
Batıdaki büyükşehirlerde gazetecilik daha rahat ve avantajlı. Yerleşim yerleri büyüdükçe baskının azaldığı, batıda büyükşehirlerde haber çeşitliliği nedeniyle daha rahat ve avantajlı olduğunu vurgulayan gazeteciler, sorunların her yerde aynı olduğunun altını çizdiler.
Azat Özkahraman
Gazeteciliğin bölgesel avantaj ve dezavantajlarını gazeteciliğin sorunlarının ne denli bölgesel olduğunu ele aldığımız yazı dizimizin ikinci bölümünde ülkenin batısında gazetecilik faaliyeti yürüten Yusuf Özgür Bülbül, Hazal Mihrace Göksun ve Necla Tutuş ile görüştük.
Yerel medya üzerine yüksek lisans yapan ve uzun yıllardır bu alan üzerine çalışmalar yürüten Gazeteci Yusuf Özgür Bülbül, yerel medyada çalışmanın kendine özgü zorluk ve avantajları olan bir alan olduğuna dikkat çekip avantajları şöyle sıraladı:

Yusuf Özgür Bülbül
“Topluma yakınlık: Yerel medya, toplumla daha yakın bir ilişkiye sahip olma imkânı sunar. Bu durum, gazetecilerin toplumsal sorunları daha iyi anlamalarına ve bu sorunlara çözüm bulmaya yönelik haberler yapmalarına yardımcı olur.
Daha fazla sorumluluk: Küçük medya kuruluşlarında, gazeteciler genellikle daha fazla sorumluluk alır ve farklı türde haberler yapabilirler. Bu durum, gazetecilerin becerilerini geliştirmeleri ve deneyim kazanmaları için bir fırsat sunar.
Daha sakin bir çalışma ortamı: Büyük şehirlerin karmaşasından uzakta, yerel medya kuruluşları daha sakin ve huzurlu bir çalışma ortamı sunar.
Topluma katkıda bulunma: Yerel medya, topluma katkıda bulunmak ve insanlara bilgi sunmak için önemli bir rol oynar. Bu durum, gazetecilere anlamlı bir iş yapma ve topluma katkıda bulunma imkanı sunar.”
“Yerleşim yerleri büyüdükçe baskı daha da azalır”
Bülbül, yerel medyada çalışmanın zorlukları hakkında şunları söyledi:
“Düşük maaş ve sosyal haklar: Yerel medya kuruluşları genellikle ulusal ve daha büyük medya kuruluşlarına kıyasla daha az bütçeye sahiptir. Bu durum, çalışanlara daha düşük maaş ve sosyal haklar sunulmasına yol açmaktadır.
Baskı ve sansür: Küçük yerleşim yerlerinde, yereldeki iş insanları, politikacılar ve diğer güçlü figürler medya üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu durum, gazetecilerin haber yaparken iki kere düşünmesine ve özgürce habercilik yapmalarını engelleyecek şekilde kendini sansürlemesine yol açabilir.
Habere ve kaynağa erişim zorluğu: Büyük şehirlere kıyasla, küçük yerleşim yerlerinde haber kaynaklarına ve bilgilere erişim daha zordur. Bu durum, gazetecilerin kapsamlı ve doğru haberler yapmalarını zorlaştırabilir. Haber kaynakları elinizin altında olsa da güvenlik gerekçesiyle bilgiye erişim biraz daha zor olabilmektedir.
Kaynakları etik ilkelere uygun yayımlayamama endişesi: Küçük medya kuruluşlarında, kaynakların sınırlı olması ve baskıların artması, gazetecilerin haber kaynaklarını korumak ve etik ilkelere uygun yayın yapmak konusunda endişeler oluşturur. Bahsettiğim zorluklar nedeniyle, bazı önemli haberler yerel medyada yer alamayabilir veya sansürlenebilir.”
Yerel medyada görev yapmanın zorluklarına ilişkin sözlerini Bülbül, şu vurguyu yaparak bitirdi:
“Yaşadığımız sıkıntıların başında maaş ve sosyal haklar geliyor. Sendikal, sosyal, mesai ve tatil gibi önemli haklar, yayım kuruluşu ve şehirler büyüdükçe daha iyi uygulanmaktadır. Onun yanı sıra dikkat çeken en önemli zorluk, küçük yerleşim yerlerinde baskı ve haber yaparken iki defa düşünmektir.
Yerleşim yerleri büyüdükçe bu baskı daha da azalır. Habere ve kaynağa ulaşmanın zor olması kadar bu kaynakları ilkelere uygun yayımlayamama endişesi öne çıkar. Haberin yapılması sonrasında karşılaşılacaklar zorluklar nedeniyle haberin hiç işleme alınmadığı süreçler de söz konusu olur. Büyükşehirlerde daha rahat ve özgür bir habercilik söz konusudur.”
Büyükşehirler, fazla haber kaynağı ve çeşitliliğe açısından avantajlı

Hazal Mihrace Göksun
İstanbul’da gazetecilik yapan Hazal Mihrace Göksun, kurumlar üzerindeki baskının gazetecilik için büyük sorun olduğuna işaret edip şu değerlendirmede bulundu:
“Şu anda Diriliş Postası Gazetesi’nin internet biriminde editör olarak görev alıyorum. Yerel gazetecilik, özellikle küçük şehirlerde, haber kaynaklarının sınırlı olması ve olayların daha dar bir çerçevede gelişmesi gibi zorlukları beraberinde getiriyor. Küçük yerlerde insanların birbirini tanıması, haberin önüne bir engel olarak çıkabiliyor. Tanınmak, kendini deşifre ettirmek istemeyen, olay başkasını ilgilendirse de kendisini etkileyeceğini var sayarak röportaj vermek istemeyen birçok kişi karşımıza çıkabiliyor. Ayrıca yerel yönetimler üzerindeki baskılar da gazetecilerin özgürce haber yapmasını engelleyebiliyor.
Büyükşehirlerde haber kaynakları daha fazla olsa da özellikle resmi kurumlarla iletişim kurmak zaman zaman zor olabiliyor. Bazen bilgi vermek istemeyebiliyorlar, bazen de bilgi almak için uzun süre beklemek veya dolaylı yollar, araya birilerini sokmak gerekebiliyor. Özel haber peşinde koşarken kaynakların güvenilir olup olmadığını teyit etmek de ayrı bir zorluk. Bazen elimize eksik bilgi veya belge gelebiliyor. Ben genelde bir konuda haber yapacağım zaman bilindik ve daha önce televizyon karşısına çıkmış, röportajları yayımlanmış kişilerden bilgi almayı tercih ediyorum. Bazen haber yapmaktan vazgeçiyoruz. Bunun en büyük nedeni ya yeterli kanıt bulamamak ya da haberin ciddi riskler barındırmasıydı. Örneğin, bir haberin yayınlanması durumunda hukuki sorunlar doğurabilme olasılığı varsa editoryal süreçte vazgeçiyorum.
Büyükşehirde gazetecilik yapmak, daha fazla haber kaynağı ve çeşitliliğe sahip olmak açısından avantajlı. Ancak rekabetin fazla olması ve haberin hızlı tüketilmesi de bir dezavantaj. Ajansta çalışırken özellikle özel haber bulmak zordu. Bir olay olduğunda üç ajans birlikte koşturuyorduk ve hangimiz önce yayınlarsa haberi genelde onunki ön plana çıkıyordu. Burada önemli olan onlardan farklı bir detay bulup haberi üzerine taşımaktı. Küçük şehirlerde ise haberler daha uzun soluklu olabiliyor, fakat haber kaynaklarına ulaşmak zorlaşabiliyor. Ayrıca doğuda gazetecilik yapmak, güvenlik riskleri, siyasi baskılar ve kaynaklarla ilgili daha fazla zorluk barındırabiliyor. Gazetecilik, özellikle saha muhabirleri ve editörler için her zaman dinamik olunması gereken bir meslek. Toplum için önemli bir görev olduğu kadar, doğru bilgiye ulaşma konusunda da büyük bir sorumluluk taşıyor. Şartlar ne olursa olsun objektif ve etik ilkelerle hareket etmek en önemli prensip olmalı. Yaptığımız iş gereği bizler birer ‘fikir işçisi’yiz.”
“Çok daha fazla ve çeşitli habere, doğuya oranla daha ulaşılabilir”
Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezunu olan ve 4 yıldır gazetecilik yapan Necla Tutuş ise şunları söyledi:
“Yerelde haber yapmak, ulusal haber yapmaktan daha zor olabiliyor. Çünkü genellikle herkes birbirini tanır ve patronlar arasında çıkar ilişkileri söz konusu olabilir. Bu durum, bazı haberlerin yapılmasını engelleyebiliyor. Batı’da kadın gazeteciler, çok daha fazla ve haber çeşitliliği de doğuya oranla daha ulaşılabilir.
İnsanlar kadın gazetecilere daha çok alışmış durumda ve genel olarak gazeteci kimliğiyle kadın ve erkek gazetecilere eşit şekilde yaklaşılabiliyor. Ancak Doğu’da kadın gazeteci sayısı daha az ve maalesef kadınlar savunma açısından bazen daha zayıf kalabiliyor. Bunun dışında, büyükşehirlerde haber çeşitliliği çok daha fazla. Hem siyasi hem ekonomik hem de kültür-sanat alanlarında sıkça haber yapma fırsatı doğuyor. Bu da gazetecilerin daha fazla deneyim kazanmalarına yardımcı oluyor.
Küçük şehirlerde ise, herkes birbirini tanıdığı için bazen haber yapmak istense de yapılması zor olabiliyor. Tabii ki her gazete için durum böyle demem mümkün değil, ama genel olarak küçük şehirlerde bu tür zorluklarla karşılaşılıyor.”
Kapak Fotoğrafı: DepoPhotos