Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği’nin desteğiyle yürütülen Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında, “Gazeteciler Cemiyeti’nin M4D Projesi’nde Telif Desteği Nedir?” başlıklı online söyleşi yapıldı. Moderatörlüğünü gazeteci Duygu Güvenç’in yaptığı etkinlikte, M4D Projesi Editörü Göksel Bozkurt ile M4D Projesi Araştırmacısı Deniz Savaş, projenin telif desteği hakkında bilgi verdi. Söyleşinin konukları ise M4D Projesi telif desteği kapsamında haber hazırlayan gazeteciler Dilek Atlı, Sercan Engerek ve Bilal Seçkin oldu. Söyleşiye Batman’dan katılan Bilal Seçkin, internet arızası nedeniyle konuşmacı olamadı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan M4D Proje Koordinatörü Yusuf Kanlı, telif desteğinin özellikle işsiz kalan gazetecilere yönelik olduğunu ve bu söyleşinin de gelecekte yapılacak bu tür destek ve teşvik çalışmalarında önem taşıdığını vurguladı. Kanlı, “Hepimiz dönem dönem işsiz kaldık, işsiz kalmanın ne anlama geldiğini çok iyi biliriz. Bununla beraber, bu projeyi işsiz gazeteci arkadaşlarımızın kendilerini hâlâ işe yarar hissetmeleri ve değerli olduklarını görmeleri için düzenledik. Yakında eğitim portalımızı da açacağız. Telif verilecek haberlerde ‘siyaset yasak’ derken de, bahsettiğimiz propagandadır. Yoksa ayağımızı taşa vursak o da siyasettir, kaldırımın yüksekliği ya da alçaklığı da…. Hayatın kendisi siyasettir yani ama parti propagandası yapmak yasak, bu da işin değerini düşürmemek için” dedi.
Üç yıl daha uzatılan M4D projesiyle birlikte, sadece yazılı basın için değil, video, podcast ve fotoğraf gibi alanlarda da destek vereceklerini belirten Kanlı, “Bu sayede foto muhabiri arkadaşlarımız da yararlanabilecek” diye konuştu.
Bozkurt, “Haberlerde özgünlük ve başka bir mecrada yayınlanmamış olma şartı arıyoruz”
Söyleşinin ilk konuşmacısı olan M4D Projesi Editörü Göksel Bozkurt, sektörün içinde bulunduğu sorunlu bölgelerin işsizlik ve basın özgürlüğü olduğunu vurguladı. Pek çok gazetecinin özgürce haber üretemediğini kaydeden Bozkurt, serbest gazetecilere sundukları “mütevazı” desteğin bu konuları amaçladığını ifade etti. “Çölleşen bir medya ortamından geçiyoruz” diyen Bozkurt, söz konusu telif programını bir “vaha” olduğuna değinerek, 24 Saat gazetesinde yayınlanan telifli haberler için aradıkları koşulları belirtti.
Bozkurt, “Başvuru kriterlerinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma şartı gözetilmiyor, ikamet edilmesi yeterli. Gazetecilik mesleğini icra eden, serbest çalışan arkadaşlarımız faydalanabilirler. Arkadaşlarımızdan bir medya, STK, sendika gibi kurumlara üye olmalarını bekliyoruz, örgütlülüğe teşvik amaçlı. Her ay katılıma açık olan başvurularda, meslektaşlarımız haber araştırmasıyla başvuruyor ve burada özgünlük, başka bir mecrada yayınlanmamış olma şartı arıyoruz. Haber başına 75 Avro, araştırma ve dizi yazılarına ise 120 Avro’nun Türk Lirası karşılığını veriyoruz. 35 yaş altı genç işsizlere öncelik veriyoruz. İki yıl önce projeye başladığımızda, 315 kadar haber hedefledik ama yıl sonunda 600’ü aşmış olacağız ki bu da sevindirici” dedi.
Bozkurt, haberlerde gazeteciliğe ve örgütlenmeye dair haberlere öncelik verdiklerini, sosyal konular, insan, hayvan, çevre konuları, külüt, sanat ve dezavantajlı gruplara ilişkin haberler yoluyla farkındalık yaratan haberlere açık olduklarını kaydetti. Rutin ve siyasi içerikli haberlere kapalı olduklarını belirten Bozkurt, söz konusu haberlerin bağımsız bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu da sözlerine ekledi. Bozkurt ayrıca, öğrencilere telif vermediklerini ancak öğrenci olduğu halde bir medya kuruluşunda çalıştıktan sonra işsiz kalan öğrencilere de kapılarının açık olduğunu söyledi.
37 bin Avro telif ücreti ödendi
Telif desteği konusunda bilgi veren M4D Projesi Araştırmacısı Deniz Savaş, şimdiye kadar Anadolu’nun çeşitli yerlerinden 85 gazeteciye destek sağladıklarını ve web sitesi destekleri de yaptıklarını belirterek, 16 genç gazeteciye de ekipman sağladıklarını ifade etti. Bugüne kadar 827 telifli haber başvurusu alarak, bunlardan 434 tanesini yayınladıklarını kaydeden Savaş, toplam 37 bin Avro telif ödediklerini vurgulayarak, projenin üç yıl daha uzatılmasıyla birlikte ek kontenjan sayesinde 90 haberi daha dâhil edeceklerini söyledi.
Haberlerde insan haklarının öne çıktığını ve kadın ve erkek katılımcı arasında niceliksel bir denge kurmaktan dolayı memnun olduklarını dile getiren Savaş, Ankara ve İstanbul’dan başvuruların daha fazla olduğunu belirtti. “Medya ve iletişim sektörüne ilişkin haberler önceliğimiz” diyen Savaş, “Rutin ve özgün olmayan haberleri tercih etmiyoruz. Başka yerde yayınlanmamalı. Üç aşamalı bir süreç takip ediyoruz, ön başvuru formundan sonra somut haber önerisi istiyoruz. Daha sonra bu haberleri Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organı olan 24 Saat gazetesinde ve web sitesinde yayınlayarak, sosyal medya üzerinden de yaygınlaştırıyoruz” dedi.
Atlı, “Hem sorularınıza çok hızlı yanıt alıyorsunuz hem de haberiniz havada kalmıyor”
Telif desteği alan gazetecilerden Dilek Atlı, bu projeyi Ankara’dayken duyduğunu ve 2019 yılında işsiz kalmasıyla birlikte başvuruda bulunduğunu kaydetti. Atlı, kendisine çok hızlı geri dönüş yapılmasından dolayı sevindiğini ve Türkiye’de işsiz kalan gazetecilerin panik yaşadığını söyledi. Şu ana kadar 12 haberinin yayınlandığını ifade eden Atlı, serbest çalışan bir gazeteci olarak haber kaynaklarına 24 Saat gazetesinden bahsettiğinde, bir “güven” meydana geldiğini, bunun sebebinin ise gazetenin Ankara’da olmasından ve bir projeye dahil olmasından kaynaklandığını dile getirdi. Atlı, “Hem sorularınıza çok hızlı yanıt alıyorsunuz hem de haberiniz havada kalmıyor” dedi.
Sercan Engerek ise ilgili telifin muhabirliğini sürdürebilmesine katkı sağladığını belirterek, bu vesileyle gazetecilerin yeni bir platform bulduklarına dikkat çekti. 212 No’lu Basın İş Kanunu’na tabi olmayan gazetecilere telif verilmesinin önemli olduğuna işaret eden Engerek, “Biz serbest çalışan gazeteciler bir yandan da hayatımızı idame ettirmek zorunayız. Çoğumuz başka kurumlarda da çalıştı ve halkın haber alma hakkı açısından da M4D projesi olanak tanıyor” dedi.
Gazetecileri de “prekarya” kavramı içine dâhil eden Engerek, şöyle konuştu:
“Bu kavram sadece gazetecilere özgü değil, birçok meslek alanı için geçerli, aslında bir güvencesizleşme durumu söz konusu. Kadrolu olduğunuzda da geleceğe güvenle bakamıyorsunuz. Fakat bir yan da umut var, hepten umutsuz değiliz; ülkede mücadelenin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz, bugün kişisel sandığımız bir çok problem aslında toplumun geniş kesimlerini kapsıyor. Bu noktada gazetecilik diğer insanlarla ortaklaşmak ve bir nevi iletişim kurarak, onların sorunlarını aktarabilmek aslında. Yaygın medya ve kurumsallığının büyük oranda azaldığı bu süreçte dijital medya alternatif hâline geldi. Biz de mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Benim 8 kadar telifli haberim yayınlandı ve bir de podcastım vardı. En son iklim krizini konu aldım, İzmir depremi konusunda da dizi haber yaptım, ki yaşadığım kentin sorununu Ankara’de gündeme getirmekten çok mutluyum.”