5

Zamlanan un, bin yıllık yufka ekmeğini bitme noktasına getirdi

Anadolu ve Çukurova’da, bin yılı aşkın süredir yaşatılan yufka ekmek geleneği, una yapılan son zamlarla kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya. Yufka ekmeğin artık maliyetli bir iş haline geldiğini söyleyen kadınlar, bu geleneğin unutulmaya başlandığından yakındılar. 

SERKAN TALAN

Yufka ekmeği, Türkler tarafından Orta Asya’dan Anadolu’ya taşındı. Çukurova’da da yufka ekmek geleneği neredeyse bin yıldan fazla süredir yapılıyor. Ancak un fiyatlarına yapılan zam, Çukurovalı kadınları zorluyor, yufka ekmeğini bitme noktasına getirdi. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization – UNESCO) tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde, Türkiye adına dahil edilen yufka ekmeği yapan kadınların sayısında son dönemde azalma olduğu kaydedildi.

Konuştuğumuz Osmaniye Yörük Türkmen Kültür Tanıtma ve Dayanışma Derneği Başkanı Bestami Erdem ve yıllardır yufka ekmek yapan kadınlar, bin yıllık geleneğin kaybolmak üzere olduğunu, una yapılan zam nedeniyle yufka ekmek yapmakta zorlandıklarını ve ekmeğin maliyetli bir iş haline geldiğini vurguladılar.

“Yufka ekmek yapanların azaldığına üzülerek şahit oluyoruz”

Osmaniye Yörük Türkmen Kültür Tanıtma ve Dayanışma Derneği Başkanı Bestami Erdem, bin yıllık geleneğin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Yufka ekmeğin Orta Asya’dan Anadolu ve Çukurova’ya taşınıp günümüze kadar yaşatılan bir gelenek olduğuna değinen Erdem,  modernleşme ve hızlı şehirleşmeye rağmen kadınların imece usulü bu geleneği bina aralarında dahi olsa devam ettiğini bildirdi. Erdem, una getirilen son zamlar sonrası yufka ekmek yapanların sayısında gözle görülür bir azalma olduğunun altını çizdi.

Yufka ekmeğin UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne Türkiye adına dahil edildiğini anımsatan Erdem, “Yufka ekmeği, özellikle kırsal bölgelerde, hatta bazı şehirlerde kış aylarında birçok ailenin sofralarında yer almaktadır. Yufka haftalar sonra bile ıslatarak yemeye hazır hale getirilebilen bir ekmek çeşididir” dedi.

Erdem, yufka ekmeğin tarihi ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Orta Asya Türkçesindeki yuwka’dan gelen yufka, ince ve daire biçiminde oklavayla açılan, saçta pişirilen ekmek çeşidi veya hamur yaprağı olarak tanımlanmaktadır. Yapımında genellikle buğday unu, su ve tuz kullanılmaktadır. Yufka, mayanın henüz icat edilmediği dönemlerde yuvarlak, sac üzerinde pişirilmesi ile ortaya çıkmıştır. Türklerde genelde ekmek, yerleşik düzene geçmeden önceki göçebe dönemde mayasız ekmek olarak yapılmakta ve buna yufka veya lavaş denilmektedir. Bunlar uzun süre dayanan ekmeklerdir.”       

Yufka ekmeğin uzun süre bayatlamaması, pratik şekilde ıslatılarak tüketilmesi nedeniyle çok tercih edildiğini ve kadınların imece usulü birbirlerine yardım ederek odun ateşinde sac üzerinde yapıldığını aktaran Edem, sözlerine şöyle devam etti:

“Özellikle bölgemizde köyleri ve ilçeleri geziyoruz. Buralarda son zamanlarda yufka ekmek yapanların azaldığını gördük. Çünkü daha önce gittiğimiz yerlerde kadınlar, yufka ekmek yapar bizlere bazlama ya da börek ikram ederlerdi. Ancak şu anda yufka ekmek yapanların azaldığına üzülerek şahit oluyoruz. Bunun sebebini araştırdığımızda kadınların una yapılan zam nedeniyle yufka ekmekte zorlandığını gördük.”  

Maliyetli bir iş haline geldi

Kendini bildi bileli yufka ekmek açıp pişirdiğini anlatan 63 yaşındaki ev hanımı Sultan Yakupoğlu da, kadınların odun ateşinde imece usulü yaptıklarını söyleyip “Ancak una yapılan son zamlarla artık birlikte yufka ekmek yapamaz olduk” dedi.

Yufka ekmek yapmanın maliyetli bir iş haline geldiğini kaydeden Yakupoğlu, şunları söyledi:

“Birçok komşumuza yufka ekmek yapmaya yardıma giderdik. Ancak şimdi yufka ekmek yapamıyoruz. Kendim bile şu dönemde yapmaya çekinir oldum. Çünkü maliyeti bir hayli fazla. Una yapılan zam nedeniyle insanlar yufka ekmek yapamıyor.”                                                                               

Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde oturan 83 yaşındaki Halime Ağsubaşı, yufka ekmek yapmayı büyüklerinden öğrendiğini ve bunları da kızlarına öğrettiğini belirterek “Yufka ekmek yapmaya çocukluğumda başladım. Şu anda bile sağlığım el verirse yaparım. Çünkü yufka ekmekte aldığım lezzeti normal ekmekte bulamıyorum” diye konuştu.

“Somun ekmek, artık daha kârlı görülüyor”

Son yıllarda genç kızların ilgi göstermemesi nedeniyle yufka ekmeğin yapılmama ve unutulmaya başlandığını aktaran Ağsubaşı, eskiden yaşadıklarından şöyle söz devam etti:

“Bir zamanlar burada her bahçede yufka ekmek yapılır ve kış boyunca da o yufka ekmek yenirdi. Bugün çarşı ekmeği ya da somun dediğimiz ekmek, pek bilinmezdi o zamanlar. Kadınlar olarak imece usulü birbirimize yardım eder komşularımızın el birliği ile ekmeklerini yapardık. Ekmek bittikten sonra da bazlama yapar bunu yayık ayranı ya da çayla hep beraber güle eğlene yerdik. Hatta uzak yerlerden kişiler de gelir onlara da bazlama yapardık. Bazı zamanlar yufka ekmekten çok bazlama yapılırdı. Ancak kimse yoruldum demezdi.”

Artık yufka ekmeğin yapılmadığına işaret eden Ağsubaşı, sözlerini şöyle bitirdi:

“İnsanlar nasıl yufka ekmek yapsın? Unun kilosu olmuş 8-9 TL. Kendisine yufka ekmek mi yapsın gelenlere bazlamamı yapsın?… Her şey ateş pahası olmuş. Eskiden ‘Somun ekmeği pahalı’ denir yufka ekmek yapılırdı. Şimdi tam tersi oldu. Somun ekmek, artık daha kârlı görülüyor. O yüzden bir gelenek de yavaş yavaş unutuluyor.”

24 Saat gazetesinin PDF dosyasını indirmek için tıklayınız