Telekomünikasyon sektörünün dinamikleri, önümüzdeki dönemde büyük bir değişime uğrayacak. 2026’ye kadar dünya nüfusunun yüzde 60’ı, 5G’ye geçecek, 2029’un sonuna kadar 5G abone sayısı dünyada 5,3 milyarı bulacak. Tüm sektörlerde dengeler değişecek, endüstri ve imalat sektöründe köklü değişimler yaşanacak.
Fatma Ağaç / Ankara
Günlük hayatımızın önemli bir kısmına dokunması nedeniyle interneti artık çok farklı şekillerde ve çok farklı ihtiyaçlar için kullanıyoruz. Görüntülü görüşme ve mesajlaşma, internetten erişilebilir klima, buzdolabı ve ev aydınlatma sistemleri, günün yorgunluğunu attığımız oyunlar, elektronik spor (e-spor) müsabakaları ve yakın gelecekte ise uzaktan erişimli medikal robotlar ve otonom arabalar, kişiselleştirilmiş araç içi eğlence sistemleri, artırılmış sanal gerçeklik uygulamaları… Bu teknolojilerin tümünün eş zamanlı ve milyarlar düzeyinde cihazlarla etkileşimli olarak kullanılabilmesi ise geleneksel ağ mimarisi ile mümkün görünmüyor ve yeni bir ağ mimarisini zorunlu kılıyor.
Tüm bu sensörler, nesneler ve insanlar arasındaki iletişimi yönetecek mimari, 5’inci Nesil’in (5th generation-5G) olmazsa olmazı kabul edilen sanallaştırma ve ağ dilimleme yapısını gerektiriyor.
Kesintisiz yüksek veri hızı, daha yüksek veri kapasitesi, enerji ve maliyet avantajlarının yanı sıra ağ dilimleme yapısı ile 5G’nin otomotiv, enerji, sağlık, ulaşım, üretim, medya ve eğlence gibi sektörleri büyük ölçüde değiştirmesi bekleniyor. Stadyumlarda sağlayacağı faydalara da ayrıca değiniliyor. Yüksek boyutta veri kullanan ve yüksek hızda internet bağlantısına ihtiyaç duyulan bir e-spor müsabakası sırasında oyuncuların bağlantı sorunu yaşamamaları sağlanabiliyor.
Bugün dünyanın çok sayıda ülkesinde dijital dönüşümün ve endüstrinin (sanayi) dördüncü (4.0) evresinin başrolünde 5’inci Nesil teknolojisinin yer aldığını dile getiren uzmanlar, buharlı makinelerin keşfi ile endüstride yaşanan devrimin ardından asıl devrimin, mobil teknolojide başlatılan 5G ile beraber yaşandığının üzerinde duruyorlar.
5G’nin bir sonraki aşaması olan 6’ncı Nesil (6G) teknoloji ise, iletişim sektörü ve tüketiciler için olağanüstü fırsatlara sahip bir geleceğin habercisi olarak değerlendiriliyor. Dünyadaki telekom operatörleri 5G hizmetlerini agresif bir şekilde piyasaya sürerken, yeni nesil ağlar, endüstri 4.0’a ve dijital ekonomiye büyük katkı sağlıyor. 1’inci (1G), 2’nci (2G), 3’üncü (3G) ve 4’üncü (4G), 4.5’uncu (4.5G) nesil dönemlerinden geçerek, 5’inci (5G) ile 6’ncı (6G) nesil mobil cep telefonu teknolojilerine ulaşan telekomünikasyon sektörünün dinamikleri önümüzdeki dönemde büyük bir değişime uğramaya hazırlanıyor.
Uzmanlar, 2026 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 60’ının 5G’ye geçeceğini öngörüyor. 2029’un sonuna kadar da 5G abone sayısının dünya çapında 5,3 milyarı bulması bekleniyor. Yaşanan bu teknolojik dönüşümün, yeni bir inovasyon (yenilikçilik) dalgasının önünü açacağı düşünülüyor.
Yeni eğitim yöntemleri sağlamak, iş dünyasını yeniden tanımlamak, eğlence dünyasını yeniden şekillendirmek (Sanal ve gerçek dünyayı bir araya getiren duyuların interneti aracılığıyla eğlence yeniden şekillenecek) ve iklim kriziyle mücadele etmek yaşanacak dönüşümler arasında sayılıyor. Ayrıca, 5G’nin özel bir kodlama sistemiyle haberleşmedeki gürültüyü minimize ederek önemli bir sorunu ortadan kaldıracağına da değiniliyor.
5G, gelişmiş mimarisinin önümüzdeki yıllarda telekom ağlarını yönlendirmesi bekleniyor. İletişimin geleceğini yeniden tanımlayacak, yapay zekânın (Artificial Intelligence) ve makine öğreniminin (Machine Learning) ana akım haline gelmesini sağlayacak gelişmeler; standartlara ve patentlere katkıda bulunarak, 6G teknolojisini daha da önlere taşıması öngörülüyor.
“5G’nin Kurumsal Sektörlerde İşe Yaramasını Sağlamak, Gelişmiş 5G ve Ötesi, Ağ Dönüşümü, Sağlam Bir 5G Cihaz Ekosistemi Oluşturmak” gibi konular çeşitli etkinlik ve platformlarda tartışılırken, 6G’ye ilişkin çeşitli ulusal çözümler de patente dönüştürülüyor.
Yüksek kapasitede bilgi işlem ihtiyacı
Uzmanlar, insanların yaptığı emek ve iş gücü gerektiren işleri yapabilecek robot ve makinelerin olmasına karşın, karar verme ile ilgili süreçlerde insan odaklı yüksek kapasitede bilgi işlem ihtiyacının ortaya çıkacağının altını çiziyor.
5G teknolojisiyle birlikte fabrikaların içinde mevcut birçok kablolu iletişim sürecinden vazgeçileceğine işaret eden uzmanlar, iletişimde gecikmelerin minimuma inmesiyle 5G’nin uzaktan tıp uygulamalarının yapılmasına olanak sağlayacağı ve uzaktan sağlık hizmetleri için en büyük iletişim kanalı olacağına dikkat çekiyor.
Endüstriyel haberleşme alanında fabrikalar ve üretim hatları dijitalleşirken, 5G ve IoT (Internet of Things-Nesnelerin İnterneti) çözümlerinin gelecekteki rolü ve endüstriyel dönüşüme etkisi tartışılıyor. Tüm sektörlerde 5G ile dengelerin değişeceğine işaret edilirken Türkiye’de ve dünyada endüstri ve imalat sektöründe yaşanacak köklü değişimlerin 5G teknolojisiyle geleceği kaydediliyor.
Fabrikalarda, 5G ile birlikte 100 kat daha hızlı haberleşme sağlanabileceğini dile getiren uzmanlar, 5G teknolojisinin endüstriyel dönüşümdeki belirleyici rolünü de vurguluyorlar. Uzmanlar, bu teknolojinin fabrika içerisindeki nesnelerin bağımsızca hareket edebilmesini ve hareket esnasında çok daha hızlı haberleşebilmelerini mümkün kıldığını da anlatıyor.
5G, Nesnelerin İnterneti cihazlarının bir arada kullanılmasına destek vererek, aynı zamanda akıllı tedarik zincirlerinin sürekliliğini sağlıyor. 5G’nin hızı ve kısa gecikme süresi, yepyeni bir inovasyonun (yenilikçilik) kapılarını açma olanağı da veriyor. 5G kullanılan bir fabrikadaki bir üretici, verileri fabrika sınırları içinde analiz etmek için otomatik makineleri, endüstriyel robotları daha hızlı ve verimli bir şekilde devreye alabiliyor.
“Kaldıraç etkisi” yaratacak bir pazar olarak görülen 5G’nin, ulusal şirketlerin pazara girebilmesi için önlerinin açılması gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, 5G’nin yepyeni sektörlere imkân vereceğini ve yeni standartların ortaya çıkacağına da vurgu yapıyor. Uzmanlar, 5G’nin şu anda birçok ülkede kullanıldığını belirterek, önümüzdeki dönemde Türkiye’de de kullanılabileceğini ve yatırımların devam ettiğini, hastane ve fabrikalarda kullanılmaya başlanıp; daha sonra diğer alanlara yönlendirileceğini ifade ediyor.
5G teknolojisi, kritik uygulamalara iyileştirilmiş hizmet kalitesi sunarken kısa gecikme süresi, eşsiz bant genişliği ve ağ dilimlemesi gibi özellikleri bulunuyor. 5G, günümüzde gördüğümüz yaygınlaşmış akıllı mobil cihazların ve sensörlerin bağlantılarının iyileştirilmesini, böylece kurumların cihazlardan gelen veri akışını daha verimli bir şekilde kullanmasını sağlıyor.
Mobil kullanıcılar, donanım sınırlamalarından kurtulacak
Önceden rakip olan GSM (Global System for Mobile Communications-Cep Telefonu) ve uydu sektörleri, artık birbirini tamamlayıcı nitelikte hizmet veriyor. Karasal sayısal uydu yayıncılığının 5G mobil teknolojisinde kullanılabilecek duruma gelindiğine işaret ediliyor.
5G teknolojisi için “ağların ağı” nitelendirmesinde bulunan uzmanlar, 5G’nin uydu ve karasal teknolojileri birleştirdiğine değiniyor. Pürüzsüz bir kullanıcı deneyimi için de 5G’nin hava, deniz ve karayı kapsaması gerektiğine vurgu yapılıyor.
Robotik ve nanoteknoloji ile ilaç sektörünün geliştirilmesinde 6’ncı Nesil Mobil Teknolojiler (6G), önemli rol oynayacak. 5G ve 6G için kablosuz iletişim geliştirme ve çok çeşitli teknolojik projeler uygulamaya konulacak.
Akıllı geleceği şekillendirecek 6G, çok sayıda ileri teknolojinin ortaya çıkmasıyla birlikte mobil kullanıcıları donanım sınırlamalarından kurtaracak. İletişim sistemleri daha yüksek verim, daha düşük gecikme süresi, daha yüksek güvenilirlik ve daha fazla sayıda bağlantı gibi talepleri karşılamak üzere gelişiyor. Yapay zekâ, iletişim teknolojisinin ilerlemesini destekleme, sinyal iletimini geliştirme ve ağ bağlantısını optimize etme gibi konularda zorluklara dikkat çekici çözümler sunma potansiyeliyle 6G için temel teknolojilerden biri olarak öne çıkıyor.
Algılama ve iletişim teknolojilerinin 6G’ye entegrasyonu ile; endüstriyel otomasyon (Nesnelerin İnterneti-Internet of Things-IoT), akıllı sağlık hizmetleri, akıllı ulaşım, enerji kullanımı, depolama ve lojistik gibi birçok konuda önemli gelişmeler yaşanması; 4’üncü (4G) nesil ağ teknolojileri gecikme sürelerini ciddi oranda düşürmüş olsa da 5G teknolojisiyle de gecikmelerin minimum düzeye inmesi bekleniyor.
Çok daha üstün, çok daha hızlı
4.5G teknolojisinin 2030’a kadar devrede kalacağını vurgulayan uzmanlar, 5G ve 6G için iletişim altyapısının güçlendirilmesi ve güvenli olması gerektiğinin üzerinde duruyor. 5G’den çok daha üstün, çok daha hızlı bir trafik, yüksek bir kapasite ve yüksek çözünürlükte hizmet verecek olan 6G için çalışmaların devam ettiğini dile getiren uzmanlar, 6G’ye giderken yerel şirketlerin ve tedarikçilerin büyütülebileceğini dile getiriyor.