Mezun oldukları programlarda iş bulamayan Tekniker ve Meslek Elemanları, meslekler arası barışı sağlamak adına, aldıkları eğitimin karşılığı olacak yetki ve sorumlulukla donatılmak istiyor.
Şevket Gölük
Ülkemizdeki teknikerlik eğitimi ve çalışma hayatında karşılaştıkları zorlukları incelediğimiz yazı dizimizin ikinci bölümünü veriyoruz. Üniversitelerimize bağlı eğitim/öğrenim veren Meslek Yüksek Okullarından (MYO) mezun olan Tekniker ve Meslek Elemanları, mezun oldukları programlarda iş bulamıyorlar. Mezun sayısına göre Teknikerler, gerek inşaat sektörü gerekse üretim ve hizmet sektöründe çalışan personel sayısının nerede ise yüzde 70’ini oluşturuyor. Bu okulların mezuniyet programlarında; inşaat, elektrik, makina, bilgisayar, elektronik, otomotiv, doğalgaz tesisatı, mekatronik ve iş güvenliği gibi teknik programlar yer alıyor.
MYO ve Teknik Eğitim Fakültelerinde okuyup başarılı olarak mezun olduklarında kendilerine “Fen Adamı” unvanı veriliyor. Sorun da bundan sonra başlayıp büyüyerek devam ediyor. “Neden” sorusunun yanıtı veriliyor:
- “Fen Adamı” unvanınızı kullanamazsınız, nedeni ise, hiçbir kamu veya özel sektörde bu unvanı kullanabileceğiniz kadro yok.
- Okuldan mezun olduğunuzda diplomanızda Teknik Öğretmen/Tekniker/Teknisyen gibi Fen Adamı unvanları yazılır, fakat bu unvanlar ile yapacağınız görev, yetki ve sorunluluklar belirlenmemiştir.
- Okullardan mezun durumdaki fen adamlarının mesleki odaları ve çalışma standartları olmadığından her işi çok yetersiz ücretler ile yaparlar.
Yukarıda sadece bir kaçını sıraladığım sebep ve sonuçlardan dolayı ülkemizde yetişmesi için çok büyük paralar harcanan “Fen Adamı” unvanlı insanlar, meslekleri ve diplomalarına küserek başka çalışma sahalarına yönelmekte ve çalışma hayatında kaybolmaktadır.
Geçtiğimiz iki yıl süresince yaşanan Covid-19 Pandemi sürecinde ülke olarak sağlık çalışanlarının ve sağlık sisteminin güçlü bir şekilde var olması gerekliliğini çok iyi anladık. Sağlık sisteminin içerisinde önemli görevler alan Doktor, Hemşire, Sağlık Teknikeri ve Sağlık Teknisyenleri, sağlık hizmetinde büyük önem arz ediyor. Günümüzde ve gelecekte çok sayıda nitelikli sağlık personeline ihtiyaç var.
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 22 Mayıs 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan “Sağlık Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik” ile görev tanımlarının eksikleri olsa çalışma hayatında yaşanan kargaşalar bir nebze ortadan kalkmıştır.
Mezun sayısı 400 bini aşan Sağlık Teknikerlerinin bir araya gelerek oluşturdukları Sağlık Teknikerleri Dayanışma Platformu’nun kamuoyu ile paylaştığı mesleki sorunlar ve yapılması istenilenler şöyle:
1-En büyük sorunlarımızdan biri yanlış görevlendirmedir. Birçok Tekniker arkadaşımızın görevini sahada başka meslek gruplarındaki kişilerin küçük çaplı eğitimler (sertifika eğitimi) verildikten sonra yapması hem hasta güvenliğini hem de çalışan güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
2- Birçok eğitim aldığımız alan olmasına rağmen yetersiz veya tanımlanamayan görev tanımları nedeniyle sahadaki uygulamalarımız faal olarak icra ediyor, ancak hukuki bir geçerliliği olmaması nedeniyle hukuki anlamda savunmasız kalıyoruz.
3- Özel hastanelerde sıkça karşılaştığımız alan dışı çalıştırma, sağlık mesleklerinin tümü için risk olmasına rağmen, hastaların hayatı dahi riske atılarak, sağlık personelleri aldıkları eğitimler ve mesleki yetkileri ile alakası olmayan birimlerde usta-çırak ilişkisi ile uygulama yapıp görevlendirilmektedir.
Bu durumlar hem hasta açısından hem de sağlık personeli açısından oldukça riskli olmasına rağmen nasıl göz ardı edilip bu uygulamalara onay verilmektedir?
Sağlık Teknikerleri, kamuda istihdam sayılarının artırılmasını, özel sağlık kurumlarında daha çok sayıda görev verilmesini, görev tanımalarının tam olarak yapılmasını, özlük ve gelir haklarının artırılmasını istiyorlar. Bunlar yapıldığında yurt dışına gitmek isteyen meslektaşlarının da vazgeçerek var güçleriyle ve tecrübeleriyle ülke sağlık sistemi içerisinde yorulmadan çalışacaklarını beyan ediyorlar.
Verimli toprakları olan ülkemiz için almış oldukları bilgi ve elde etmiş oldukları beceriler ile üretime doğrudan bilimsel katkı sağlamak isteyen Ziraat/Tarım Teknikerlerine yasalar ile çok kısıtlı çalışma yetkileri verilmiştir.
Tarım uygulamaları ve uygulama geliştirmelerinde alınan karar ve yapılan işlerde imza yetkilerinin olmaması, geliştirdiği projelerde yetki ve yürütmeye sahip olamaması nedeniyle çalışma sahasında motivasyon düşüklüğü yaşamaktadır.
Meslek heyecanı had safhada olan, alanında çizmeyle tarlalarda çalışmaktan keyif alan Ziraat Teknikerleri, kamuda çalışıyor ise bürokratik engellerden dolayı doğru şekilde fayda sağlayamadıkları gibi hak mağduriyetine de uğramaktadırlar. Özel sektörde çalışıyorlar ise yetkileri olmadığı değişik unvanlar altında eğitim aldığı ziraat işi haricinde çalıştırılmaktadır.
MYO mezunu eğitimli ve mesleki donanımı tam olan Teknikerler, ülke yöneticilerinden ülkemizdeki meslekler arası barışı sağlamak adına yükseköğrenim mezunu olan Teknikerler, almış oldukları eğitim karşılığı olacak yetki ve sorumluluklar ile donatılmak istiyorlar. Böylelikle ülke kalkınmasındaki yerlerini alarak bilgi ve alın terleriyle her alanda üretime yüksek seviyede katkı sağlamayı hedefliyorlar.