Kanlı: “Yerel basının kan damarı, kamu ilanları ve reklamlardır”
“Yerel basında kriz ve finansman” başlıklı toplantının moderatörlünü M4D Kıdemli Politika Uzmanı Kenan Şener yürütürken, açılış konuşmasını M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı yaptı. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Doç.Dr. Tolga Çevikel’in “Dijital Çağda Gazeteciliğin Krizi ve Finansman” konulu sunumu gerçekleştirdiği toplantıda, Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Sefa Özdemir, yerel basının sorunlarına karşı yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin Avrupa Birliği desteğiyle yürüttüğü Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında yurt çapında düzenlenen durum değerlendirme toplantıları, İç Anadolu illeriyle devam etti. “Yerel basında kriz ve finansman” konulu online toplantıda, yerel basının ağırlaşan kâğıt krizi ve azalan ilan gelirleri karşısında nasıl ayakta kalacağı tartışıldı.
Moderatörlüğünü M4D Projesi Kıdemli Politika Uzmanı Kenan Şener’in üstlendiği toplantıda, açılış konuşmasını Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı yaptı. Kanlı’nın ardından yeni medya alanında uzman Doç. Dr. Tolga Çevikel “Dijital Çağda Gazeteciliğin Krizi ve Finansmanı” başlıklı sunumu gerçekleştirdi. Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Sefa Özdemir ise yerel basının sorunlarına karşı yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı, toplantıda İç Anadolu bölgesine değinilse de, aslında yerel basının genel sorunlarının konuşulacağını belirterek, yerel basının ana getirisinin ve kan damarının kamu ilanları ile reklamlar olduğunu vurguladı. Gazeteciliğin her alanında maliyet artışı olduğuna, buna karşın reklam gelirlerinin on aydır sabit tutulmasına dikkat çeken Kanlı, bu durumun gazetelerin kapanmasına ya da birleşmesine neden olduğunu belirtti. Beklenen İnternet Yasası yürürlüğe girdiğinde, internet medyasının da kamu reklamlarından faydalanmaya başlayacağına vurgu yapan Kanlı, bu nedenle medyada dijitalleşmenin önemli olduğuna dikkat çekti. Kanlı, “Balkanlar’da önemli gazeteler kapanmış, ağırlıklı olarak dijital yayına geçilmiş. Gazetelerin yaşaması için ilanları kaydırmak, dijital aboneliğe geçmek ya da yeni kaynaklar bulmak lazım. Tolga Çevikel bize bunları anlatacak. Kitabında da bunlara değiniyor. Bugün aslında Başkan Nazmi Bilgin aramızda olacaktı ama son anda bir programı çıktığı için gelemedi. Hepinize sevgilerini iletti” dedi.
Doç. Dr. Tolga Çevikel, “Asıl kriz reklam geliri”
Doç. Dr. Tolga Çevikel, bugün gazetecilerin içinde bulunduğu krizin uzun süredir tüm dünyada yaşandığını belirterek, 1800’lü yılların ortalarından beri sürekli yüksek hızlarla büyüyen ve yeni imkânlar getiren sektörün, 2000’lerin ortalarından beri iyiye gitmediğini ve 2005 yılında görünür olmaya başlayan sorunların 2008 yılından itibaren her yıl küçüldüğünü ifade etti. Bu küçülmenin devam edeceğini kaydeden Çevikel, gazetelerin gelir kaynaklarından ilki olan haber satmanın 1600’lü yıllardan beri devam ettiğini, ikinci gelir kaynağı olan reklam gelirlerinin ise 1850’lerden beri devam ettiğini söyledi. Tüm dünyada gazete tirajlarının düştüğünü vurgulayan Çevikel, sadece Hindistan ve Çin’de bu durumun aksine tirajların arttığını belirtti.
Çevikel, gazetelerin tirajlarının düşmesine rağmen, gazete fiyatlarını artırarak tirajdaki düşüşleri azalttıklarını dile getirerek, ABD’de son beş yılda gazete tirajları yüzde 30 azalsa da, kazançlarının yüzde üç arttığını kaydetti. Asıl problemin reklam gelirlerinde olduğuna işaret eden Çevikel, 20. yüzyıl boyunca gazetelerin toplam gelirlerinin yüzde 80’inin reklamların oluşturduğunu ancak tiraj kaybıyla beraber, gazetelerin cazip reklam mecrası olma niteliğini kaybederek, reklam gelirlerinin eridiğini söyledi. Çevikel, “Gazeteler basılı reklam gelirini azaltıyor ama dijitalden de para kazanabiliyor ve dijital reklam yükselişte. ABD ve Avrupa’da ikinci büyük reklam mecrasını oluşturuyor. Gazeteler elbette dijitalden gelir elde edebiliyor ama bu oran, basılı gelirden kaybettiğini telafi edemiyor ve bundan sonra da edemeyecek” dedi.
Çevikel, “Asıl kriz reklam geliri” diyerek, şu anda gazetelerin toplam gelirinin yalnızca yüzde 40’ının reklam olduğunu belirtti. Çevikel, dijital gazetelerin de yeteri kadar reklam mecrası olarak fayda sağlayamadıklarını ifade etti. Dijital reklam ortalamasına bakıldığında gazetelerin çok küçük bir pay elde ettiğine vurgu yapan Çevikel şöyle konuştu:
“Dijital gazeteler ancak yüzde dört oranında reklamdan pay alabiliyor ve bu oran giderek küçülüyor. Dijital reklam, gazeteler dışındaki dijital platformlara gidiyor. Özellikle büyük arama motorları ve sosyal medyaya… Google ve Facebook reklam gelirlerinin yüzde 70’ini elinde tutuyor. Gazeteler reklam elde edebilmek için birbirleriyle değil, bu mecralarla rekabet etmeye çalışıyor ama kaybetmeye mahkumlar. Bunun temel nedeni ise bu mecraların milyonlarca kullanıcısı var ve veri toplayıp işledikleri için her kullanıcıyı tanıyor ve nokta atışlı reklam becerisine sahip olabiliyorlar. Reklam verenlerin de bunları tercih etmesi söz konusu…”
Çevikel, “Daha fazla okur elde edebilmek için de kaliteli gazetecilik yapmak gerekiyor”
Çevikel, bundan sonra yapılması gerekenin, gazetelerin gözünü reklam gelirine çevrimesi olduğunu belirterek, devamla şöyle konuştu:
“Reklam gelirinden ziyade okur gelirlerini nasıl artıracklarına kafa yormalılar. Dijital okur gelirini artırmanın iki yolu var, birincisi ödeme duvarı denilen “Pay wall”, içerik ve okuyucu arasına ödeme ile aşılabilecek duvarlar yerleştirerek haberini satıyor. Bu sistemdeki iki yöntemden biri sert ödeme duvarı denilen, tüm haberlerin ücret karşılığı okunabilmesi; diğeri de yumuşak duvar denilen, okura belli sayıda haber ya da makaleyi ücretsiz, belli sayıdan sonrakileri de ücretli abonelikle sunmak. Ödeme duvarı yöntemini The New York Times 2011 yılından beri çok güzel oturtdu ve yaygınlaştı ama Türkiye’de fazla örneği yok. ABD ve Avrupa’da standart hâline geldi, iyi gazetelerin tamamı ödeme duvarını kullanıyor ve okurdan ciddi karşılık buluyor.
İkinci gelir yöntemi de okur bağışı… Gazeteler içeriklerini ücretsiz sunuyor ama ‘Lütfen bize abone olun, aylık, üç aylık ya da tek sefer bağışta bulunun’ diyor. Bu yöntemi de Guardian gazetesi 2015 yılından beri kullanıyor ve 1 milyondan fazla destekçisi var. Gazeteler gelir kaynağı olarak miadını doldurdu diyemeyiz, reklamdan da kazanacak ama iyi gazeteciliği tek başına ya da reklamlarla finanse etme devri kapandı. Bunun üstesinden reklamla kalkmak mümkün değil, mutlaka gelir kaynaklarını çeşitlendirmek gerekiyor. Reklamlardan vazgeçmeyi değil ama okurdan nasıl gelir elde ederizi düşünmek gerekiyor. Daha fazla okur elde edebilmek için de kaliteli gazetecilik yapmak gerekiyor, insanlar buna karşılık ödeme yapıyorlar.”
Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Sefa Özdemir, yerel basında sorunların büyüdüğünü vurgulayarak, hükümet kanadının bu seneki ilan ve reklam zammını açıklamadığını, yerel basının ise resmi ilanlar dışında ayakta durmasının söz konusu olmadığını belirtti. Özdemir, “Sosyal medya düzenlemesi bir türlü çıkmıyor, hemen gündeme getirilecek denilmesine rağmen, toplumun farklı kesimlerinden görüş alınmasının sürdüğü söyleniyor. Anadolu basınında, İletişim Başkanlığı kurulduğundan beri siyasi muhatabımız kalmadı, önceden milletvekilleri aracılığıyla bakanlara ulaşıyorduk ama şu an İletişim Başkanlığı’na kimse aracılığıyla ulaşmak mümkün değil. Dijital düzenlemenin de yakında çıkacağını öngörmüyorum, çıkarsa da sorunları çözecek mi bilmiyorum” dedi.