Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği finansmanıyla yürütülen Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında, “Yerel Basın Sıkıntıda: Dört Bölgeden Türkiye’de Yerel Basının Sorunları” başlıklı online söyleşi düzenlendi. Moderatörlüğünü Gazeteci Zeynep Gürcanlı’nın üstlendiği söyleşide, Türkiye’nin dört ilinden yerel basın temsilcisi cemiyet başkanları, kendi bölgelerinde yaşadıkları maddi zorlukları ve çözüm önerilerini değerlendirdi.
Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği finansmanıyla yürütülen Demokrasi için Medya/Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında, “Yerel Basın Sıkıntıda: Dört Bölgeden Türkiye’de Yerel Basının Sorunları” başlıklı online söyleşi gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Gazeteci Zeynep Gürcanlı’nın üstlendiği söyleşinin konuşmacıları, Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Cem Kaytan, Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Köprülü,Urfa Yerel Gazeteciler Birliği Başkanı Mehmet Canbek ve Isparta Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Selçuk Öcal oldu.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı, yerel basının sıkıntılarının çeşitli açılardan paylaşılacağı toplantının önemine işaret ederek, “Türkiye’deki her ilin kendine özgü durumları var ama değişmeyen sıkıntımız medya ve medyanın sorunları… Bu akşamki toplantıyla birlikte, hepimizin dağarcığına güzel bilgiler katarak sorunlarımızın neler olduğu konusunda bilgileneceğimize inanıyorum” dedi.
Bilgin, “Bir an önce BİK toplanmalı”
Söyleşide konuşan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, öncelikli sorunlardan birinin yerel gazetelerin resmi ilan fiyatlarının hâlâ belirlenmemesi olduğuna dikkat çekti. Bilgin, “Bir yıldır Basın İlan Kurumu (BİK) toplanamıyor ve gerekçe olarak da cumhurbaşkanının hükümet temsilcisi 12 kişiyi atamaması sunuluyor. Bu yasal değil, yasa üç ayda bir toplanılması gerektiğini söylüyor, diğer 24 kişi çoğunluk sağlayabilir ve resmi ilan fiyatları belirlenip sunulabilir. Bu yapılmadığı için, özellikle doların da yükselmesi ve asgari ücretin artırılmasıyla beraber yerel basın bir noktadan sonra kapanmayla karşı kaşıya bırakıldı. Bir an önce BİK toplanmalı” dedi.
Bilgin, devamla şöyle konuştu:
“Yerel basın bu ülkenin çiçekleridir, ayrı ayrı topraklarda yetişen her renk çiçeğin solmaması için çaba göstermeliyiz. Çoğulculuğun en önemli platformu olan yerel basın, farklı ideolojilerdeki insanların çıkardığı gazeteler, o ildeki yerel yönetimleri uyaran sistemdir. O yüzden yerel basının olmadığı yerde, gerçek doğruları ulaşmak çok zordur. Özellikle Güneydoğu’daki gazetelerin ve gazetecilerin yaşadığı sıkıntıları biliyorum ve yürekten katılıyorum. Bunları çözmek için basındaki örgütsel parçalanmayı çözerek, sesimizin daha yüksek çıkmasını sağlamalıyız. Hiç bir komplekse kapılmadan, sığ tartışmaları bırakıp el ele olursak sesimiz daha yüksek çıkar. Şu anda hem basın özgürlüğü hem de yerel medyanın yaşaması için bu birlikteliği güçlendirmeliyiz, benim kutsal idealim bu…”
Cem Kaytan, “Yerel basında bıçak kemiğe dayandı”
Muğla Büyükşehir Gazeteciler Derneği Başkanı Cem Kaytan, Muğla’da 26 resmi ilan alan gazete ve 12 reklam alan gazete ile ilçelerde de 13 gazete ve ulusal gazete temsilcileri bulunduğunu söyledi. “Yerel basında bıçak kemiğe dayandı” diyen Kaytan, ekonomideki son gelişmelerin, özellikle de asgari ücretteki artışın gazeteciler için memnuniyet verici olduğunu ancak benzer iyileştirmenin gazete işletmecileri için sağlanmadığı takdirde, anlamını yitireceğini belirtti. “Aksi hâlde çalışacak gazete bulamayacaklar” diyen Kaytan, özellikle kâğıt, kalıp ve mürekkebin döviz olarak alındıkları için maliyetlerinin artığını ve ilan gelirleri artmadığı takdirde yüzlerde medya kuruluşunun kapanması ve binlerce kişinin işsiz kalmasıyla karşı karşıya kalınacağını belirtti.
Kaytan, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nda her siyasi parti görüşünden kişi olduğunu ve yerel basına çözüm için siyasi partilerden randevu talep ettiklerini ve ilk olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine olumlu geri dönüş sağladığını söyledi. Kaytan, “Ne yazık ki, illerdeki cemiyet ve dernek sayıları çok fazla, tek ses olamıyoruz, herkes kendine göre bölünmüş, birleşemiyoruz” diye konuştu.
Kaytan, çözüm önerisi olarak şunları sıraladı:
“Hükümetin yerel basına destek vermesi lazım, belediye ve kamu kurumları tarafından ilan ve reklam vermeleri konusunda desteklenmesi gerekiyor. Sadece ulusal kanal ve gazetelerde çıkan kamu reklamları ve spotları ile yerel yönetimlerin ve STK’ların tutanakları yerel basında yayınlanmalı. Biz Muğla’da buna başladık, cemiyet başkanları da kendi illerindeki belediyelerle görüşüp böyle çalışma yapabilirler. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılan tasarruf tedbileri kapsamında, kamu kurumlarının yerel basına abone olmaması kaldırılmalı, borçlar yeniden yapılandırılmalı ve faizler sıfırlanmalı. STK ve meslek örgütlkerinin genel kurul ilanları ve çağrı ilanları yayınlanırsa, yerel basın nefes alır.”
Sezai Köprülü, “Bir gecede Bakan değiştirilebiliyor ama bir yılı aşkın süredir 12 isim atanamıyor”
Gümüşhane Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Köprülü, geçtiğimiz Aralık ayında BİK’in düzenlediği yerel basın çalıştayında konfederasyonun görevlendirmesiyle yerel basının sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koyan bir raporu İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile BİK Genel Müdürü Rıdvan Duran’a teslim ettiklerini belirtti. “Maalesef ışık göremiyorum” diyen Köprülü, bir yılı aşkın süredir hükümet kanadından 12 kişilik BİK heyetinin atanamamasının “Ortada bir işleyiş sorunu olduğunu gösterdiğini” vurguladı.
“Keyfi bir uygulama” diyen Köprülü, “Bir gecede bakan değiştirilebiliyor ama bir yılı aşkın süredir 12 isim atanamıyor, bizi bekleyen asıl tehlike gazetelerin kapanması değil, kapanmayanların basın özgürlüğünü ekonomi marifetiyle kaybetmesi” dedi. Gelirlerin giderleri karşılamadığını kaydeden Köprülü, bu durumda siyasi kurumlara bağlılığın mecburiuyet hâline geldiğini ve bunun da kapanmaktan daha tehlikeli olduğunu, ortada özgürlüğü kaybetme sorunu olduğunu ifade etti.
“Aynı gemideyiz, gemi su alıyor, batarsak hepimiz batacağız” diyen Köprülü şöyle konuştu:
“Pandemi de bahane edilerek, doğrudan teminler inanılmaz bir noktaya vardı. Biz BİK’in paydaşı değil miyiz? Maaşlarını biz ödüyoruz ama bize hazır mıyız diye sormadılar. Usulen sorsaydınız, Trabzon toplantısında konuştuk bu konuyu… Ardahan’ın nüfusu 22 bin, Trabzon’un bir milyon. Bunları ikisi aynı olur mu? ‘Bir buçuk milyon nüfusla sen aynı şartlardasın’ demek ne kadar doğru? Gazete maliyeti 1.25 lira, satışı 1 lira… Ben üzerine para veriyorum, abone sistemini kaldırmışsın. Pandemide insanlara destek verdin, basına gelince köstek. Bu kadar tasarruf tedbiri arasında, insanların haber alma özgürlüğünün yaşadığı yerde 1 liralık gazete tasarrufu mu sizi kurtaracak? Bizim teminatımız BİK. Bizim için öncelik de bir gazetecilik yasasının çıkması ve gazetecilik tanımının ortaya konması. Gazete sahibi olmanın da bir kriteri olmalı ve BİK’in yetki kapsamı genişletilmeli, denetçilik yetkisi verilmeli.”
Mehmet Canbek, “İletişim Başkanlığı ve BİK, fason internet sitelerinin önüne geçemedi”
Şanlı Urfa Yerel Gazeteciler Birliği Başkanı Mehmet Canbek, Urfa’da yedi günlük gazete olduğunu, daha önceki 26 gazetenin BİK’in birleştirme yoluna gitmesiyle bu sayıya indiğini söyledi. İlçelerdeki yerel basının daha da zor durumda olduğuna dikkat çeken Canbek, Cumhurbaşkanı kararnamesi ile kamu kurumlarının tasarrufa gittiğini ve yerel basın bundan muaf tutulmadığı için, söz konusu kurumların bu kararnameyin öne sürerek abone olmadıklarını vurguladı.
Doğrudan temin konusundaki usulsüzlükler nedeniyle Vali ile görüştüklerini ve dört kez Valilik tarafından tüm kurumlara resmi yazı gönderilmesine rağmen, bir çok kurumun sırtını siyasi bir parti veya milletvekiline dayararak, yazıyı kaale almadıklarını belirten Canbek, “Bunun önüne geçersek, Türkiye’de doğrudan temin rayına oturursa hem devlet kâra geçer hem de gazeteler nefes alır” dedi.
BİK’in tüm illerde bayide satış zorunluluğu getirdiğini ve günde 500 adet gazete satmak zorunda bırakıldıklarını anlatan Canbek, Türkiye’de en çok satan gazetenin bile bayide 250 adet sattığını ve bu nedenle kendilerinin hileye başvurarak, Yay-Sat veya dağıtım şirketleriyle göndererek, kendi paralarıyla bir daha bayiden satın aldıklarını ve söz konusu durumu BİK Genel Müdürü Rıdvan Duran ile paylaştığını söyledi.
Canbek şunları ifade etti:
“İletişim Başkanlığı ve BİK, fason internet sitelerinin önüne geçemedi. Yazılı basının ivmesini düşürdü bu siteler ve Urfa’da şu an 400’ün üzerinde internet sitesi var, bazıları çok saldırgan bir dil kullanıyor ve belediyeden de para alıyor. Çağ iletişim çağı, teknoloji çağı ama bunlar olurken yasal bir zemini olmalı. Bir de bizim acilen SEKA gibi bir kâğıt fabrikasına ihtiyacımız var, böylece ithalata bağımlı hâlden çıkarız.”
Selçuk Öcal, “İnternet medyasıyla ilgili bir yasa çıkması gerekiyor”
Isparta Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Selçuk Öcal, yerel medyayı, her siyasi partinin kendi yanında görmek istediğini, aksi takdirde düşman olarak etiketlediğini belirterek, mesleğin yereldeki zorluklarından birine dikkat çekti. Siyasetçilerin, yerel medyanın sorunlarına duyarsız olduklarını kaydeden Öcal, tasarruf tedbilerinden etkilendiklerini ve BİK’in Ağustos ayında kendilerine geçiş süreci verdiğini söyledi. Isparta merkezde 13, merkezde beş gazete olduğunu ifade eden Öcal, “Giderimiz arttı, gelirimiz azaldı, bir araya gelip sesimizi duyurmamız, harekete geçmemiz lazım” dedi. Denetimsiz internet siteleriyle mücadele etme şanslarının olmadığının altını çizen Öcal, internet medyasıyla ilgili bir yasa çıkması gerektiğini ve devletin yasal düzenlemeye gitmesi gerektiğini söyledi.
Yusuf Kanlı, “Temel sorunumuz aslında medya yasasının olmaması”
M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı, sorunu çıkaranla çözüm için gidilenin aynı kaynak olduğunu belirterek, “Temel sorunumuz aslında BİK’in genel kurul yapıp yapmamasından ziyade, medya yasasının olmaması, gazetecinin ne olduğunun tanımlanmamasıdır” dedi.
Kanlı devamla şöyle konuştu:
“Gazeteciler Cemiyeti’nin de dâhil olduğu bir kaç sendika ve derneğin girişimiyle, basın kartları yönetmeliğini iptal ettirmeyi başardık. Şimdi yeni genelge hazırlığı içindeler, medya yasası da yapmaya çalışıyorlar, ki interneti de onun içine katacaklar. Dolayısıyla yapılması gereken, uyanmamız. Birleşmemiz lazım, yeni ve bağımsız bir yapılanma lazım.”