5

“İnsanların duyarsızlığı işçilerin sağlığına büyük tehdit oluşturuyor”

Pandemi döneminde temizlik işçileri…

Temizlik işçilerinin en büyük problemi, insanların kullandıkları eldiven ve maskeleri tüm uyarılara rağmen hâlâ sokağa atıyor olmaları… “Bizim için alınan bir önlem yok” diyen işçiler, uyduruk maske ve iki haftada bir eldiven verildiğini, sağlıklarının tehdit altında olduğunu anlatıyorlar

Eylem Yılmaz / İstanbul Türkiye’de 11 Mart 2020 tarihinde ilan edilen karantina ile birlikte herkes evlerine kapandı. Sadece kuryeler, çöpçüler temizlik işçileri gibi çalışmak zorunda olanlar hariç… Onlar büyük risk alarak çalışmalarına devam ettiler. Karantinayı bir de temizlik işçilerinden dinledik…

Toplum sağlığının önemli şartıdır çevre temizliği. Bunun için belediyeler, vergilerimizle temizlik işçilerini görevlendirir. Peki, onların sağlığını şu pandemi döneminde ne durumda? Temizlik işçilerinin en büyük problemi, insanların koronavirüsten korunmak için kullandıkları eldiven ve maskeleri tüm uyarılara rağmen hâlâ sokağa atıyor olmaları. Bu sorumsuzluk nedeniyle onlar, evlerinde çocuklarına sarılamıyor, her gün başlarına ne geleceği korkusuyla çalışıyorlar.

Bakırköy, Ataköy, Fatih belediyelerinde çalışan temizlik çalışanları, karantina sürecinde insanların çöplerini camlardan attığını anlattılar. Bu durum, onlar için yeni olmasa da karantina döneminde artış göstermiş, iş yüklerini arttırmış. “İnsanlar sağlıkları için sokağa çıkmaya korkuyorlardı, çöplerini camdan atıyorlardı” diyen Bakırköy Belediyesi temizlik görevlisine, belediyenin kendileri için ne gibi önlemler aldığını sorduğumda şu çarpıcı bir yanıtı alıyorum: “Allah’a emanet yaşıyoruz. Bizi düşünen yok. Sağlığımız için kapıya bir ateş ölçer cihaz kondu o kadar. Test yapılmıyor. Dört arkadaşımız yüksek ateşle hastaneye gitti, işte o zaman test yapıldı. Bunun üzerine biz şantiyelerde doktorlar görevlendirilsin dedik ama yapmadılar.”

“Adam maskesini önümüze atıp ‘işin ne topla’ diyor”

Bu süreçte insanların genel olarak tavırlarını sorduğumda bir başka görevliden çarpıcı bir yanıt daha geliyor: “Adam maskesini çıkarıp önümüze atıp, gidiyor. Niye böyle yaptın diye söylendiğimizde ‘İşin ne topla’ diyor. Yolun ortasına bile atan oluyor. Bizim bir şey söylemeye hakkımız yok. Yasak. Karantina sürecince insanlar çöplerini camlardan daha çok atmaya başladı. Bu hep olan bir şey ama karantinada çok arttı. İnsanlar aşağı inmeye korktukları için camdan atıyorlar. Eskiden kafamıza atıyorlardı. Bir arkadaşımız bu yüzden yaralanmıştı, kafasına dikiş atılmıştı. Koronavirüs nedeniyle tedbir amaçlı takılan eldiven ve maskeler, sokaklara gelişi güzel atılıyor. Özellikle ilçe pazarı sonrası ortalık, yerlere atılan eldiven ve maskelerden geçilmiyor. Bu, vatandaşlar tarafından da tepkiyle karşılanıyor.”

Bakırköy Belediyesi’nde görevli temizlik işçileriyle konuşmamızın devamında işçiler, sıkıntılarını şöyle anlatıyorlar: “Kıyafetlerimizi kendi imkânlarımızla alıyoruz. Yalan yok, yeleğimin parçalarını çöpten buldum da diktim. Kıyafeti anlaştıkları bir şirkete her sene diktiriyorlar, alan alıyor. Birer tane dağıtılıyor. Bizim iş pis iş, boya dökülüyor ya da yırtılıyor. Yedek kıyafet gerektiğinde yok deniliyor. Kendi cebimizden alıyoruz. Ayakkabılar da öyle bazen patlıyor. Hijyen diye bir şey yok. Allaha emanet çalışıyoruz. Bizim için alınan bir önlem yok. Uyduruk bir maske veriyorlar. Bir de iki hafta bir eldiven veriyorlar, başka bir şey yok. Maske en azından toz topraktan koruyor. Sağlığımız tehdit altında. Vatandaş, sokakta konteyner istemiyor. Kokuyor, kirli görünüyor diye istemiyorlar. Ama bu bizim işimizi kolaylaştıran bir şey. Bir sokağı baştan aşağı yürüyüp çöp toplamak var bir de arabayla gelip konteyner toplamak var. Çevre kirliliğini önlemek adına da iyidir konteyner. Karantinada iş yükümüz biraz azaldı. Bir tek ulaşımda sorun yaşadık. Bazen yürüyerek eve gitmek zorunda kaldık. Maaşımız düzenli ama hep kesinti yapılarak yatıyor. Yol ve yemek düşürülüyor. Araçlarımız eski ve bakımı yapılmıyor. Kadrolu mu, sözleşmeli mi, taşeron muyuz belli değil. Temizlik işlerine de bizi gönderiyorlar. Okulda hademenin yapacağı temizliği bile biz yapıyoruz. Kadroya ne zaman geçeceğiz onu merak ediyoruz.”

Temel problemler

Yaptığımız görüşmelerden, Türkiye’de koronavirüs önlemlerine hâlâ uyulmadığı ve bunun işçilerin sağlıklarına büyük tehdit oluşturduğunu gözlemledim. Gerek belediyelerin sağlık ekipmanlarının yetersizliği gerekse insanların duyarsızlığı işçilerin sağlığına büyük tehdit oluşturuyor. Çöp toplama araçlarının bakımlarının yapılmaması ve eski olmaları da işçilerin kendi hayatlarından endişe etmelerinin bir diğer nedeni olarak öne çıkıyor.

Kadrosuz çalışan işçiler, her türlü iş güvencesinden de yoksunlar. Kendi aralarında oluşan kadrolu-kadrosuz, sözleşmeli-kadrolu, taşeron gibi ayrımlar mobbingin sıklıkla yaşanmasına neden oluyor. Dört yıldır kadrosuz çalışan işçilerin en büyük talebi kadroya geçmek. Ancak bu talepleri konusunda üyeleri oldukları DİSK ve Belediye-İş sendikalarından dahi yardım alamadıklarını, yalnız bırakıldıklarını belirtiyorlar.

Yerlere atılan maske, çok ciddi risk

Bilim Kurulu üyelerinden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya birçok yetkili, maske ve eldivenlerin sokağa atılmaması hatta çöpe atarken bile iyice kapalı olduğuna emin olarak atılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Aksi durum, atık toplayan işçilerden tutun toplumda herkesin sağlığını tehdit ediyor.

Son olarak Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Pınar Çıragil’e kulak verelim. Çıragil, üniversitenin web sitesinde yayımlanan ve çeşitli yayınlarda yer alan haberde durumun ciddiyetini şöyle anlatıyor: “Yere atıldığı zaman, atılan maskenin üzerinde yeterli miktarda virüs yükü varsa tutan kişiyi kontamine edebilir ve hastalandırabilir. Bu yüzden hastaysanız, henüz bir hastalık belirtiniz yoksa, hasta olduğunuzu düşünüyorsanız ya da Covid-19 şüphesi taşıyan bir kişiyle aynı evde yaşıyorsanız ve dışarı çıkıyorsanız yani tüm koşullarda maske takabilirsiniz ama çıkardıktan sonra kesinlikle yola direkt atmayalım. Sonuçta evlerinizden çıkıyorsunuz, lütfen mümkünse bir poşet alıp o poşetin içine atın. Atarken de yanlarından içe doğru kapayıp öyle atalım. Çünkü böylece içerideki virüs partiküllerini en azından dışarıya bulaştırmamış oluyorsunuz. Kesinlikle kapalı çöp kutularına atalım. Sokaklarda, ben de bazen maske ve eldiven görüyorum. Biz hep ‘Evden çıkmayın, toplumu koruyalım, hijyen kurallarına uyalım’ diyoruz ve bunu yapmaya çalışıyoruz ama ortalıktaki bu görüntü gerçekten bizim için toplum sağlığını korumak açısından çok ciddi risk olacaktır.”
 

Haberin PDF’ini indirmek için tıklayınız.
Haberin linki için tıklayınız.