Gazeteciler Cemiyeti tarafından Avrupa Birliği desteğiyle yürütülen Demokrasi için Medya / Medya için Demokrasi (M4D) Projesi kapsamında, “Parlamento muhabiri gözüyle 101. kuruluş yıl dönümünde TBMM” başlıklı online söyleşi düzenlendi. Yurdagül Şimşek ve Saliha Çolak’ın konuşmacı olduğu oturumda, moderatörlüğü gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu üstlendi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı, TBMM’nin çok özel bir meclis olduğuna dikkat çekerek, “TBMM devleti kuran bir meclis, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı veren ve yöneten bir meclis. Temsiliyetin halkta olduğunu, egemenliğin ulusta olduğunu vurgulayan, kadın erkek üyeleriyle ülkeyi yıkılımış impartorluğun üzerine inşa eden egemen bir meclis… Bir çok ülkede parlamento, devletin oluşumundan veya sistem değişikliğinden sonra meydana geliyor ama TBMM büyük acıların, travmaların, bizatihi yöneticisi ve kurucu öznesi. 101. yıldönümünde en büyük başarısı olan Meclis’in, kadının temsiliyetini vurgulayıp, kadına verdiği hakları anmak adına bugün üç kadın gazeteciyle birlikteyiz. M4D projesinde böyle güzel bir etkinliğe ev sahipliği yapmak, benim için gurur meselesidir” dedi.
Söyleşide ilk söz alan gazeteci Yurdagül Şimşek, parlamento muhabirliğine 1991 yılındaki seçimlerle birlikte başladığını ve parlemento muhabirliği için gazetecinin belli bir tecrübe ve mesleki deneyimden geçmesi gerektiğini belirtti. Parlamenter sistemin aksaklıklarının öteden beri tartışıldığını ve bu minvalde değişiklikler yapıldığını vurgulayan Şimşek, “Benim gördüğüm parlamenter sistem, daima iktidara çalışan bir sistemdir, iktidar kimdeyse meclisin çalışmasını da o yönlendirir” dedi. Koalisyon dönemlerinin meclis açısından daha uzlaşmacı dönemlerler olduğunu ve daha sağlıklı kararların çıkmasına vesile olduğunu dile getiren Şimşek, iktidarların meclis işleyişi konusunda hızı istemlerine rağmen, sağlıklı işleyişinin daha elzem olduğunu hatırlattı.
Şimşek, “Bürokratlar dâhil yeni sistem el yordamıyla öğreniliyor”
Başkanlık sistemine geçişin uzun süredir tartışıldığını, ancak MHP lideri Devlet Bahçeli’nin destek vereceğini söylemesiyle gündeme geldiğini kaydeden Şimşek, şunları dile getirdi:
“Söylem düzeyinde çok tartışıldı ama hükümetin nasıl işleyeceğine ilişkin detaylı çalışma yapıldığını düşünmüyorum. Dünyada uygulamaları olan bir sistem değil, Türkiye’ye özgün de değil. Başkanlık sisteminin temel amacı yasama, yargı ve yürütmeyi ayırmak ve hız kazanmak ama meclisteki milletvekili sayısı artmasına rağmen, etkinliği düştü, meclis eskisi kadar etkin değil. Çünkü hükümet sistemi, Cumhurbaşkanlığı’nda alınan tüm kararları meclise dikte ettiriyor. Meclisin en önemli görevi yasa çıkarmak. Eskisi gibi iktidar olarak meclise tasarı sunamıyor, artık vekiller teklif verecek ama onu yapmak için o konudaki tüm yasal düzenlemeyi bilmesi gerekiyor, ki bu çok zor. Bakanlıklar teklif hazırlıyor ve meclise sunuyor, bu açıdan teklif hazırlığı söz konusu değil, iktidar yetkin. Bana göre yasama açısından istenen olmadı. Mesele denetim mekanizması ve geçmişteki parlementer sistem de sorunluydu ama bugün daha sorunlu gibi… Meclisteki çoğunluk iktidardan olmasaydı, daha farklı olabilirdi belki ama AKP ve MHP çoğunluğu meclisi yönetiyor gibi. Bana göre meclisteki denetim organları muhalefette olmalı, özellikle insan hakları, bütçe ve KİT Komisyonu, dilekçeler gibi iktidara yürütmeyi denetleyecek komisyonlar…”
Şimşek, bürokratlar dâhil, Başkanlık sistemini parlamento muhabirlerinin de el yordamıyla öğrendiklerini ve yavaş yavaş yeni taammüllerin oluştuğunu söyledi. Eski ve yeni dönemi kıyaslayan Şimşek, eskiden hükümetin olmaz dediği önerilerin de tartışılabildiğini ve bazen muhalefetin önerilerinin tartışma sonunda haklı bulunduğunu belirtti. Bakanların ve milletvekillerinin bilgilendirme yaparak, soruları yanıtladıklarını ifade eden Şimşek, “Hükümet ve yasama, yürütme iç içeydi. Anında konuşuluyor ve sorun çözülüyordu. Yeni sistemde yasama ve yürütme ayrı diye, ilk toplantıda bakan gelecek mi, bütçesini sunacak mı belli olmadığından, Meclis Başkanlık Divanı toplantı yaptı ve bir sistem oturttular. Milletvekilleri eskiden seçmenden gelen soruları direkt mecliste hükümete iletebiliyordu, şimdi nöbetçi bakanlık sistemi getirildi. Meclis çalışması açısından yükümüz arttı, el yordamıyla yeni sistemi anlamaya çalışıyoruz. Yasaların fiziken hazırlanış aşamasını takip ediyorsun, milletvekilllerinin çok işi çıkabiliyor, parlamento muhabirliği arttı ama toplumun meclise ilgisi artmadı.
İktidar ve muhalefet milletvekilleri ayrı kulisteler ve eskiden her şeye ayrı muhabir bakıyordu, gazeteciler artık iki grupla da sohbet edip haber alıyor. Parlamento muhabirleri çalışıyor ama görünürlükleri az” ifadesini kullandı.
Çolak, “Yeni sistemin getirilme amaçlarından birisi koalisyonları önlemek”
Şimşek’in ardından söz alan gazeteci Saliha Çolak, yeni sistemle birlikte meclisin daha pasifize olacağının görüldüğünü ve güçler ayrılığının getireceği söylenen olumlu işleyişinin tam tersinin de mümkün olabileceğini belirtti. Demokrasi ve cumhuriyet tartışmalarının basın hürriyeti ile iç içe geçen konular olduğuna işaret eden Çolak, “Biz sistemin ne kadar işlediğini konuşurken aynı zamanda basın özgürlüğü konusu ve parlamento muhabirlerinin çalışma sisteminin farklılaşmasına da bakmak lazım. Yazılı Anayasa değişikliği oldu, uzun tartışılmadan hızla geçirildiği için uygulamadaki aksaklıklar düzenlemelerle götürülmeye çalışılıyor. Sistem açısından temel nokta, yönetimde istikrar için kolalisyonları önleme amacı” dedi.
Parlamenter sistemin olumlu ve olumsuz yanlarının olduğunu ancak 1980’den önce birbiriyle “bıçaklı” olan hareketlerin 1980 sonrasında aynı masaya oturduklarını ve ülkeyi yönetme sorumluluğu aldıklarını söyledi. Çolak, “Elbette zorlukları vardı ama zaten ülke yönetmek kolay değil. O koalisyon masalarından belki bir adım ileri bir adım geri giderek, birbirlerini frenleyerek doğruyu yapmaya çalışıyorlardı. Toplumsal bir barış sağlanıyordu, yeni sistemin getirilme amaçlarından birisi koalisyonları önlemek olduğu için bu örnekleri veriyorum” dedi.
Çolak, milletvekillerinin de şikâyetçi olduklarını belirterek, meclisin yeteri kadar denetleyici olamadığını ve bir milletvekilinin bu durumu “Züğürt Ağa” benzetmesiyle ifade ettiğini söyledi. Çolak şunları söyledi:
“Eskiden yerelle hükümetin bağını kuran milletvekili, artık kendisini sadece mecliste el kaldırıp indiren biri gibi görüyor. Etkisinin olmadığını düşünüyor. Eskiden bakanlıklarda oluşan tekliflere etkileri olur, tasarı gelince ilgili kuruluşlar, sektörler ve STK’lar görüş bildirir ve teklif olgunlaşırdı. Bu artık mümkün görünmüyor.”
Çolak, “Bazı düzenlemeler sosyal medya sayesinde geri çekilebiliyor”
Parlamento muhabiri olarak yükün arttığını kaydeden Çolak, eskiden her bakanlığın bir muhabiri olduğunu, eğitim, sağlık ve savunma alanlarında çalıştıklaırnı, şimdi ise söz konusu alanlarda Anadolu Ajansı’ndan bir muhabirin görevlendirilerek, onu üzerinde haber aktarımı yapıldığını belirtti. Çolak, eskiden tasarıları olgunlaşma sürecinde izleyerek haber yaptıklarını, bu tasarılara ilişkin odaların ya da hukukçuların konuştuğunu belirtti. Yeni dönemde muhabirlerin adım adım iktidar grubunu takip ettiklerini, günde bir kaç kez hangi konu üzerine çalışıldığını öğrenmeye çalıştıklarını ifade eden Çolak, “Yorucu bir çaba, çok fazla oltaya az balık geliyor” dedi.
Şeffaflık konusunun da toplum için önemli olduğunu vurgulayan Çolak, birbiriyle çelişen uygulamalar gördüklerini, meclisin 2000’lerden sonra teknolojik gelişmeyle birlikte daha şeffaf göründüğünü belirtti. Intenet üzerinden her bilgiye ulaşıldığını sözlerine ekleyen Çolak, gece yarısı önerge değişikliklerinin ise muhalefet nezdinde de sorun olduğuna dikkat çekti. Meclis kanalının ise daha önce genel kurul çalıştığı sürece canlı verildiğini ve internetten olmasa da Meclis TV’den izlediklerini kaydeden Çolak, “TRT’den izleyen arkadaşlar ne olup bittiğini görebiliyordu, genel kurulda vatandaşın anlaması dışında şeffaf olduğu için ve bir anlamda muhalefet de konuşabildiği için önem taşıyordu. Sadece parlamento muhabirleri değil, vatandaş da takip ediyordu. Meclis TV yayını yedi ile sınırlandırıldı ama mesai yediden sonra başlıyor. Geç önerge getirildiğinde de kulaklar açık olmuyor ne yazık ki… Sosyal medya bunu biraz tolere edebiliyor ve bazı düzenlemeler bu sayede geri çekilebiliyor” diye konuştu.