Uzun bir tarihsel geçmişe sahip olan kalaycılık, fabrikasyon üretim, ilgisizlik ve usta sayısının azalması nedeniyle yok olma tehlikesiyle yüz yüze… İlgisizlikten yakınan az sayıdaki temsilci, destek beklentisinde…
Şenol Balı / Van
Milattan önce 3000’lü yıllardan bu yana varlığını koruyan kadim meslek olan “kalaycılık” yok olmaya doğru gidiyor. Gelişen teknoloji, bakır eşyanın yerine krom veya alüminyum tercih edilmesi ve yeni neslin ilgisizliği, bu mesleği bitme aşamasına getiren nedenlerden. Değişen çağa karşı yenik düşmek üzere olan kalaycılık, az sayıdaki temsilcileri ilgisizlikten yakınıyor ve destek bekliyor.
Kalaycılığın yıllar önce güçlü olduğu kentlerden biri olan Van’da atölyeler, son yıllarda ya kapanıyor ya da tencere veya demlik gibi gereçlerin tamirciliğine evriliyor. Bu mesleği sürdüren usta sayısı da hızla düşüyor. Şu sıralar kentte, çok az sayıda usta kalmış durumda. Bu kadim mesleği, Van’daki atölyesinde yıllardır meslekte kalmakta ısrar eden kalaycı ustası İzzet Şahin ile konuştuk.
Kentte mesleği sürdürmekte ısrar eden ve yaptığı ek işlerle meslekten savrulmamayı başaran ustalardan biri Şahin. 57 yaşındaki Şahin, 20 yılı aşkın bir süredir kalaycılık yapıyor. Kalaycılıkla buluşması merakla başlayan Şahin, şöyle anlatıyor o süreci:
“Ustam yoktu. Kendi kendime öğrendim. Antep’te yaşayan tanıdıklardan malzeme istedim ve yapmaya başladım. Zor oldu, ilkin başaramadım ama pes de etmedim. Merakla başladı her şey. Kalayı öğrendikten sonra çocuklarıma da öğrettim. Ama öğrenmek istemiyorlar açıkçası.”
Şahin, duyduğu merakla başladığı mesleğini kent merkezindeki eski atölyesinde yıllardır sürdürüyor.
Fabrikasyon üretimi, ustaları da vatandaşı da etkilemiş
Şahin, kalaycılığın kadim bir meslek olduğunu ancak kalaycı sayısının her geçen gün azaldığına işaret edip “Kalaycılık bitmez ama kalaycı bitiyor. Talep de yok, bu işi yapmak isteyen de. Zor bir iş çünkü. Tüm süreci el emeğiyle oluyor. Hastalık riski de var mesleğin. Bu işi yapanların ciğerleri falan zarar görebiliyor” yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekiyor.
Vatandaşın ilgisinden de şikâyetçi olan Şahin, bir pişmanlığı ise şöyle anlatıyor:
“İlgi az ama insanlarda bakır eşyaların kullanılmamasına dair bir pişmanlık var. Birçok kişi bakır eşyaları sattıklarını, yerine alüminyum malzemeler kullandıklarını söylüyorlar. Pişman olduklarını ama tedarik ve fiyatlardan dolayı yenisini de bulamadıklarını da belirtiyorlar. Sonuç olarak fabrikasyon üretimi oldukça etkiledi bizi de vatandaşı da.”
Şahin, kalayı önce ısıtıyor, ardından toz nişadır atıyor. Pamukla temizleyip toz nişadırı vurduktan sonra kullanıma hazır hale getiriyor.
Meslekte kalmak için ek işler yapıyor
Kalaycılığı sürdürmek için ek işler yapmak zorunda kaldığını kaydeden Şahin, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Çay ocakları, semaver, tencere gibi gereçlerin tamirini yapıyorum ek gelir elde etmek için. Sadece kalay bizi doyurmuyor. Bakır malzemesi az, ilgi yok. Bir de fiyatlar pahalı. Bir yumurta tabağının maliyeti şu an 250-300 TL civarında. Vatandaş daha ucuz diye alüminyum veya krom olanından alıyor. Yine bir yemek tenceresi, 3-4 bin dolaylarında.”
Şahin, ek gelir elde etmek için demlik, semaver, tencere gibi gereçlerin tamir ve parlatma işini yapıyor.
Tamirat da imalat da yok denecek kadar az
“Bakırdan yapılan malzemeler, çok sağlıklı ve kullanışlı. Çelik ve alüminyum öyle değil. Isıyı iyi dağıtıyor, içinde yapılan yemeklerin tadı bir başka oluyor” diyen Şahin, Van ve çevre kentlerinde sayılı sayıda ustanın kaldığının altını çiziyor.
“Van’da şu an iki usta var. Eskiden bu sayı daha fazlaydı. Seyyarlar da vardı, köy köy gezerlerdi. Tamirat da imalat da yok denecek kadar az şu an. Ama Mardin, Maraş, Antep gibi kentlerde hâlâ yoğun olarak üretiliyor. Doğu’da oldukça azaldı. Bizim meslek, yok oluyor. Yeni kalaycılar da yetişmiyor. Kalaycılığın destekle yaşatılması gerekiyor.” Şahin, mesleğin geleceği hakkında sorduğumuz soruyu, “Kalaycı yetiştirmezsek ölür” diye cevaplıyor.