
Sanat ve desteklerin engelli bireyin yaşamını nasıl değiştirebildiğini gösteren Sevin, yaşadığı zorluklara karşı sosyal hayattan kopmamış. Özellikle erişilebilirlikte atılacak adımların, engellilerin yaşam kalitesini artıracağını belirten Sevin, kamu ve özel sektör iş birliğinin önemine dikkat çekip birlikte engelli dostu projeler üretebileceğini söyledi.
Şükran Rençber
Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Küçük Dikili Mahallesi’nde yaşayan 28 yaşındaki Zozan Sevin, destekleyici ekipmanlarla yaşamını sürdürüyor. Sevin’in hikâyesi, sanatın ve destekleyici sözlerin, bir bireyin yaşamına nasıl dokunabildiğini gösteriyor. Günlük hayatında karşılaştığı engellere rağmen bağımsız bir yaşam mücadelesi veren Sevin, kısa mesafelerde koltuk değnekleriyle hareket ediyor, uzun mesafelerde ise akülü araç kullanıyor. Sağlığı için bazı medikal desteklerden yararlanan, yaşadığı tüm zorluklara rağmen sosyal hayattan kopmayan Sevin, erişilebilirlik konusunda atılacak adımların, engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmada önemli rol oynadığının altını çizdi.
Sevin, geçirdiği bir ameliyat sonrası okul müdürünün, “Güzel kızım, bu koltuk değnekleriyle yavaş yavaş, küçük adımlarla yürüyebilirsin” sözünün kendisine hem cesaret hem de umut verdiğini belirtti.
İçinden gelen istekle resim yapmaya başlayan Sevin, “Evde canım sıkılmıştı. Bir resim defteri, kalem ve silgi aldım. Televizyonda gördüğüm bir resmi çizmeye başladım, boyadım. Sonra yaptığım resim ve el emeği ürünleri paylaşmak için bir sanat hesabı açtım. Üretme ve paylaşma bana büyük mutluluk veriyor” dedi.
“Kendimi mutlu ve güçlü hissediyorum”
Gününü kitap okuyarak, film izleyerek ve resim yaparak geçiren Sevin, sanatla tanışma süreci ve sanatın kendisine kattıklarını şöyle anlatıyor:
“Sanatla, 8 yıl önce Zeynep hocam sayesinde, Sihirli Eller adlı atölyede tanıştık. Benimle konuştu, sohbet etti ve ‘Seninle çok güzel işler çıkarabiliriz’ dedi. Ben de kabul ettim. Başta sadece bir A4 kâğıdıyla çizim yaparak başladım. İlk zamanlar çok çekiniyordum, çizim yaparken ve özellikle boyarken hata yapmaktan korkuyordum. Renkleri birbirine karıştırmaktan endişe ediyordum. Ama zamanla bu korkularımı Zeynep hocamın desteğiyle aştım. Sanatla kurduğum bağ sayesinde kendime güvenim arttı. Üretmek ve duygularımı ifade etmek bana iyi geldi. Sanat yolculuğumu, ‘Sihirli Eller’ atölyesinde sürdürüyorum. Bu alan, hayatımda özel bir yer tutuyor. Atölyeye her girdiğimde kendimi mutlu ve güçlü hissediyorum. Sanatla kurduğum bağ, hayatımda önemli bir dönüm noktası oldu.”
Engelli bireylere yönelik toplumsal bakış açısının değişmesi gerektiğine işaret edip insanların, engelli bireyleri yalnızca “engeli” üzerinden tanımlamasına karşı olduğunu belirten Sevin, “Empati ve saygı, çok önemli. Lütfen hiç kimse, engelli insanlara engelli gözüyle bakmasın. Her birey, bir gün engelli olabilir. Onları küçümsemeyin. Ben de hiç kimseye bu gözle bakmıyorum. Toplumsal yaşamda daha özgür hareket etmek istiyoruz. Dışarıdayken rahatsız edilmekten çok rahatsızım. Daha özgürce gezmek istiyorum. Kötü insanların bizi rahatsız etmelerini istemiyorum” diye konuştu.
Birlikte hareket edilerek engelli dostu projeler üretilebilir
Sevin, engelli bireylerin günlük yaşamını sürdürürken karşılaştığı zorlukları anlatırken erişilebilirliğin çok önemli unsur olduğunu vurguladı. Şehirdeki altyapı eksikliklerinin, yaşamlarını daha da güçleştirdiğini, engelli rampalarının yetersizliği ve ulaşımda yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Sevin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Engelli rampaları yok. Arabalar, engelli rampalarının önünü kapatıyor. Üst geçitlerde asansör bulunmuyor ve belediye otobüslerinde engelli rampası ya da asansör yok. Bu eksiklikler, engelli bireylerin toplumsal hayata katılımını zorlaştırıyor. Engelli bireylerin daha bağımsız ve özgür bir şekilde hareket edebilmesi için ulaşım ve altyapı düzenlemelerinin iyileştirilmesi gerekiyor.
Engelli bireylerin yaşadığı zorlukların üstesinden gelmek için kamu ve özel sektörün iş birliği içinde çalışması çok önemli. Belediyeler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları birlikte hareket ederek engelli dostu projeler üretebilir. Bu projeler, engelli bireylerin daha bağımsız hareket etmelerini ve toplumsal hayata katılımlarını kolaylaştıracaktır.
Eğitim ve istihdam alanlarında engelli bireylerin fırsat eşitliği konusunda daha fazla adım atılması gerekiyor. Özel eğitime gidip orada okuma yazma öğrendim. Şimdi ortaokulun sınavlarına çalışıyorum. Eğitimde ve iş hayatında engelli bireylerin önündeki engellerin kaldırılması, toplumda eşitlikçi bir yaklaşımın temelini oluşturulmalı. Devletin ve özel sektörün engelli bireyleri daha fazla istihdam etmesi, onların potansiyellerini hayata geçirmelerine olanak sağlaması gerekir. İş konusunda bana yardımcı olmalarını çok isterim. Çalışıp aileme destek sağlayıp aynı zamanda kendi ihtiyaçlarımı kolayca karşılardım.
Bir kadın olarak sürekli kendimi güçlü hissettiğim için, karşıma çıkan her zorluğu aşabileceğimi biliyorum. Hayatımda her zaman pozitif bir bakış açısına sahip oldum ve bu sayede engellerin üstesinden gelebiliyorum.”