Kapak fotoğrafı: Anadolu Ajansı
Salgın sürecinde turizm sektörü yazı dizisi – 2. Bölüm: Sektör STK’ları: Bu yıl daha iyi olacak, salgın öncesine 1-2 yılda ulaşılır
Koronavirüs salgınının, turizm sektörüne etkileri konusunda sektör STK’ları bu yılın geçtiğimiz yıla oranla çok daha güzel geçeceğine inanıyor. Tam kapanma olması gerektiğine işaret eden TİSAD Başkanı Murat Çavga, salgın öncesine ancak 1-2 yıla dönülebileceğini vurguladı. Geçen yıl binlerce işletmenin kepenk açamadığı, yüz binlerce turizm çalışanının işbaşı yapamadığını bildiren TÜRSAB Başkan Yardımcısı Ali Bilir ise ülkemizin riskli ülkeler statüsünde değerlendirilmesinin belirsizlikleri güçlendirdiğini belirtti.
DİDEM ÇAM /ANKARA
Yaklaşık iki yıldır tüm dünyada görülen koronavirüs salgınının, turizm sektörünü nasıl etkilediği, Türkiye turizmini, salgın öncesi ve sonrası olarak değerlendirdiğimiz yazı dizimizin 2’nci bölümünde, sektörde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının (STK) görüşlerine yer veriyoruz. Turizm İşletmecileri ve Seyahat Acenteleri Derneği (TİSAD) Başkanı Murat Çavga ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkan Yardımcısı Ali Bilir gelinen noktayı 24 Saat’e değerlendirdi.
Ülkemizin tarihinden doğasına, kültüründen mutfağına bir turizm ülkesi olduğuna dikkat çeken TİSAD Başkanı Çavga, salgın sürecinin turizme olumlu ve olumsuz kazanımları olduğuna ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Son yıllarda her şeye rağmen turizmde artan bir ivmemiz vardı. Her geçen yıl hedeflerimizi yükseltiyorduk ve bu hedeflere ulaşıyorduk. Salgın süreci, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de turizmi derinden etkiledi. Turizm işletmeleri başta olmak üzere bu işletmelerin tedarikçileri ve çalışanları da bu süreçten nasibini aldı. Salgın sürecinin oluşturduğu tedirginlik, seyahat yasakları, restoranların kapanması gibi durumlar turizm işletmelerinin ciro kaybına, zarar etmesine hatta kapanmasına kadar gitti. Bu süreç, turizmdeki gelişimimizi yavaşlatmış gibi görünse de salgının bitiminde daha güçlü bir şekilde hedeflere ilerleyeceğimizden hiç şüphem yok. Salgın sürecinin sektöre sadece olumsuz etkileri olmadı bence. Olumlu anlamda kazanımları da oldu. Özellikle hijyen ve standardizasyon konusunda, bununla birlikte dijitalleşme konusunda da işletmelere kazanımları oldu. Salgın sonrası bu kazanımları da avantaja çevirerek turizmde güzel günler yaşayacağımızı ümit ediyorum.”
“Tüm seyahat acenteleri, bu süreçten fazlasıyla nasibini aldı”
“Salgın süreci faaliyet konusuna bakılmaksızın tüm seyahat acentelerini olumsuz etkilemiştir” diyen Çavga, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İç pazar kültür turu yapan acenteler, insanların kitlesel ulaşımdan imtina etmelerinden ve araçlardaki koltuk sınırlandırmasının sebep olduğu maliyet yükselişinden dolayı etkilendiler. Toplantı, seminer ve organizasyonların yasaklanması bu alanda faaliyet gösteren acentelerin etkilenmesine sebep oldu. Yurt dışı seyahat yasakları, ülkelerin dönüşlerde karantina uygulaması, sınır kapılarının kapanması gibi sebepler de incoming yapan acenteleri olumsuz etkiledi. Kısacası tüm seyahat acenteleri, bu süreçten fazlasıyla nasibini aldı. İlk sınırlandırmalarda alınan seyahat kısıtlaması kararı, o dönem vakaların artış hızının yavaşlamasına ve iller arası dağılımının engellenmesine katkı sağladığını düşünüyorum. Alınan tedbirlere rağmen istenilen seviyeye gelmeyen vaka sayıları, tam kapanma tedbirleri alınmasını zorunlu kıldı. Umutlu olduğumuz sezonu kaçırmamamız adına, tam kapanma olması gereken bir durumdu aslında.”
Bu yıl, daha güzel olacak
Salgın öncesi rakamlara ulaşmak için 1-2 yıla ihtiyaçlarının olduğuna işaret eden TİSAD Başkanı Çavga, sözlerini şöyle tamamladı:
“Maalesef kötü bir sezon geçirdik. Konaklama tesislerinde butik konaklama tesislerinin, yayla konsepti otellerin süreçten daha az etkilendiğini gördük. Seyahat acentelerinin zor bir yıl geçirdiği bir gerçek. Son bir yıldır sadece 5 ay açık kalan yeme içme tesislerinde de aynı sorundan bahsedebiliriz. Bu yılın geçtiğimiz yıldan daha güzel olacağını ümit ediyoruz. Son süreçte alınan tedbirler sonuç vermeye başlayınca ve aşılama süreci biraz daha ilerlerse bu yıl geçen yıla oranla yüzde 20-30 daha iyi olur gibi bir öngörümüz var. Ancak salgın öncesi rakamlara ulaşmak için 1-2 yıla ihtiyacımız olduğu da herkesçe kabul edilen bir gerçek.”
Geçen yıl binlerce işletme kepenklerini açamadı
TÜRSAB Başkan Yardımcısı Ali Bilir ise koronavirüsün turizm sektörüne olan olumsuz etkileri konusunda şu açıklamada bulundu:
“2019 yılının son aylarında Çin’in Wuhan kentinde başlayan Covid-19 salgını, 2020 yılının ilk aylarından itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinde görülmeye başlandı ve 2020 mart ayı itibari ile ülkemizde de olumsuz etkilerini gösterdi. Mart ayı ortalarında Covid-19’a bağlı olarak alınan çeşitli tedbirler ve ülkelerin uluslararası uçuşlarını kaldırması ve kısıtlaması, seyahatleri yok noktasına getirdi. Böylece hem yurt içi seyahatler azaldı, hem de yurt dışı turistik seyahatler yapılmamaya başladı. Durum böyle olunca başta seyahat acentelerimiz, oteller, turizm taşımacıları, rehberler ve bunlara bağlı olarak onlarca yan sektörün iş yapabileceği bir ortam oluşmadı. 2020 yılında binlerce işletmemiz kepenklerini açamadı ve yüz binlerce turizm çalışanı işbaşı yapamadı.”
“Yüzde 80’den fazla bir düşüş olduğunu görüyoruz”
“Salgın öncesi, yani 2019 yılında Türkiye turizmi son yıllardaki en parlak dönemlerinden birini yaşadı” diyen Bilir, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Ülkemize 2019 yılında 51 milyon ziyaretçi geldi ve buna karşılık yaklaşık 35 milyar dolar döviz girdisi sağlandı. Ülkemizin 2020 yılı hedefi ise 65 milyon ziyaretçi ve en az 50 milyar dolar döviz girdisi sağlamaktı. Tüm projeksiyonlar bu doğrultuda iken salgının başlaması ile 2020 yılı yaklaşık 15 milyon ziyaretçi ile geride kaldı. 2021 yılına geldiğimizde ise 2020 yılındaki süreç devam ediyor. 2021 yılının ilk üç ayını, 2020’nin ilk üç ayı ile karşılaştırdığımızda, yüzde 80’den fazla bir düşüş olduğunu görüyoruz.”
“Ülkemizin riskli ülkeler statüsünde değerlendirilmesi, belirsizlikleri güçlendiriyor”
TÜRSAB Başkan Yardımcısı Bilir, bu yılın yaz turizmine için de şu öngörüde bulunarak konuşmasını bitirdi:
“Geçtiğimiz yıl, deniz, kum, güneş olarak tabir ettiğimiz yaz tatili turizmi, salgından yurt dışı pazarı açısından yüzde 80, yurt içi pazarı açısından ise yaklaşık yüzde 50 oranında olumsuz etkilendi. 2021 yılının yaz dönemini değerlendirdiğimizde ise, iç pazar yine 2020 yılına benzer bir durumda geçecektir. Dış pazara baktığımızda ise, şu anda çok belirsizlik var. En büyük pazarımız olan Rusya, Almanya ve İngiltere’nin ülkemize ne zaman uçuşlar gerçekleştireceği henüz netleşmedi. Ülkelerin aldığı salgın yasakları devam ediyor. Ülkemizde de zaman zaman salgına dayalı yasakların olması, dış pazarlara olumsuz olarak yansıyor. Yine yabancı basın ve otoriteler tarafından ülkemizin riskli ülkeler statüsünde değerlendirilmesi de bu belirsizlikleri güçlendiriyor.”
24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız.