13

Azınlık okulları, devletten destek bekliyor

Öğrenci sayıları tarihin en düşük seviyelerinde olan azınlık okulları, ayakta kalmaya çalışıyor. Ciddi maddi sıkıntı yaşayan, salgın nedeniyle gelirlerini kaybeden azınlık okulları, kültürlerini yaşatmak için devletin kendilerine destek olmasını, arazi veya bina tahsis etmesini, kolaylık sağlamasını istiyor.

GÜLSEVEN ÖZKAN

Türkiye’nin kültürel yapısında önemli yeri bulunan azınlık okullarında öğrenci sayıları giderek azalıyor. Bir zamanlar bahçesinde yüzlerce öğrencinin koşup oynadığı okullarda şimdi öğrenciler parmakla gösterilir hale geldi. 1920’li yıllarda sayıları 138 olan azınlık okulları, günümüzde faaliyette olan 24 okulla, ayakta kalma mücadelesi veriyor. Öğrenci sayıları da giderek azalan okullar için yetkililer, devletten destek bekliyor.

Azınlık temsilcileri olarak Beyoğlu Süryani Kadim Meryemana Kilisesi Vakfı Başkanı, Dadyan Ermeni Okulu Eski Kurucu Temsilcisi ile Rum Cemaat Vakıfları Destekleme Derneği Eski Başkanı, sayıları giderek azalan okulları için devletten destek beklediklerini vurgulayıp açıklamalarda bulundular. 

Kültürümüzü yaşatmak için ilkokula ihtiyacımız var

Beyoğlu Süryani Kadim Meryemana Kilisesi Vakfı Başkanı Sait Susin, okullara ilişkin şu bilgileri verdi:

“Türkiye genelinde 25 bin Süryani bulunuyor. Anaokul düzeyinde sadece bir okulumuz var. Yeşilköy’de bulunan Özel Mor Efrem Süryani Anaokulu, 2013 yılında mahkeme kararıyla açıldı. 1928 yılında son Süryani okulu kapandıktan sonra bir daha açılmasına izin verilmedi ve süreç mahkemeye taşındı. Yönetmelik, okul açılmasına izin vermiyordu. İlgili yönetmelik mahkeme kararı sonrası değişti ve okulumuz anaokulu düzeyinde açıldı. 60 kişilik kontenjanı var; ancak salgın nedeniyle veliler, öğrencilerini göndermiyor. Okulda 35 öğrenci eğitim alıyor. Eğitim kurumunun binası kiralık, kendimize ait bir bina ve arsamız bulunmuyor. 1928’den önce Diyarbakır’da Midyat’ta, Elazığ’da, Süryani kiliselerinin olduğu yerlerde, Suriye, Lübnan, Irak’ta Anadolu coğrafyası üzerinde onlarca eğitim kurumu vardı. Tarihçiler, Ortadoğu Tarihi için Süryanilerin yazılı kaynaklarına ulaşılmasının önemine değiniyor ve referans gösteriyorlar. Kültürel açıdan da bu kurumlar önemli yer tutuyor. Türkiye’de azınlık okullarının çoğu İstanbul’da. Biz de İstanbul’a, 1950’lerde geldik. Azınlık okulları ciddi maddi sıkıntı yaşıyor. Bizim de kendimize ait bir binamız yok. Bu durum vakfa yük oluşturuyor. Kültürümüzü ve anaokulumuzu yaşatmak için ilkokula ihtiyacımız var. Devletten bize arazi veya bina tahsis etmelerini istiyoruz. Binamızı yaparız, okulumuzu kurarız. Giderlerimizi kendimiz karşılıyoruz. Çocuklara anadilimizi öğretmek en büyük amacımız.  En azından ilkokul kurulması için resmi kaynaklardan destek bekliyoruz. Bunun için yasal bir engel yok ama mekân ihtiyacımız var.”


Feriköy Ermeni Okulu

Devlet, maddi destek ve kolaylık sağlayabilir

Dadyan Ermeni Okulu Eski Kurucu Temsilcisi Arsen Arşık okullarda maddi sorunlar yaşandığını dile getirerek şunları vurguladı:

“Okulların maddi ihtiyaçları var. Azınlık okulları, salgın nedeniyle de gelirini kaybetti. Bağışlar yetersiz kalıyor. Maddi sorunlar yaşanıyor bu durumda kaliteli hoca bulmayı etkiliyor. Veliler şaşkın, çoğu okul masrafları, maaşları ödeyemez durumda. Devletten yardım istiyorlar. Dadyan Okulu, 1845 yılında kurulmuş, her kilise yanında okullar, kurumlar açılmış. Köklü okullar, ancak şimdi öğrenci bulmakta zorlanıyorlar. Tarihi kurumlar, kiliseler Anadolu’da define avcıları tarafından tahrip ediliyor. Türkiye’de Ermeni nüfus 50 – 60 bin civarında. 1950’nin sonuna doğru 25 okulda 9 bin öğrenci vardı. Bugün ise 16 okulda 3 bin öğrenci bulunuyor. Bu rakamlar 20 senede 15 binlerden bu seviyelere geldi. Bunun temel nedeni göçler oldu. Beşiktaş’ta, Ortaköy’de, Balat’ta okullar kapandı. Öğrenci sayıları azaldı. Şu anda gençler arasında gelecek endişesi var. Okul bitince nerede çalışacaklarını düşünüyorlar. Ve bu durum sadece azınlıkların değil gençlerin genel sorunu. Özel okullardaki öğrenciler Ermeni okullarına dönmeye başladı. Nedeni, maddi olanaksızlıklar. Devletin azınlık okullarına destek olmasıyla, yardımıyla sorunlar aşılabilir. Topkapı, Feriköy gibi birçok okulun bu maddi desteğe ihtiyacı var. Ancak böyle azınlık okulları nefes alır.”

Rum Cemaat Vakıfları Destekleme Derneği Eski Başkanı Andon Parizyanos de devlet desteğine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye’de 2 bin civarında Rum nüfus bulunuyor. 1955 yılında 120 bin kişiydi. 1964 yılında bir kırılma oldu, 1974 ve sonrası sayılar giderek azaldı. Öğrenci sayıları da Zapyon’da anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde ortalama 150 öğrenci, Zografyon’da 50 öğrenci, Fener Lisesi’nde 50, Yenikapı’da, Büyükada’da üçer öğrenci var. Gökçeada’da 50-60 öğrenci eğitim alıyor. Bu konuda çok şey yapılabilir. İşler kolay yürümüyor. Devlet desteği gerekiyor. Devlet, kolaylık sağlayabilir. Örneğin resmî konularda, tayinlerde kolaylık sağlayabilir. Çok üzücü bir durum. Binaları atıl durumda olan okullar var, restorasyon yapılabilir. Sayılar giderek azalıyor. Geleceği parlak görmüyorum.” 


Zapyon Rum Okulu

Musevilerin tek okulu

Türkiye’de Musevi cemaatine yönelik sadece Ulus Özel Musevi Okulları bulunuyor. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde 600 civarında öğrenciye eğitim veriliyor.

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız