5

Esnaf-kurye modeli: Güvencesiz istihdam

“Gig Ekonomisi” kapsamında gündeme gelen “Esnaf-kurye” modeli, diğer istihdam biçimlerine kıyasla çok daha güvencesiz. TÜMTİS de bu sistemin yasaklanmasını istedi.

MEHMET ARİF KOŞAR / İSTANBUL

2022 yılının ilk ayları, Trendyol, HepsiJet, Yemek Sepeti, Sürat Kargo, Aras Kargo, Yurtiçi Kargo gibi şirketlerde patlak veren kurye eylemlerine sahne oldu. Kuryelerin temel talebi, yıllık yüzde 50’ye yaklaşan resmi enflasyon karşısında gelirlerinin korunmasıydı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) “Esnaf kurye modeli tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmalı, bu modelle çalışan işçilerin tamamı kadroya geçirilmeli ve işçilik hakları, sendikalı olma haklarına ilişkin yasal garanti verilmelidir” açıklamasını yaptı.

Bu süreçte, nispeten yeni ve tartışmalı bir istihdam modeli olan “Esnaf-kurye” çokça konuşuldu. “Esnaf-kurye” modeli, nasıl çalışıyor kısaca şöyle özetleniyor:

“Ana şirket, kendisine başvuran işçiye, bir şahıs şirketi kurduruyor. İşçinin, motor ya da en az 4 metreküp hacminde bir otomobile sahip olması ise zorunlu. Eğer sahip değilse, mecburen kredi çekip büyük bir borcun altına girip araç alıyor. Bu iki şartı sağlayan işçi, ana şirket ile standart bir sözleşmeye imza atıyor. Böylece iki şirket ticari bir ilişki kurmuş oluyor. Ancak, tek bir ana şirket için çalışan kurye, şirket sahibi olduğu için, işçi olmaktan kaynaklı bütün haklarını kaybediyor. Ana şirketin hiçbir sorumluluğu yok. Çünkü, söz konusu olan işçi istihdamı değil, başka bir şirketten “hizmet alımı.”

Normal koşullarda üstlenmek durumunda kaldığı çok sayıda “masraftan” ve çeşitli sorumluluklardan ana şirket, azade oluyor. Şirketin, işçi istihdam etmek yerine “Esnaf kurye” modelini tercih etmesinin temel nedeni de bu. Örneğin, eğer işçi istihdam etseydi, işçinin sigorta primi, sosyal hakları, yemek parası, hafta sonu izni, yıllık izni, evlilik izni, çocuk izni, resmi tatiller, fazla mesai ödemesi, işten çıkarma durumunda kıdem ve ihbar tazminatı gibi “masrafları” üstlenmek zorunda kalacaktı. Ayrıca, motosiklet ya da ticari aracın sadece maliyetini değil, sigortası, kaskosu, vergileri, bakımı, olası kaza durumundaki ek masraflarını da üstlenmesi gerekecekti. İşte, ana şirket bütün bunlardan “Esnaf-kurye” modeliyle ve bu masrafları işçiye yükleyerek kurtuluyor.

GIG Ekonomisi

Son yıllarda, “ofis ortamı olmadan, herhangi bir kurumdan bağımsız olarak uzaktan çalışma” şeklinde tanımlanan freelance platformların çoğalmasıyla oluşan yeni ekonomiye “Gig Ekonomisi” deniliyor. “Gig” müzik sektöründen gelme bir terim, “kısa süreli iş” demek. Faruk Eczacıbaşı, “Daha Yeni Başlıyor” kitabında bunu “tek atımlık işler ekonomisi” diye tanımlıyor.

Gig ekonomisi, görünüşte serbest ama özünde bağımlı çalışma biçimi aslında… Amazon, Airbnb, Uber, Deliveroo gibi platform şirketleri ve onlar için çalışan freelance statüsündeki insanların faaliyetlerini kapsıyor. Türkiye’de de Trendyol, HepsiBurada, Yemek Sepeti gibi şirketler, buna denk düşüyor. Bu şirketlerin çoğu, esnaf-kurye modelindeki gibi serbest çalışanlara aracılık yapıyor. Müşteri ile çalışanı buluşturup, ticari işlemden bir pay alıyor. Ancak alıcı ile satıcıyı buluşturmakla kalmıyor, sadece bir aracı olmanın ötesine geçip, verilen hizmetin ya da ürünün niteliğini, kalitesini, biçimini belirleyerek çalışanı gerektiği zaman sistemin dışında bırakıyor, yani cezalandırıyor. Dolayısıyla, platform şirketleri sadece bir aracı olmaktan çıkıp tüketiciye hizmet sunan, çalışanın denetlendiği, kontrol edildiği ve onun üzerinden kâr sağlandığı bir tür işverene dönüşmüş durumda.

Bu arada çok sayıda ülkede, açılan çeşitli davalarda bu fiili durum, onaylandı. Platform şirketleri için gece gündüz çalışan ancak freelance statüsünde oldukları için hiçbir hakka sahip olmayan işçiler, açtıkları davalarda kazanımlar elde etmeye başladı. İngiltere, Hollanda ve İspanya’da görünüşte freelance olanlar mahkemelerce işçi olarak kabul edildi ve platform şirketinin buna uygun bir biçimde sorumluluklarını yerine getirilmesi kararlaştırıldı.

Güvencesizliğin üst boyutu

“Esnaf-kurye” modelinin Türkiye’deki uygulama alanı, platform şirketlerinin çok ötesinde. Sağlıktan, şehirlerarası taşımacılığa kadar birçok alanda, uzun zamandır “esnaf” görünümlü istihdam biçimleri uygulanıyor. Bu model, başlangıçta, “kendi işinin patronu olma” gibi süslü sözlerle tanıtılmış olsa da, diğer istihdam biçimlerine kıyasla çok daha güvencesiz.

Esnaf-kurye modeli, hukuki bir hile anlamına da geliyor bir taraftan. Bu modelde kurye, tüm emeğini tek bir ana şirketin işi için harcarken bağımsız çalışan gibi gösteriliyor. İşçi ile işveren arasındaki sözleşme ilişkisinin yerine iki şirket arasındaki sözleşme ilişkisi konuluyor. Kurye, İş Kanunu’ndan doğan çok sayıda hakkını kullanamaz durumda kalıyor. Dolayısıyla, bu model, şirketlerin kârlı olduğu için dayattığı, işçilerin kabul etmek zorunda kaldığı, devletin de göz yumduğu bir hileli sözleşme şeklinde değerlendiriliyor.

TÜMTİS: Esnaf kurye sistemi bütünüyle yasaklanmalı

Tüm Taşıma İşçileri Sendikası’nın (TÜMTİS) 9 Şubat 2022’de yaptığı açıklamada şöyle denildi:

“Esnaf kurye modeli tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmalı, bu modelle çalışan işçilerin tamamı kadroya geçirilmeli ve işçilik hakları, sendikalı olma haklarına ilişkin yasal garanti verilmelidir. Taşeronlaşmanın, esnek ve güvencesiz çalışmanın ve sendikasızlaştırmanın bir aracı olan esnaf kurye sistemi bütünüyle yasaklanmalı; ‘Kendi hesabına çalışma’ aldatmacasına son verilmelidir.”

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız