5

Afganistan ve ambargolu basın

Homeira Saqib

Gazeteci arkadaşlarının canının tehlikede olduğuna dikkat çeken Afganistan Kadın Haber Merkezi Başkanı Homeira Saqib, dışarı çıkan kadınların, yaşanan karanlığı delmeye çalıştıklarını vurguladı. “Basın ve özgürlük kelimeleri oldukça birbirinden uzak olduğu bir dönemdeyiz” diyen Saqib, Taliban’ın şu anki durumunu meşrulaştıran her ülkenin, Afganistanlı için ihanet içerisinde olduğunu söyledi.

I.ORANG

15 Ağustos 2021’de, Kabil’in 10 yıl sonra tekrar Taliban tarafından işgal edilince Afganistan, korkunç bir şekilde geriye gitti. Birçok kişi, ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Tarihi boyunca hakları açısında inişli çıkışlı bir süreç yaşayan kadınlar, 1964’te Afganistan anayasasıyla resmen eşitlik kazandı. 1990’larda ortaya çıkan iç savaş sırasında bu haklar, geçici yöneticilerce kadınların elinden alındı. 2001 sonlarında Taliban rejiminin kaldırılmasıyla, kadın hakları kademeli olarak iyileştirildi ve 2004 anayasasında kadınlar bir kez daha hukuken erkeklerle eşit oldu. Bununla birlikte özellikle de kırsal kesimde yaşayan ve uluslararası endişe yaratmaya devam eden kadınlara yönelik gerici bir bakış açısından ötürü hakları hâlâ belli değildir. Taliban 2021’de Afganistan’ın çoğunu kontrol altına alınınca özellikle ülkedeki kadınların geleceğiyle ilgili endişeler arttı, ülke adeta kadınlar için bir “demir kafes”e dönüştü.

Kabil’in yeniden işgalinden yaklaşık 6 ay sonra, Afganistan nüfusunun neredeyse yarısı aylardır kapana kısılmış ve işsiz kalmış durumda. Eskiden çalışan milyonlarca kadın, şimdi yoksulluk, sefalet ve hayal kırıklığıyla mücadele ediyor. Hangi iş ve meslekte olduğunun bir önemi yok, eski avukat, kamu çalışanı ve üst düzey hükümet yetkililerinden kadın girişimciler, hatta medya çalışanlarına kadar herkes, işsiz ve hüsrana uğramış durumda.

Tüm bunlara rağmen kadınlar, Afganistan’da bir şeyleri değiştirmek için mücadele veriyor. Ufak tefek kadın buluşmaları, protestolar ve seslerini dünyaya duyurma çabaları, umudun tamamen o diyarlardan silinmediği anlamına geliyor. Ancak kadınların seslerini duyurmak için eskisi gibi medya kuruluşlarını sahada göremiyoruz. Bu da Taliban’ın yönetime geldiğinden beri uyguladığı baskının bir diğer yüzü. Susturulmuş ve tamamıyla sansürden oluşan basın söz konusu.

Peki, Taliban’ın tekrar iktidarı ele geçirmesinden sonra, basın özgürlüğü ve özellikle kadın gazeteciler neler yaşadı? Yaşanan süreci ve güncel durumu, Afganistan Kadın Haber Merkezi Başkanı Homeira Saqib ile konuştuk.

Gazeteci arkadaşlarımın canı tehlikede!

Afganistan’ın işgalinden yaklaşık 6 ay geçiyor bu süreci kısaca nasıl anlatırsınız? Uzun yıllardır Afganistan’da çalışma yürüten sizin de başkanı olduğunuz bir haber merkeziniz vardı bu süreçte o merkeze ne oldu?

Sözlerime şöyle başlamak istiyorum: Son Taliban işgalini yaşadık, üzerinden evet bir süreç geçti ama ben hâlâ ilk gün gibi, yıllardır kendilerini geliştirmek için ve çeşitli yönlerden ileriye dönük adımlar atan Afganistanlıların, bir gecede Taliban’a nasıl sunulduğuna inanamıyorum.

Maalesef bu süreçte kadın çalışmaları yürüten veya toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine çalışma yapan derneklerin eşyalarına Taliban el koydu, birçok kurum ve kuruluş kapatıldı. Kapatılan kurumların içinde bizim haber merkezimiz de var. Ama bazı gazeteci ve muhabir arkadaşlarımız hâlâ Afganistan’da.

Tabii ki bana oradan güncel haberler de gönderiyorlar ancak ben kendi ismimle yayınlıyorum. Gazeteci arkadaşlardan iz bırakmamaya çalışıyoruz, çünkü arkadaşlarımın canı tehlikede. Şu an hiçbir kamu veya hizmet sektöründe kadınlara çalışma izni verilmiyor. İlk günden itibaren kadınlara, ‘İşlere gelmeyin’ haberi geldikten sonra kadın muhabir ve gazeteci de evden dışarı çıkamadılar ve şimdi evlerindeler. Sadece bazı özel haber merkezlerinde kadınları görebiliyoruz.

Ayrıca birçok kadın, dışarı çıkmaktan korkuyor. Bunun nedenini bir örnekle anlatmak isterim: Mesela geçtiğimiz ayda, kadın hakları için dışarıda olan kadınların üçünü, Taliban Mezar-ı Şerif ilinde öldürdüler. Hatta üniversitelerdeki kadın akademisyenlere, ‘Okula gelemezsiniz’ denilmiş. Onların meslektaşı olan erkekler bile kadın akademisyenlere iletişim kurmaya korkuyorlar. Yani Afganistan’da tamamen korku havası var diyebiliriz.

 4 milyon kız öğrenci okula gitmekten alıkoyulmuş durumda!

Siz daha önce farklı mecralardan Taliban’ın söylediği gibi “olumlu bir değişim” söz konusu değil demiştiniz. Bu konuyu açabilir misiniz?

Tamamen öyle… Bu sürece bakarsak, hiçbir değişim olmadığı gibi bir yandan da sokakta kadınları görmemiz önemli bir gösterge. Hakları için canlarını hiçe sayıp dışarı çıkan kadınlar, tüm bu yaşanan karanlığı delmeye çalışıyorlar. Kadınların çoğu, bu süreçte öldürüldü.

Basına bakacak olursak, gazeteciler sürekli darp edilip kadınların eylem haberini yapmalarına müsaade edilmiyor. Maalesef, bunların yanı sıra 6 aydan fazladır 4 milyon kız öğrenci okula gitmekten alıkoyulmuş durumda.

Artık Afganistan’da, 6 yaş üstü kız çocuklarının okula gittiğini göremiyorsunuz. Sözde 6. sınıfa kadar kız çocukları okula gidebiliyor ancak bu da yine sözde kalan şeylerden biri.

Tüm bu baskılara rağmen biz kadınları zaman zaman hâlâ dışarı çıkıp toplam yaşananları protesto ettiklerini görüyoruz. Bu kadınlar, bir gruba, oluşum mı ait? Nasıl haberleşiyor birbirleriyle?

Bunlar, hiçbir oluşuma ait olan kadınlar değil. Çoğu önceden kamuda ve çeşitli yerlerde çalışan kadınlar. Birbirlerini sosyal medya, mahalle, iş yerinden tanıyorlar. Bu eylemler, elbet çok etki yarattı. Ancak bu da, Taliban’ın bu kadınları tespit etmesi bazılarının tutuklanması, işkenceye maruz kalmasına neden oldu. Kadınlara, eylemler tekrar edildiği müddetçe başına gelenlerden kendisini sorumlu olduğu gibi belgeler imzalatıldı.

Tehditlerin çok fazla var olduğu o süreçte bir yandan da, Taliban’ın casusları çeşitli hamleler yapıp kadınları birbirine bazı noktalarda güvensizleşmeye başladılar. Tüm bunlar, eylemlerin azalması ve seyrekleşmesine yol açsa da biz o topraklarda hâlâ direnen kadınların var olduğunu görüyoruz.

Basın ve özgürlük kelimeleri birbirinden oldukça uzak!

Sizce Afganistan’da, haberleşme ve basın özgürlüğü şimdi ne durumda?

Medya susturulmuş durumda. Maalesef, Afganistan’ın tüm geliştiği yıllarda, yüzlerce medya ve basın aracı kurulmuştu. Ama bu süreçte tüm medya ağları susturuldu. Kadın Haber Merkezi’nin, yani biz dışarıdan, seyrek olsa da devam ediyoruz ama diğer kadın haber merkezleri ya da kadın haberlerini kapsayan kuruluşlarının tamamen yok olduğunu görüyoruz. Özgür ifade, özgür basın diye bir şey yok artık. İlerde daha da kötüye gidecek, bu daha başlangıç.

Sansürün had safa olduğu bir dönemdeyiz. Gazetecilerin çoğu mimli ve aranıyor. Bazıları ülkeyi terk etti ancak bazıları hâlâ içerde ve dünyayla iletişimin kesilmesini engelliyorlar. Taliban geldiği ilk günden çok katı çerçeveler çizerek bu minvalde haber yapan gazeteciler çalışabilir dediler ama bu sınırları ihlal edenin başına gelecekler malum. Basın ve özgürlük kelimelerinin birbirinden oldukça uzak olduğu bir dönemdeyiz.

Taliban’ı meşrulaştıran her ülke, Afganistanlı için büyük bir ihanet içerisinde

Şimdi tartışılan meselelerden biri de Taliban’ın kendini tanımladığı yeni biçimiyle dünya ülkelerinin onları kabul edip etmemesi. Peki, eğer bu gerçekleşirse Afganistan’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Size bu konuda şunları söyleyebilirim, örneğin Mezar-ı Şerif’te sadece kadınların çok asgari düzeyde bir şeyler yaptığını görebiliyorsunuz ama diğer iller için (33 il) bunu diyemem. Çünkü oralarda, kadınların dışarı çıkması bile yasak. Burada şunu anlıyoruz, Taliban’ın kendi içinde bile belirli bir kanunu, sınırları ve çizgileri bile yok. Bir ilde daha yumuşak Taliban varken diğer illerde çok daha vahşi Taliban’la karşı karşıyayız. Daha yumuşak dediğim nokta ise sadece kız çocuklarının bir evde kadın öğretmen ile ders çalışabilmeleri… Yani yine okula gitmek, dışarı çıkmak, bir sosyal faaliyete katılmak yok. Taliban’ın en yumuşak hali bile, sadece evde iki satır ders çalışmaktan ibaret.

Geçtiğimiz aylarda bölge liderlerinin bir oturumu olmuştu, orada da bu mevzunun derinliğini görüldü. Toplantıda neredeyse kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine hiçbir şey konuşulmadı. Bu toplantıda 11 madde sunuldu ve kadınlar için sadece 2 kelimelik yer vardı. Taliban’ın şu anki durumunu meşrulaştıran her ülke, Afganistanlı halk için büyük bir ihanet içerisindedir bence.

Son sözünüzü alabilir miyiz?

Bizim ülkemiz, büyük bir karanlığın içine girdi ama çıkışı için elimizden geleni yapacağız. Yaşananları dünyaya aktaracağız. İnsani duyguları olan her bireyin bu haberlerin yayılması için elinden geleni yapması gerekiyor bence.

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız