alınarak devletleştirildi. Tütün, Cumhuriyet’in sanayisi içinde de önemli bir unsurdu. 13 Mart 1926 tarihli Economist dergisinde yer alan haberde Türkiye’de tütün üretiminin önemine şöyle dikkat çekiliyordu: “Tütün Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli ekonomik etkinliklerinden biridir. İhracatın yüzde 40’ını oluşturmaktadır ve Türkiye tütünü, Avrupa piyasasını egemenliğine almıştır. Tütün üretimi konusunda, Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan ile yarışmaktadır.”

1950’lilerin ilk yıllarında devlet tekeli üzerine büyük tartışmalar yaşandı. Devletin sigara üretimindeki tekel konumunu terk ederek bu faaliyetleri özel sektöre bırakması gerektiğini savunan liberal kesim büyük bir destek buldu. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise Philip Morris, R.J. Reynolds ve British American Tobacco Şirketleri dünya pazarının üçe de ikisini ele geçirmişti. 1980’lere gelindiğinde ise Başbakan Turgut Özal, sigara piyasasının özelleştirmesinin yolunu açtı. Tekel, özelleştirme programına alındığında, 110 yaprak tütün iş yeri, 6 sigara fabrikası, 19 alkollü içki üretim tesisi, 84 pazarlama müdürlüğü, 10 tuz işletmesi, bir kibrit fabrikası, bir ambalaj fabrikası ve bir suni ipek-viskoz fabrikası bulunan devasa bir kuruluştu.

Tekgıda-İş Sendikası; TEKEL Genel Müdürlüğü’nün bürokratları, TEKEL çalışanlarının envanter kayıtlarına göre, en az 3 milyar dolar eden TEKEL Sigara Fabrikaları İngiliz-Amerikan şirketi BAT‘a 1 milyar 720 milyon dolara satıldı. Aynı yıl TEKEL, aynı fabrikalarda üretilen sigaranın gelirlerinden 2 milyar dolar vergi ödemişti. Kısacası tarihi TEKEL fabrikaları, bir yıllık vergi gelirlerinin altında bir fiyata satıldı.

YENİ YASA İLE GELEN SORUN

Özelleştirme sürecinin ardından Türkiye’de tütün üreticisinin sorunları katlanarak büyüdü. 2019’da yeni Tütün Yasası ile tütün üretimine ve toplanmasına yeni sınırlandırma getirildi. Yasağa uymayanlar 3 ile 6 yıl arasında hapis cezasıyla karşı karşıya kaldı. Üreticilere, 20 bin TL’ye kadar da para cezası verilebilmenin önü açıldı.

TÜTÜN ÜRETİCİSİ ŞİKAYETÇİ

Yeni yasadan tütün üreticileri şikayetçi. Adıyaman’da tüm ailesi tütün ekip satarak geçimini sağlayan Abuzer Yar, 24 Saat’e yaptığı değerlendirmede “Eskiye göre her geçen gün daha kötü bir duruma gidiliyor. Bu bölgede yaşayan insanlar tütün ekmedikleri zaman ya sezonluk tarım işçi olarak belirsiz bir yaşama devam edecek ya da göç ederek büyük şehirlere yığılacaklar. İnsanların kendi tarlası, suyu varken ırgatlığa mecbur bırakılıyor. Uluslararası şirketlere buradaki halkı peşkeş çekmeleri gerçekten acı verici” dedi.

2019 yılında tütününe el konan ve 5 bin TL para cezası kesilen Erdal A. Yasanın olumsuzluklarından etkilenen isimlerden. Erdal A. Bu duruma “Dört çocuğuma bakmak için tefecilerden borç alarak yetiştirdiğim tütünümü elimden aldılar” diyerek tepki göstermişti. Aynı uygulamaların devam ettiğini dile getiren tütün üreticisi Abuzer Yar, “İnsanlar çok tedirgin. Ben vergi mükellefiyim. Devlet bana tütün ticareti yapabilirsin diyerek kaşe, fiş, fatura vermiş. Bende tütün ekiyorum, yetiştiriyorum, emek veriyorum daha sonra satmak için arabamla taşırken kolluk kuvvetleri kaçak diyor. Faturayı göstermeme rağmen kaçak diyorlar. Kaçak mı değil mi tamamen oradaki jandarmanın inisiyatifine kalmış. Tütün ile ilgili belirli bir güvencemiz yok” diye konuştu.

“ÜLKENİN DOĞUSU İLE BATISI FARKLI ÜLKELER Mİ?”

Genel olarak Türkiye’nin batısında bulunan illere tütün yolladıklarını aktaran Yar, Adıyaman’dan batı illerine kargo aracılıyla tütünlerini yolladıklarını ancak alıcının tütünü beğenmemesi halinde geri göndermediğini de savundu. Yar, “Müşteri tütünden memnun olmadığı zaman kargolar yasak diyerek tütünü kabul etmiyorlar. Madem yasak varsa buradan kargolar neden alıyor da Batı’da almıyor? Faklı ülkelerde mi yaşıyoruz? Adıyaman’da tütün pazarı bile kurulabiliyor ama Batı’da satılmıyor. Şu an inanın yasak mı değil mi kimse bilmiyor. Bize tütün yetişmemek karşılığında başka bir garanti veriyorsa bizde ekmeyiz. Tütünü çok sevdiğimizden yetiştirmiyoruz. Geçimimiz için mecburuz” dedi.

Haberin PDF’ini indirmek için tıklayınız.
Haberin linki için tıklayınız.