5

Mevsimlik çocuk işçiliğin zorlukları

“Türkiye’deki mevsimlik çocuk işçiliği” yazı dizisi  – 1. Bölüm:

Tarım işçisi aileleriyle birlikte göç eden mevsimlik çocuk işçiler, ciddi sıkıntılarla karşı karşıya… Çocukların tarımda çalıştırılma yaşının düştüğü uyarısı yapan Hayata Destek Derneği koordinatörlerinden Çetin, kızların çocuk yaşta evlendirilme riskine maruz kaldığına dikkat çekti. Avukat Antakyalıoğlu ise çocukların eğitiminin engellenmesinin TCK kapsamında suç olduğunun altını çizdi.

BERİL CAYMAZ

Türkiye’de kuşaklar boyu tek geçim kaynağı mevsimlik tarım olan aileler, özellikle hasat zamanı, çocuklarıyla birlikte başka illere göç ediyor. Başta temiz suya erişim ve yetersiz beslenme açısından sağlıksız koşullarda çadırlarda yaşamak zorunda kalmalarına karşın mevsimlik tarım işçiliği, aileler için önemli bir gelir kapısı, ancak çocuklar açısından ciddi sorunlar barındırıyor. Aileleriyle mevsimlik tarım işçiliği yapan çocukların önemli bir çoğunluğu okula gidemiyor, çocuk işçiliği yaparak zor şartlarda çalışıyor, sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Ailelerinin göç etmesi nedeniyle eğitimden uzak kalan çocukların, biyolojik, fiziksel ve zihinsel gelişimleri de olumsuz etkileniyor.

Mevsimlik tarım göçüne katılan çocuk işçileri, mevcut durumu, konuya ilişkin yasal düzenlemeleri, yaşanılan sıkıntılar ve yapılması gerekenleri, Hayata Destek Derneği koordinatörlerinden Rukiye Dağhan Çetin, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Koordinatörü, ECPAT Türkiye Başkanı Avukat Şahin Antakyalıoğlu ve Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi Avukat Fatma Sarı ile konuştuk.


Rukiye Dağhan Çetin

Ağır işler, çocuklar için çok daha tehlikeli…

Hayata Destek Derneği koordinatörlerinden Çetin, çocukların tarımda çalıştırılma yaşının düşen çocukların birçok riskle karşı karşıya oldukları; sağlık, hijyen, yeterli beslenme gibi temel hizmetlere erişemediklerini, tarlada çalışan kız çocuklarının aynı zamanda ev işlerinin sorumluluğu altında ezildiğine işaret etti. Mevsimlik tarım iççisi çocukların eğitim hakkından mahrum olduklarına değinen Çetin, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kızların çocuk yaşta evlendirilme riskiyle de karşı karşıya kaldıklarını vurguladı.

Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Koordinatörü, ECPAT Türkiye Başkanı Avukat Antakyalıoğlu ise çocukların eğitimin engellenmesi Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak görüldüğünün altını çizdi.  

Hayata Destek Derneği, 2005’ten bu yana afetlerden etkilenmiş toplulukların temel hak ve ihtiyaçlarına erişimlerini sağlamayı amaçlayan, çocuk işçiliği, mülteci destek, acil yardım ve sivil toplumu güçlendirme alanlarında çalışma yürüten insani bir yardım kuruluşu. Derneğin Diyarbakır, Mardin, Batman illerinde saha koordinatörü Rukiye Dağhan Çetin, çocuk işçiliği, “Çocuğun yaşına uygun olmayan ya da onların zihinsel, sosyal veya eğitsel gelişimine zarar verecek her türlü ekonomik faaliyetin içerisinde bulunması” şeklinde tanımladı. Çetin, Türkiye’de çalışmak için 15 yaşın, asgari yaş sınırı olarak belirlendiğini söyledi.

Türkiye’nin değişik bölgelerinde pamuk, fındık, pirinç, narenciye, şeker pancarı, tütün vb. ürünlerin tarımında çapa, hasat gibi ağır işlerde yoğun olarak mevsimlik tarım işçilerinin çalıştığına değinen Çetin, tarım sektöründeki bu işlerin “ağır iş” statüsünde değerlendirildiğini bildirdi. Çetin, mevsimlik tarım için gidilen yerlerin barınma, hijyen ve sağlık koşullarının uygun olmadığını, uzun çalışma saatleri, güvenli olmayan alanlarda, güvenli olmayan aletlerle çalışıldığını, kimyasal ürünlere maruz kalındığına dikkat çekip bu ağır işlerin, çocuklar için çok daha tehlikeli olduğunu vurguladı.    


Hayata Destek / İstanbul, 2016 (Kerem Yücel)

Çocukların tarımda çalıştırılma yaşı düşüyor

Birçok parametrenin etkilediği bir sorun olan çocuk işçiliğinin ortaya çıkışının başlıca nedeninin yoksulluk olduğuna işaret eden Çetin, topraklı veya topraksız ailelerle, kentlerdeki işsiz ve yoksulların, düzenli gelir getiren başka işleri olmadığından geçimlerini sağlamak amacıyla en kolay ulaşabildikleri tarım işçiliği için iş olanağı bulunan yerlere gittiklerini anlattı.

Çetin, “Mevsimlik tarım işçisi aileler, çocuklarını da yanlarında götürerek tarım işçisi olarak çalıştırmaktadırlar. Çocukların tarımda çalıştırılma yaşı gittikçe düşmektedir” uyarısında bulundu.

Covid-19 salgını döneminde kapanan iş yerleri, artan işsizlik oranı ile işsiz kalan yetişkin sayısına paralel çocuk işçiliğinde de artış gözlendiğini aktaran Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kız çocuklarında durum daha da vahim… Tarlada çalışan kız çocukları aynı zamanda ev işlerinin sorumluluğu altında eziliyor. Burada çalışma saatleri, çocuğun iradesi dışında; anne, baba ya da aracı kişilerin kararıyla belirleniyor. Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinden biri olarak kabul edilen mevsimlik tarım sahalarında çalıştırılan bu çocuklar, pek çok risk altında bulunurken temel hizmetlere de erişemiyorlar. Gezici mevsimlik tarım döngüsü, çocukların yaşadıkları yerden uzaklaşmalarına, güvencesiz şekilde seyahat etmelerine, eğitim hakkından mahrum kalmalarına ve sağlık, hijyen, yeterli beslenme gibi en temel haklara erişimlerine engel olmakta. Okulda gidememelerinin yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kız çocukları, çocuk yaşta evlendirilme riskiyle de karşı karşıya kalıyorlar.”
 


Hayata Destek (Kerem Yücel)

Çocuklara eğitici ve öğretici etkinliklerle destek

Çetin, Hayata Destek Derneği olarak mevsimlik çocuk işçiliği alanında yaptıkları saha çalışmalarından şöyle söz etti:

“Vaka yönetimi/risk altındaki çocukların takibi ve yönlendirmeleri, Psikososyal destek aktiviteleri, Mentör ve etüt aktiviteleri (okul derslerine destek olacak), Eğitici öğretici etkinlikler gerçekleştiriyoruz. İşveren ile tarım aracıları ve ailelerle görüşüyor, yuvarlak masa toplantıları düzenliyoruz. Özellikle kırsaldaki mevsimlik tarım alanlarında, afet koşullarında, mevsimlik gezici tarım sahalarında, şehirlerde ağır ve tehlikeli işlerle sokakta çalıştırılan çocuklara yönelik çalışmalar yapıyoruz. Hayata Destek Toplum Merkezleri/Evlerimizde, çocukların sağlıklı ve güvenli bir yaşamı için çocuk işçiliğiyle mücadele ediyor, özellikle çocuk hakları perspektifinde çocukların bu döngüden çıkartılıp sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamaları ve eğitimlerine destek olacak etkinlikler yapıyoruz.”

Uluslararası Çocuk Fuhuşu, Çocuk Pornografisi ve Cinsel Amaçlı Çocuk Ticaretine Son (End Child Prostitution, Child Pornography and Trafficking of Children for Sexual Purposes– ECPAT), çocuk ticareti, fuhuşu, pornografisi, erken ve zorla evlilikler, cinsellik amaçlı çocuk turizmi konularının görünür, bilinir olması, gerekli yasal düzenlemeler ve uygulanmasına yönelik çalışmalar yapıyor. 2007’den beri ECPAT tarafından desteklenen Çocuklara Yönelik Ticari Cinsel Sömürü (ÇTCS) ile Mücadele Ağı da, Türkiye’de çocuk satışı, çocuk fuhuşu, pornografisi ve çocuğa yönelik her türlü ticari cinsel sömürünün ortadan kaldırılmasını sağlamaya yönelik çalışmalarda bulunan bir sivil toplum örgütü (STÖ) ağı. Ağ bünyesinde yerel ve ulusal düzeyde çalışan 48 sivil toplum örgütü bulunuyor.

Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı Koordinatörü, ECPAT Türkiye Başkanı, Ankara Barosuna kayıtlı Avukat Şahin Antakyalıoğlu, çocuk ve genç işçilerin çalıştırılma usul ve esasları hakkında yönetmelik kapsamında çocuk işçinin, “14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi” olarak tanımlandığını söyledi. Antakyalıoğlu, mevsimlik çocuk işçiliği alanındaki şu istatistiki verileri paylaştı:

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2019 yılının IV. çeyreğinde (Ekim-Kasım-Aralık) Hanehalkı İşgücü Araştırması içinde sürdürülen, 5-17 yaş grubundaki çocuklara uygulanan “5. Çocuk İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre, Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin kişi olarak belirlendi. Bunlar arasında 5 yaşında çocuk bulunuyor. 5-17 yaş grubunda çalışan çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içindeki payı yüzde 4,4. Çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken, yüzde 15,9’unu 12-14 yaş grubundakiler, yüzde 4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklar oluşturuyor. Cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların yüzde 70,6’sı erkek, yüzde 29,4’ü ise kız.

Çalışan çocukların yüzde 65,7’si bir eğitime devam ederken, bu oran erkeklerde yüzde 65,6, kızlarda yüzde 66,1 oldu. Çocukların çalışma nedenlerinde ilk sırayı, yüzde 35,9 ile “hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak” alırken bunu, yüzde 34,4 ile “iş öğrenmek, meslek sahibi olmak” yüzde 23,2 ile “hane halkı gelirine katkıda bulunmak” izliyor. Çocukların yüzde 6,4’ü ise “kendi ihtiyaçlarını karşılamak” amacıyla çalıştıklarını ifade etmiş. Çalışan çocukların yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi yüzde 45,5’i ise hizmet sektöründe yer alıyor. Yaş grubuna göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların yüzde 64’ü tarım sektöründe, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise yüzde 51’i hizmet sektöründe bulunuyor. Çocukların yüzde 66,0’ı düzenli işyerinde, yüzde 30,4’ü tarla-bahçede, yüzde 3,0’ı seyyar sabit olmayan işyeri veya pazar yerinde, yüzde 0,5’i ise evde çalışıyor.”


Hayata Destek / Adana, 2017 (Sinan Çakmak)

“Eğitim engellenmesi, TCK kapsamında suç”

Çocukların eğitimin engellenmesi Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında suç olarak görüldüğünü vurgulayan Avukat Antakyalıoğlu, söylerini şöyle tamamladı:

“Çocuğun okula gönderilmemesi, onun yerine tarlada çalıştırılması, TCK 232. madde kapsamında ‘Aile Bireylerine Kötü Muamele’ suçunu oluşturur. TCK 278,279 ve 280. Maddeleri, suçu bildirmeme suçunu düzenlemektedir. Korunma ihtiyacı olan çocuk ile ilgilenilmemesi, Aile Hukuku’ndan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu oluşturmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında taraf devletlerin de bu konuda yükümlülükleri bulunmaktadır. Ekonomik nedenlerle okula gidemeyen çocukların desteklenmesi mevzuat kapsamında bir gerekliliktir. Sosyal Hizmet Merkezlerine başvurularak ayni, nakdi yardım alınması mümkündür.”

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız.