5

Van kahvaltısı nasıl doğdu?

Kahvaltı dendiğinde herkesin aklına ilk gelen, servis edilen ürünleri organik ve bol çeşitli Van kahvaltısının 50 yıl bir geçmişi bulunuyor. 20 ila 30 arasında çeşide sahip Van kahvaltısı, 2014’te Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi

Muhammetemin Sari  Yemek dendiğinde dünyada farklı birçok ülke ve şehir, kendisine has tatları ve yemek kültürleriyle öne çıkar. Türkiye’de de zengin mutfaklarıyla bilinen birçok şehir var ama kahvaltı dendiğinde herkesin aklına gelen ilk şehir Van’dır. Bunun en önemli nedeni servis edilen ürünlerin tamamen organik olmaları ve çeşit bolluğudur.

Aslında bugün Van ismiyle özdeşleşen Van kahvaltısının geçmişi çokta gerilere dayanmıyor. Evet, insanlar kendi evlerinde yaptıkları kahvaltılarda bu ürünleri geçmişten beri kullanıyorlardı ama ticari bir faaliyet olarak kahvaltı veya kahvaltı salonu işletmeciliği, 50 yıl öncesine gidiyor. Van’da ilk kahvaltı salonun açıldığı 1970’li yıllardan önce, Van’da kahvaltı yapmak isteyen biri, sütçü dükkânlarına gitmek zorundaydı. Bu gelenek aslında bugünde Van’da kahvaltıcılar sokağı olarak bilinen sokaktaki tüm kahvaltıcılarda hâlâ yaşatılıyor. Buradaki işyerlerinin tabelalarında hâlâ “kahvaltı salonu” değil, “sütçü” yazıyor.

Peki, başlangıçta neredeyse tek başına süte dayanan “Van Kahvaltısı”, nasıl oldu da hem ülkemiz hem de Avrupa’nın en çok bilinen kahvaltısına dönüştü? Gerçekten de mevsimine göre, 20 ila 30 arasında çeşide sahip olan Van Kahvaltısı, 2014 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na girerek bu özelliğini tescillemiştir… Bilinirliği ve tercih edilirliğiyle Van’ın tanıtımına da önemli katkısı olan Van kahvaltısının hikâyesini bu başarıda önemli payı bulunan, “Bak Hele Bak Yusuf ” olarak bilinen Yusuf Konak’a sorduk.

Adeta “fahri bir turizm elçisi” olarak çalışan Yusuf Konak’ın işyeri, otantik dekorasyonu, anı defteri ve duvarlarını kaplayan tanınmış simaların fotoğraflarıyla ilgi odağı haline gelmiş. Müşterilerine ikram ettiği tüm ürünleri, özelikle Van köylüsünden aldığının anlatan Konak, Van köylülerini Van kahvaltısının kahramanları olarak adlandırırken diğer tüm kahvaltıcı esnafının da böyle yapması durumunda hem Van kahvaltısının kalitesinin artacağını hem de Van köylüsünün kazanacağının belirtti.

Daha çocuk yaşta iken Van’ın ilk süt dükkânlarında çalıştığını aktaran Konak, Van kahvaltısının geçmişiyle ilgili şunları söyledi: “Bu işe ilk olarak sütçü dükkânlarında çalışarak başladım. İlk zamanlar müşterinin önüne somun ekmek, bir de alüminyum kabın içine iki kepçe süt bırakırdık. Vatandaşta sütün içine ekmeğini doğrayıp kaşıkla yerdi. Daha sonra yoğurt getirdik. Bu da cacık şeklinde sunuldu. Bir dönem, özelikle yazın moda oldu, yazları herkes bunu yerdi. 1965 ile 1970 yılları arasında böyleydi. Bu kahvaltıyı, 55 yıl önce o zaman ilk kahvaltıyı getiren Ömer İpek’ti. “Kahvaltının piri” odur. Ömer amca, benim patronumdu. 110 yaşında vefat etti. Yine Sütçü Fevzi vardı, Sütçü Nusret vardı. Yine benim ikinci Patronum Sütçü Ali Asker vardı. Sonra yoğurtun üzerine pekmez dökme uygulaması çıktı. Kahvaltıda, köylü sabah evinde, bez mendilinin içinde kendine tandır ekmeği, birazda çörek ile kade (Van ev çöreği) ve cacık getirip kahvede yerdi. “Kahve altı” deniliyordu buna. Ben, 1970’lerde ilk olarak İstanbul gittim. Orada sucuk, sosis gibi şeyleri gördüm. Bir yerde işe başladım Orada ilk olarak tava ve porselen tabak gördüm. Sonra gidip kendime porselen tabak aldım. Kulplu tava alıp memleketim Van’a geri döndüm.”


Yusuf Konak

Van’da “kahvaltı salonu” adı altında ilk işyerini açan Konak, daha sonra bu işi geliştirmek için durmadan çalıştığını söyledi. 1990 yılların başında işe renk katmak için işyerine gelen müşterileriyle farklı bir diyalog geliştirmeye başlayan Konak, müşterilerine bilmeceler sormaya, maniler okumaya ve Van kartpostalları gibi küçük hediyeler vermiş. Bu şekilde yavaş yavaş tanınmaya başlayan Konak, daha sonra yerel ve ulusal basına çıkıp Van kahvaltısını tanıtmaya ve ulusal yemek fuarlarına katılmaya başlamış. Bu çabalarının, Van kahvaltısının bu günlere gelmesinde önemli payı olduğunu vurgulayan Konak daha sonraki çalışmalarını ve Van Kahvaltı çeşitlerini şöyle anlattı: “Sonra Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için mücadele başladık. Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde 52 bin kişiye kahvaltı vererek bunu başardık ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girdik. Yine yerli birçok ürünümüz tescillendi. Amacımız artık patent almadan ve orijinal Van ürünleri olmadan kimsenin kahvaltı yeri açmamasıdır. Van Kahvaltısı, 15 çeşittir. Bunların en önemlileri tereyağı, otlu peynir bal, peynir, cacık, kavurma tereyağında köy yumurtası, Mırtoğe ve benzeri bölgeye has kahvaltılık ürünlerdir. Bunların dışında bulunanlar Van’ın gerçek kahvaltısı değil, Van Kahvaltısı, köyden gelen saf organik malzemelerdir. Ben, 10 yaşında ilk kez domates gördüm. Şimdi “Domates Reçeli Van’ındır” diyorlar. Alakası yok ama Gül Reçeli, Van’a has bir şeydir. Bunları bilip yapmak lazım! Van kahvaltısında somun ekmek gitmez. Van Kahvaltısı, lavaş ekmeği ile yapılır.”

Haberin PDF’ini indirmek için tıklayınız.
Haberin linki için tıklayınız.