5

Ani Antik Kenti karsız günler geçiriyor: Endişe verici

Kış turizminin gözde merkezlerinde olan Kars, kar yağışının henüz yağmamasından kaynaklı zor günler geçirmekte. Karslı Fotoğrafçı Birkan Çelik, Kars’ı, Ani Antik Kenti’nin kuru, karsız görmenin kendilerini üzdüğünü belirterek, ekosistem için de endişe verici bir durum olduğunu söyledi.

BİLAL SEÇKİN / KARS

Ani Antik Kenti, Erken Demir Çağı’ndan 16. yüzyıla kadar yerleşimin olduğu önemli bir ticaret merkeziydi. Kars merkeze 42 kilometre uzaklıktaki bu kent, aynı zamanda Türkiye’nin Ermenistan sınırında yer almakta. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Ani kenti, 2016 yılından bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alır.

Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği Ani, en çok misafiri ise kış aylarında ağırlıyor. Özellikle karın yağmasıyla estetik bir görünüme bürünen antik kent, Ocak ayına girilmesine rağmen henüz beyaz örtüyle örtülmedi. Sadece Ani Antik Kenti değil, Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden olan Sarıkamış Kayak Merkezi de kar yağışının olmamasından nasibini alarak henüz kayak turizmine açılmadı.

Diğer yandan Sarıkamış’ta kar yağışının olmaması Sarıçam ormanlarındaki ekosistemi de etkiledi. Ormanda yaşayan boz ayılar normal şartlarda kış uykusunda olmaları gerekirken kış uykusuna yatmadı. Sık sık ilçe merkezine sürüler halinde gelen boz ayılar buradaki şehrin çöplüğünde yiyecek aradıkları görülmekte.

Karslı Fotoğrafçı Birkan Çelik Kars’taki kuraklığı ve İklim Uzmanı Önder Algedik Türkiye genelindeki kuraklığın sebebini konuştuk.

30 yıldır Kars’ta eczacı olarak çalışan Çelik aynı zamanda fotoğrafçılıkla da uğraşıyor. 8 yıla yakındır özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde fotoğraf çeken Çelik, arşiv çalışmaları yapmakta. Ani Antik Kenti’nde karşılaştığımız Çelik, Kars ve çevresinde Ocak ayının ilk haftasını geride bırakmalarına rağmen kar yağışının olmamasını şöyle anlattı: “Normal şartlarda bu günlerde Ani’de hep kar olurdu. Kars’ı, Ani’yi karsız, beyaz örtüsüz görmek bizi tuhaf hissettiriyor. Bu duyguya kapılmamızın nedenlerinden birisi, Kars’ın karın en çok yakıştığı kentlerden bir tanesi olmasıdır. Kars bu anlamda çok özel bir kent. Uzun süredir bu kadar kurak geçen bir kış ayı yaşamamıştım. Yıllardır burada yaşamama rağmen böyle bir kuraklığı ilk kez yaşadığımı hatırlıyorum” ifadelerini kullandı.


Fotoğrafçı Birkan Çelik
 

‘Ani’yi, Kars’ı bu şekilde kuru, karsız görmek bizi üzüyor’

Çelik, “Fotoğraf sanatı ile uğraşan bir insan olarak şunları söyleyebilirim; burada genelde taş, koyu taş yapılar var. Biz fotoğrafçılar için karın yağması görsel açıdan o yapılan tek tek açığa çıkması, tek tek göze gelmesi, güzelliğin daha iyi yansıtması anlamına geliyor. Karın fotoğrafik açıdan belki de güzel olması, Kars’taki bu yapıların kar ile ortaya çıkmasından kaynaklanıyor. Fotoğrafçılar olarak bizlerin de bu güzelliği farklı gözle, farklı açıda, farklı ışık tonlarıyla fotoğraflayıp insanların görsel zevkine sunmamız bizi mutlu ediyor. Ve bu yüzden Ani’yi, Kars’ı bu şekilde kuru, karsız görmek bizi üzüyor” dedi.

‘Endişe verici bir durum’

Coğrafyanın karla, kar sularıyla besleniyor olduğunu ve karın yağması kendileri için inanılmaz değerli olduğunu söyleyen Çelik, bu ayın kurak geçmesinin kendilerini tedirgin ettiğini belirtti. Çelik, “Kar, kar suları bu kent için altın değerindedir. Çünkü kışın karın olmaması önümüzde kurak bir dönemin gelmesi anlamına gelir. Burası hayvancılıkla yaşayan, ayakta kalan bir kent. Ot olmayınca hayvan sayısında ciddi azalma oluyor. Bu da aynı zamanda kentin ekonomisine ciddi zarar verir. Hatta ülkenin canlı hayvan ekonomisine de zarar verir, et fiyatı önemli ölçüde artar. Çünkü Kars Türkiye’nin et deposudur. Ekosistem açısından da bu kuraklık endişe verici bir durum” şeklinde konuştu.


İklim Uzmanı Önder Algedik
 

‘Türkiye iklim değişikliğini arttıracak politikalar izlemeye devam etti’

İklim Uzmanı Önder Algedik ise Türkiye genelinde yaşanan kuraklığa dair konuştu. 2021 yılının Türkiye’de kurak geçtiğini söyleyen Algedik, toprak suya hasret ve doymayı beklerken 2022 yılında da istenilen yağış olmadığını belirtti. Hem yağmur açısından hem de kar açısından iyi bir zaman geçmediğine dikkat çeken Algedik, “Genel böyle kuraklıklar yaşanıyor ama bu kuraklıkların sebebini iklim değişikliğine bağlamak çok doğru değil. Fakat iklim değişikliğinin sebebi olan şeyle kuraklığın sebebi olan şeyle ilgili çok ciddi bağlantı var. Çünkü Türkiye bu dönemde hem iklim değişikliğini arttıracak hem de toprağı susuzlaştıracak asfalt, beton ve fosil yakıt projeleri ne çok ciddi ağırlık verdi. Yani kuraklığın arttığı bir dönemin arkasından, önlem almak yerine kuraklığı ve iklim değişikliğini tetikleyen, etkileyen faktörleri öne çıkardı. Dolayısıyla bunun sebebi iklim değişikliğinden kaynaklıdır demek pek olası değil ama iklim değişikliğinin sebebinin aynı siyasi sebepler olduğunu söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.

‘İklim değişikliğinin sebebi ile bugün yaşanan kuraklığın sebebi benzer’

Türkiye’de son 7 yıldır yaşanan bir kuraklık döngüsünün olduğunu sözlerine ekleyen Algedik, “Normal şartlarda kuraklık döngüsünün olduğu yıllarda çok dikkatli davranılır. Ama biz dikkatli davranmadık, asfalt, beton dökmeye; kömür, petrol, doğalgaz kullanmaya devam ettik. Diğer yandan Türkiye’de tarım alanları, o tarım havzasının bütçesine uygun tarım yapılmıyor. Kuraklığa rağmen hâlâ sulu tarımı kullanıyoruz. Ne kadar yağmur yağıyorsa ona uygun tarım yapmak lazım. Fakat bunun yerine daha çok para getiriyor diye hem çiftçiyi hem de toprağı zora düşürecek politikalar izleniyor. Bunun sonucunda hem çiftçi hem toprak hem de biz kaybediyoruz. Kim kazanıyor; onun tohumunu, ilacını satan şirketler kazanıyor ve çiftçiyi de kollamadık. Sonuç olarak iklim değişikliğinin sebebi ile bugün yaşanan kuraklığın bu kadar kötü yaşanmasının sebebi çok benzer. Bu zorlu süreci önlemek bizi aşar ama etkisi azaltılabilir” diye belirtti.