13

AYDINLIK BİR SABAH

Atatürk, 28 Ekim 1923 gecesi, aydınlık sabaha işaret etti: “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz”

HASAN SAFA TEKELİ / ANKARA

Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 gecesi, Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarıyla bir araya geldiği yemekte, aydınlık sabaha işaret etti: “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” Onun “İlelebet payidar kalacaktır” dediği “Cumhuriyet”, 29 Ekim’de Meclis’te “Yaşasın” sesleriyle kabul edildi.

İlk toplantısını 23 Nisan 1920’de yapan TBMM’nin kabul ettiği 1921 Anayasası’nda yer alan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denilen birinci maddesi, açıkça belirtilmese de “cumhuriyet” rejiminin habercisidir. Ancak “cumhuriyet”i kabul etmek, 16 Nisan 1923’te görevini tamamlayan Birinci Meclis’e değil, 11 Ağustos 1923’te toplanan İkinci Meclis’e nasip olacaktır.

AMASYA TAMİMİ’NDEN CUMHURİYETE

Aslında, 21/22 Haziran 1919 gecesi hazırlanan ve tarihe “Amasya Tamimi/Genelgesi” olarak geçecek olan Amasya Kararları, öngördüğü “Milletin bağımsızlığını, gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Yurtta en güvenilir yer olan Sivas’ta, millî bir kongre toplanmalıdır” ilkeleri bakımından, “Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı ile Meclis’in açılması ve ötesinde Cumhuriyet’in ilanıyla ortaya çıkan yeni devletin doğuşunun ilk belgelerinden” sayılır.

Mustafa Kemal Paşa’nın Amasya’da vaaz vermesini istediği Müftü Abdurrahman Kâmil Efendi de Sultan Bayezid Camisi’nde, “Tek kurtuluş çaresi halkın doğrudan doğruya egemenliği eline alması ve iradesini kullanmasıdır. Hep beraber Mustafa Kemal Paşa’nın etrafında toplanarak vatanı kurtaracağız” sözlerine yer verir. Mustafa Kemal Paşa da aradan yıllar geçse de Müftü Kâmil Efendi’yi onurlandıracaktır.

GENÇ CUMHURİYET’İMİZ BU GİBİ ULEMA İLE İFTİHAR EDER

Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım ile Cumhuriyet’in ilanından yaklaşık 11 ay sonra, 24 Eylül 1924’te ziyaret ettiği Amasya’da, Belediye tarafından onuruna verilen ziyafette, beş yıl önceki anılarından söz eder. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, aralarındaki görüşmeden sonra Kâmil Efendi’nin verdiği Cuma vaazını şöyle anlatır ve “Genç Cumhuriyetimiz bu gibi ulema ile iftihar eder.”

ERZURUM’DA VERİLEN SIR

Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi toplanmadan önce de, 7–8 Temmuz gecesi Mazhar Müfit Bey’e gerçekleştireceği amacı kesin bir dille ve kimseye söylenmemesi ricasıyla şöyle özetler: “Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır… Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icap eden muamele yapılacaktır; tesettür kalkacaktır, fes kalkacak; medeni milletler gibi şapka giyilecektir. Latin harfleri kabul edilecektir.”

SİVAS’TA ANADOLU CUMHURİYETİ

Mustafa Kemal’in Millî Mücadele’yi örgütleyişi karşısında Batılılar, bunun bir cumhuriyet ile sonuçlanacağını sezerler ve bunu gizlemezler. İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral De Robeck, Sivas Kongresinin henüz sonrasında, Dışişleri Bakanı Curzon’a 17 Eylül 1919’da gönderdiği raporunda, bu Kongrenin bir “Cumhuriyet girişimi” olduğunu bildirir. 22 Eylül 1919 tarihli The Times gazetesi de Kongreden, “Sivas’taki Anadolu Cumhuriyeti” diye söz eder.

YAŞASIN CUMHURİYET

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından Mustafa Kemal, artık, yeni devlete, “Cumhuriyet” adının verilmesi için uygun zamanı bekliyordu. Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla sıra Cumhuriyet’in ilanına sıra gelmişti.

İkinci Meclis, 13 Ağustos 1923’te Başkanlığa Mustafa Kemal Paşa’yı, İkinci Başkanlığa Ali Fuat (Cebesoy) Paşa’yı seçer; Başbakanlığa Ali Fethi (Okyar) getirilir. Ancak, Atatürk’ün “Nutuk”ta da işaret ettiği gibi, Mecliste oluşan muhalif grup, Bakanlar Kurulunun işlerini yürütmesine engeller çıkarmaktadır.

Uygun zamanın geldiğine karar veren Mustafa Kemal, 22 Eylül 1923’te Neue Freie Presse muhabirine verdiği demeçte, artık açıkça “Cumhuriyet” sözünü kullanır. Mustafa Kemal, Viyana’da yayımlanan “Neue Freie Presse” adlı Avusturya gazetesinin muhabiri Josef Hans Lazar’a, “…Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelerini size tekrar edeceğim: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin yegâne gerçek mümessili olan Meclis’te belirmiş ve toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet!”

Bu ortamda, 13 Ekim 1923’te Ankara’nın başkent olması kabul edilir. Eleştirilerin yoğunlaşması üzerine Mustafa Kemal başkanlığında 25 Ekim’de toplanan Bakanlar Kurulu, istifa etmeyi ve yeni hükümette hiçbir görev almamayı benimser. Bakanların istifaları, 27 Ekim’de Meclis’te okunur. Ancak Meclis, yeni bakanlar kurulu için oluşturulan listeler üzerinde anlaşma sağlayamamaktadır.

Uzun zamandır “cumhuriyet” düşüncesini içinde barındıran Mustafa Kemal, bu siyasi bunalım üzerine, düşüncesini uygulamaya karar verir. Yakın çalışma arkadaşlarını, 28 Ekim’de Çankaya’da akşam yemeğine çağıran Mustafa Kemal, onlara aydınlık geleceğin müjdesini verir: “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Mustafa Kemal ve yemekten sonra kalmasını istediği İsmet (İnönü) Paşa, Cumhuriyet’in ilanına ilişkin anayasa değişikliği üzerinde çalışırlar.

Halk Fırkası, 29 Ekim’de yaptığı toplantıda, Mustafa Kemal’i hükümet bunalımını çözmekle görevlendirir. Mustafa Kemal de Cumhuriyet’in ilanına yönelik anayasa değişikliği önergesini açıklar. Halk Fırkası Meclis Grubu’nda ve sonra TBMM Genel Kurulu’nda, Anayasa’nın 1’inci, 2’nci, 10’uncu, 11’inci ve 12’nci maddelerinin değiştirilmesinin kabul edilmesiyle “Cumhuriyet” resmen ilan edilir. “Yaşasan Cumhuriyet” nidaları, TBMM Genel Kurulu’nun duvarlarında yankılanır.
 

Yararlanılan Kaynaklar:

Nutuk, Gazi Mustafa Kemal, TTK Basımevi, 2. Baskı, 1986, Ankara.
Cumhuriyet Nasıl Kuruldu? Feridun Fazıl Tülbentçi, Sel Yayınları, 25 Ekim 1955, İstanbul.
Mustafa Kemal Atatürk, Şerafettin Turan, Bilgi Yayınevi, Şubat 2004, Ankara.
Türk Devrim Tarihi (III), Şerafettin Turan, Bilgi Yayınevi, Temmuz 1995, Ankara.
Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi II, Gotthard Jaechke, TTK Basımevi, 1989, Ankara.
Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Utkan Kocatürk, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2. Basım, 2007, Ankara.
Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber (I), Mazhar Müfit Kansu, TTK Basımevi, 1986, Ankara.

Haberin PDF’ini indirmek için tıklayınız.
Haberin linki için tıklayınız.