5

Besiciler iflasın eşiğinde

Türkiye’de döviz kurunun yükselişiyle beraber artan yem ve girdi maliyetleri, çiftçilik ve hayvancılığı, bitirme noktasına getirdi. Hayvancılık sektörü zor günler yaşıyor. Kasapta 500 ila 1500 TL arasında satılan et, üreticide 200 TL’ye alınıyor.

Salih Sertkal

Türkiye’de döviz kurunun yükselişiyle beraber artan yem ve girdi maliyetleri, çiftçilik ve hayvancılığı, bitirme noktasına getirdi. Hayvancılık sektörü zor günler yaşarken besiciler, iflasın eşiğine geldi. Kırmızı etin kilogram fiyatı, İstanbul, İzmir gibi kentlerinde 500-1500 TL’yi bulduğu bir dönemde, küçükbaş besi hayvancılığı yapan üreticilerin hayvanlarına biçilen canlı kilogram fiyatı, 200 TL gibi komik bir rakamla ölçülüyor. 

Besiciler, bunun özellikle hükümetin yurt dışında getirttiği angus vb. hayvanlardan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Devlete ait kesimhane olmadığı için özel teşebbüsün, dışardan gelen kırmızı eti bahane ederek besicilik yapan çiftçinin, mallarını kelepir fiyata alıp büyük kazanç elde ettiği belirtiliyor.

 

Ziraat Odası Başkanı Özgökçe: Besicinin elindeki kırmızı et pahalı değil tezgâhtaki pahalı

Besicilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin görüştüğümüz Van Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe, Türkiye’de tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaş sayısının her yıl büyük bir oranda azaldığına işaret etti. Son dönemlerde girdi maliyetlerinin fahiş yükselmesiyle beraber tüm üretim alanlarında olduğu gibi hayvancılıkta da büyük bir tahribat yarattığının altını çizen Özgökçe, yetkililerin duruma derhal müdahale etmesi gerektiğini vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Van Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe

“Türkiye’de tarım ve hayvancılıkla yaparak yaşamını idame eden ve üreterek ülkeye büyük katkı sunan çiftçinin sayısı, her geçen yıl azalıyor. İnsanlar ektiği ürünü hasadını yaptığında tarladan aldığını direk masraflara veriyor. Aynı şekilde hayvancılık yapan vatandaşta, besicilik yaptığına bin pişman oluyor. Bugün Türkiye, küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısı bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında ama bu sıralama artacağına gittikçe geriliyor. Besiciler, bu yıl büyük zarar ettiler. Geçen yıl canlı erkek besi toklu dediğimiz küçükbaş hayvanın kilogram fiyatı, 185 TL iken bu yıl en fazla 200 TL bu ne demek haliyle besicinin iflası demek. Bunun nedenleri nedir peki? Kendin besicin kendi hayvanın olduğu halde dışardan angus vb. hayvan getirip piyasaya sunarsan kendi üreticini elbette zor duruma sokmuş olursun. Devlete ait kesimhaneler ve alım yapmasan özel teşebbüsün eline bırakırsan tabii ki besicilik bitme noktasına gelir. Ağıldan 200 TL’ye aldığı eti götürüp tezgâhta 500-1500 bin TL’ye satıyor. Sonra neymiş işte kırmızı et pahalı. Besicinin elindeki kırmızı et pahalı değil tüccarın tacirin besiciden bedavaya alıp getirip tezgâha koyduğu et pahalı. Bunun için gelecek yıllarda kimse artık besicilik yapamayacak. Tarım ve Orman Bakanlığı bu kötü gidişata müdahale etmediği taktirde besicilik bitecektir.” 

“Bu yıl besiciler iflas etti emeğimiz sermayemiz gitti”

Uzun yıllardır küçükbaş hayvan besiciliği yapan Ali Duran, bu yıl için küçükbaş hayvan besiciliği yapan herkesin çok büyük zarar ettiğini, tüm besicilerin resmen iflasın eşiğine geldiğini söyledi. Besicilerin sonbaharın sonunda yaylalardan erkek kuzu satın alarak getirip ağıllarında 7-8 aya varan bir süre besledikten sonra belli bir kiloya eriştikten sonra sattıklarını anlatan Duran, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:

Besici Ali Duran

“Biz son baharda erkek kuzunun tanesini 10 bin TL’ye aldık. Sonrasında getirip ağıllarda besi tutması için besledik. Tam sekiz ay boyunca bin bir zahmetle bu hayvanlara baktık. Arpası yemi samanı otu derken her hayvana bu sekiz ay içinde en az 3 bin TL masraf yaptık. Onca zahmetin ardından tanesini ancak 14 bin TL’ye satabildik. Bunun için diyorum iflas ettik.” 

Devletin bir denetimi, tüccarın da bir vicdanı yok

Ata-baba mesleği olarak tanımladığı besiciliği uzun yıllardır yaptığını bildiren Hüseyin Akbaş da, Türkiye’de artık tarım gibi hayvancılığında bitme noktasına geldiğini, büyük ve küçükbaş hayvan sayısının her geçen yıl daha da düştüğü belirterek şunları söyledi: 

Besici Hüseyin Akbaş

“Bugün artık Türkiye’de çiftçinin köylünün elinde üretebileceği yaşamını onunla idame edebileceği hiçbir gelir kapısı kalmamıştır. Benim dedem, babam daha öncesi ve bugün ben besicilik yaptık yapmaya çalışıyoruz. Ben bu son baharda erkek kuzunun tekini, 10-11 bin TL’ye aldım aylarca bin bir zahmet ve masrafla besleyip ancak 14-15 bin TL ye satabiliyorsam bu iş bitmiştir demek. Devlete ait kesimhaneler yok denecek kadar az Olan da alım yapmıyor. Bu durumda özel teşebbüsün insafına kalıyoruz. Tüccar gelip benim ağılımdaki hayvanın canlı kilogram etini 200 alıyor götürüp kesip tezgâhta bin TL’ye veriyor. Devletin bir denetimi yok haliyle de tüccarın da bir vicdanı yok. Olan bizlere oluyor çoluk çocuğumuzla aylarca gözümüz gibi baktığımız ve tek geçim kaynağımız olan hayvanlarımızı hiç yere satıp zarar ediyoruz.”